Mentos Çeviri Fransızca
58 parallel translation
Diğer cepte de birkaç Hayat Kurtaran var, orada.
J'ai aussi des Mentos dans l'autre poche là.
Zagnut ister misin, Bay Smithers?
Boulzans, tic-tacs, trucmuches, mentos?
Bir kere ben orada nane şekeri saklıyorum.
C'est mon paquet de Mentos.
Vouge'da birinin doğum günü olduğu zaman, Lifesaver'ın üstüne bir mum koyuyorlar ve en küçük parçayı kimin alacağını tartışıyorlar.
Chez Vogue, pour les anniversaires, on colle une bougie sur un paquet de mentos et on se dispute pour avoir le plus petit.
Galiba Cody bize... naneli şeker korkusunu anlatıyordu.
Cody allait nous parler de son aversion pour les Mentos.
! Tüm bir Mentos kafasını uçurabilir!
Tu vas lui faire exploser la tête!
Bu, tüm Mentos paketinin yarısını... yiyebilirim anlamına mı geliyor?
Ça veut dire que je peux manger la moitié des Mentos?
Hayır, Alex. Mentosu yalama.
- Alex, ne lèche pas ces mentos!
Bunlar ne, Mentos mu?
Ce sont des Mentos?
- Benim için biraz Mentos al.
- Et prenez-moi aussi des Mentos.
Nane şekeri ve ciklet ile arabamı doldurayım, nefese iyi gelen şeyler.
Mettez-moi des Mentos, et des trucs pour rafraîchir l'haleine.
Tamam, yalan uydur ve sonra araba için biraz da şekerleme al.
D'accord, mentir et ensuite acheter des Mentos pour la voiture!
Çok bağırma yoksa reklamlarda sesin çıkmaz.
Tu devrais signer un contrat avec Mentos. T'as mauvaise haleine.
Mentos.
C'est un Mentos.
Ben bu işe Mentos satarak başladım.
Ari, j'ai commencé en colportant des Mentos.
"Yolculuk sırasında bir geçite girdim " ki torpido gözüne rahatça ulaşıp bir nane şekeri çıkarayım.
Sur le trajet, je me suis garé dans une allée voisine pour atteindre sans danger la boîte à gants et y prendre... un Mentos.
Şeker.
Mints, c'est un bonbon. [Sorte de mentos fourré chocolat]
Evet, nasıl şekerler olduklarını biliyorum.
Oh, oui, je connais [Sorte de mentos fourré chocolat ] ces, euh... petits trucs au chocolat. [ Sorte de mentos fourré chocolat]
Mentos ve diğerleri bunu saçma bulmadı.
Methos ne croit pas que c'est des conneries.
Ayrıca, cips, sandviç, Menthos, meyveli şeker gibi bir sürü atıştırmalık alabilirsin.
des sandwiches, des chips, des Mentos, des Skittles et toutes sortes de friandises.
Ve ne kadar naneli şeker yese de tavuk kanadı kokusundan kurtulamıyordu.
Et une overdose de Mentos n'a pas suffi à masquer son haleine de bouc.
Mentos'la diyet kolayı karıştırdığın zaman garip birşey olur.
Un truc marrant se produit quand on mélange des Mentos avec du Coca Light.
O, Mentos reklamından beri sana aşığım.
J'ai craqué sur toi depuis ta pub Mentos.
Tamam, Parker, buna nane şekeri-kola deneyi denir.
OK, Parker, ça s'appelle l'expérience du Mentos-soda.
Halo mu oynayacağız, Battlestar mı izleyeceğiz diyet kolanın içine mentos mu atacağız?
On joue à Halo? On mate Battlestar? On lâche des Mentos dans du Coca Light?
Ninem birinize Mentos verdi mi?
Grand mère vous a donné des bonbons mentholés?
Mentos bombası. Sen bir dahisin.
Bombes mentholées, tu es un génie.
Lütfen cebindekinin şeker olduğunu söyle.
C'est un rouleau de Mentos dans votre poche?
Bonbonları severim.
J'adore les Mentos.
Naneli şekeri olan var mı?
- Quelqu'un a des Mentos?
İyi de sadece bir şekere basıyorsun.
Vous appuyez juste sur un Mentos.
Konserlerimizde bize Mentos fırlatmayı kesin artık, bunu demek istiyorum.
Arrêtez de nous jeter des Mentos. C'est ça que j'essaie de dire.
- Düşen mentoslara dikkat edin.
Danger! Chutes de Mentos
Gazoza hayır demem.
Tu veux un mentos ou un twix? Pourquoi pas un twix.
Veya bir şişe Cola'yla biraz mentosu karıştırırız.
Oui, ou une bouteille de coca et quelques mentos.
Burayı bu hale kolanın içine naneli şeker atan bir çocuk getirmiş olamaz sanırım.
Donc je suppose que ce n'est pas un gosse qui à mis des mentos dans son soda.
Şefin söylediğine göre eğer ceplerini karıştırırsak bir çok halt çıkarmış.
Ouais, le Chef me dit que si je le vois chercher dans sa poche c'est probablement pour en sortir autre chose qu'un mentos.
Yiyemem. Mentos ve baharatlı hava diyeti yapıyorum.
Non, en ce moment je suis juste sur ce régime Mentos et air parfumé.
Çilekli mentos.
Les Mentos à la fraise.
O zaman her müşteri için sadece bir paket mentos yazan bir tabela asın.
Et bien, mettez un signe qui dit seulement un rouleau par personne.
Cebindeki mentos mu yoksa vücudun beni gördüğüne sevindi mi?
Es ce que c'est un rouleau dans ta poche ou es-tu juste heureux de me voir?
Aslında mentos bir tarak ve bir şişe Paco Rabanne.
En faites, c'est un rouleau. Et un peigne. Et une bouteille de Paco Rabanne.
Canım bu Mentos'ları çiğnemen gerek.
Ah. Chérie, chérie, vous devez les mâcher ces Mentos.
- Mentos'u mu seviyorsun?
Vous aimez les Mentos?
- Daha da Mentos yemem.
- Je n'en ai plus. - Non?
Keskin nişancı bombaları, yaylım bombaları ve bir keresinde dolu bir tüp Mentos'u üç litre kolanın içine koyduk ve bilirsiniz, bu, bu...
Jagerbomb, ( cocktail ) running bombes ( jeux ) et une fois on a mis un tube entier de mentos dans une bouteille de coca de trois litres et vous savez...
- Evet, Mentos bombası.
Une bombe mentos. Je suis surpris que vous en ayez pas entendu parler.
Bu çocuğu Mentos reklamında keşfettim.
Enfin, j'ai trouvé ce gamin dans une pub pour Mentos.
İki tanesi patlayıcı madde olabilen... nane esaslı şeker. Mentos?
Mentos?
Mentos sever misin?
- Tu veux un Mentos?
- Bunlar Mentos değil.
C'est pas des Mentos.