English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Meşa

Meşa Çeviri Fransızca

229 parallel translation
Babam ona "Neden Meksika?" diye sorduğunda demişti ki, "Yoldaş Meşa, böyle zamanlarda en güvenlisi bu."
"Pourquoi mexicaines?" lui demande mon père. Il dit : "Aujourd'hui c'est plus sûr ainsi".
Pis herifin tekisin, Meşa.
Tu es un salaud, Mesa.
Gösterdik onlara, yoldaş Meşa.
On leur en a fait voir.
Meşa'yı alıp götürdüler.
Ils ont emmené Mesa.
"Meşa'nın diğer halıları ne güne duruyor!"
"Il y aura encore des tapis de Mehmed à battre."
Buranın adı Black Mesa.
Lci, ça s'appelle Black Mesa.
Black Mesa.
Black Mesa.
İşte burada kil evi var.
Et voici 33 Mesa.
Bu kadar endişelenme artık ne de olsa yaşlı Langford'un kızı o kadar güzel ve tatlı ki yeni doğan güneş gibi.
Je ne m'inquiéterais pas trop... tant que la fille de Langford est jolie et douce... comme le lever du soleil sur la mesa.
Mavi Tepe.
Blue Mesa.
Mesa?
Mesa?
Mesa yakınındaki bir köye Kafa derisi avcıları baskın düzenledi.
Des chasseurs de scalps ont attaqué un village près de Mesa.
Mesa Verde'de farklı damgalı 20 baş hayvanım var. Ama ben yakınmıyorum.
J'ai 20 têtes de chaque espèce du Mesa Verde.
Mesa Verde'ye yerleşip tarım yapmayı amaçlıyorsunuz.
Vous avez l'intention de vous installer dans le Mesa Verde.
Sonraki sene son yağmur Şubatta yağdı. Haziranda ise tavşanlar bile Mesa'den kaçmak için can atıyordu.
Mais l'année suivante, la dernière pluie est tombée en février, et en juin, même les lièvres ont eu le bon sens de partir.
Mesa Verde'de bu çiftlikleri öylesine işletemezsiniz.
Mais vous n'y arriverez pas dans le Mesa Verde.
Elimizde kalan en iyi iki nişancıyı şu yüksek yere yerleştir.
Placez les deux meilleurs tireurs en haut de la mesa.
Mesa, bir dakika.
Masa, attends une minute.
Mesa Verde Bankası.
BANQUE NATIONALE DE MESA VERDE
- Mesa Verde!
- Mesa Verde.
- Evet, papa. Mesa Verde.
- Oui, Papa.
Eğer bu havai fişeğin bize katılmasını sağlayabilirsek, zengin olacağız.
Mesa Verde. Si on arrive à motiver Feu d'artifice, on sera riches.
Mesa Verde'de.
- Oh, si. À Mesa Verde.
Orası bir şehir.
Mesa Verde?
Sadece düşündüm ki Mesa Verde'ye gidebiliriz.
Je me disais que peut-être... on pourrait aller... à Mesa Verde.
Senin Mesa Verde hakkında hatırladığın başka hiçbir şey yok mu?
C'est tout ce qu'il y a à Mesa Verde?
Dinle, Mesa Verde sadece bir başlangıç.
Mesa Verde, ce sera que le début.
Tanrım, buranın Mesa Verde olduğuna emin misin?
Seigneur, t'es sûr que c'est Mesa Verde?
- Tam bizim istediğimiz gibi de ne demek? -... Mesa Verde'de bekliyorum.
Et depuis, je t'attends à Mesa Verde.
- Burası benim Mesa Verde'm değil. Bambaşka bir yer olmuş.
Mon Mesa Verde a changé.
Sonunda Mesa Verde'ye gelip bize katıldın demek. Şimdiden manşetlere çıkmışsın.
À peine arrivé à Mesa Verde, tu fais déjà la une des journaux.
Mesa yamı yoksa vadiye doğru mu gittiler?
Ils sont partis vers Mesa ou en direction de la vallée?
Mesa'ya
Mesa.
Mesa
Mesa.
Kestirme yoldan gidersek, Calder dan önce Mesa'ya ulaşırız
On peut couper à travers champs et arriver là-bas avant Calder.
Baba Mesa'yı tanıyor musun?
Et Feather Mesa?
Takipçiler dağlara kadar izlediler ama Big Mesa'da kaybettiler.
Le détachement les a suivis au nord et les a perdus... par ici, derrière la mesa.
Gözetleme tepesindeki üç meşeyi biliyor musun?
Vous voyez les trois chênes sur Lookout Mesa?
Muhtemelen Mesa kavşağına varmıştır bile.
Il a dû arriver au croisement avec Mesa Road.
Mesa yamacının orada!
Il est au pied du mont Mesa.
7.caddeden merkeze inip, Mesa üzerinden doğruca Vilayet Konağına ineceğim.
Je vais prendre la 7ème rue... descendre Central puis Mesa... jusqu'au tribunal par Adams.
7.cadde, merkez, Mesa, Vilayet.
7ème, Central, Adams, Mesa.
7.cadde, merkez Mesa Adams.
La 7ème, Central... Mesa... Adams.
Birini hissediyorum. Burada başka bir savaşçı daha var.
Je sens une présence, un autre guerrier est sur la mesa.
Hala Sierra Mesa'yı görünce fondip yapasın geliyor mu?
Tu bois toujours comme un trou? Oh oui!
Keşke getirmeseydin.
Tu n'aurais pas dû, Mesa.
- O senin kayın biraderin.
Mesa est ton beau-frère.
Ziyo iş gezisi gibi gösterdi.
Zijo a fait comme si Mesa partait en voyage.
Meşa'yı görmeye gittim.
J'ai été voir Mehmed.
Meşa kızacak, Hamdo.
Des jours meilleurs viendront.
Söyle o zaman geri göndersin.
Mesa se fâchera. Qu'il le renvoie, s'il veut.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]