Mildred Çeviri Fransızca
403 parallel translation
"Anne, Mildred ben işleri yoluna koyar koymaz şehre gelip benimle evlenmeye söz verdi."
"Mère, Mildred m'a promis de venir en ville... pour m'épouser... dès que ma situation sera stable".
Sevgili Mildred, Bu küçük kolye dikkatimi çekti ben de hoşuna gider diye düşündüm.
Chère Mildred, ce pendentif m'a séduit, et je crois qu'il te plaira.
Yavaşça içeri girip Mildred'a sürpriz yapayım.
Je vais entrer surprendre Mildred.
Seni son gördüğümden beri neredeyse 2 kat büyümüşsün, Mildred.
Tu as doublé de taille depuis que je t'ai vue, Mildred.
Kahve süzülmüş mü bak bakalım.
Mildred, vois si le café est prêt. Apporte de la crème fraîche.
Sen de Mildred.
Toi aussi, Mildred.
- Gel, Mildred.
Viens, Mildred!
Mildred, hala burada mısın?
Mildred! Toujours là?
Hala Mildred'ın iflah olmaz bir çöpçatan olduğunu öğrenemedin mi?
Mildred adore faire des mariages, vous le savez bien.
Mildred.
Mildred...
Mildred. Burada ne arıyorsun? Bizi ziyarete mi geldin?
Mildred, qu'est-ce que tu fais par ici, tu t'encanailles?
İçimi titretiyorsun Mildred. Her zaman titrettin.
Tu m'as toujours donné le frisson.
Haydi Mildred oyun oynama.
A quoi joues-tu?
- Mildred Pierce Beragon.
- Mildred Pierce Beragon.
- Özür dilerim Mildred. Yapamadım.
- Désolé, c'était plus fort que moi.
Senin yanında olmayı hep sevdim Mildred.
Tu m'as toujours plu, tu sais?
- Eğitimli olmalısın.
- Mets-toi au parfum, Mildred.
Birinci tur Mildred'in.
- Premier round pour Mildred.
Mildred Pierce.
Et vous? Salade du chef.
Merhaba. Otur. Ne?
Mildred, assieds-toi.
Üzgünüm Mildred. Elimizden geleni yaptık.
Nous avons fait tout ce qui était en notre pouvoir.
Mildred. Gerçek orkide.
- Mildred, regarde, des orchidées.
Selam. Tebrikler. Başarılısın.
Bravo, Mildred, tu as réussi.
- Mildred'le konuşmak istiyorum.
- J'ai un mot à dire à Mildred.
- Mildred lütfen bunu yapma.
- Non, Mildred, je t'en prie.
- Böyle devam etmenin bir anlamı yok.
- Doucement, Mildred. - Tout cela est ridicule.
Yine pasta yapabilirsin Mildred.
Retourne à tes fourneaux. Je te quitte.
Arcadia'daki hesaplar geçen ay yüzde yedi düştü. - Mildred.
La recette de l'Arcadia a chuté le mois dernier d'environ 7 %.
Mildred, ne istiyorsun?
Que veux-tu, Mildred?
Mildred sana bir düğün hediyesi getirdim.
J'ai ton cadeau de mariage.
Ama ondan öğrendim. Eve dönmek istiyordu Mildred.
J'ai deviné, puis elle a avoué qu'elle voulait revenir.
- Önemli değil Mildred.
- Ce n'est rien.
Benim Mildred.
C'est moi, Mildred.
Tamam Mildred. Ama çabuk gel.
Nous t'attendons.
Alacaklılarınızı tatmin etmelisiniz veya Mildred A.Ş.'nin elinizden alınmaması için bir neden göstermelisiniz. Karşı gelirseniz, alacaklılarınız sizi iflasa sürükler. Bu kadar basit.
A moins d'un argument décisif, il ne vous reste plus qu'à vendre ou à déposer votre bilan.
Seni beklemiyorduk Mildred.
Nous ne nous attendions pas à ta visite.
Siz Mildred Cassaway olmalısınız.
Le bébé aussi. Vous devez être Mildred Cassaway.
- Sonra görüşürüz Mildred.
- à plus tard, Mildred.
- Hadi git. - Teşekkür ederim Dudley.
- sauvez-vous, Mildred.
Mutlu Noeller, Mildred. Mutlu Noeller, Dudley.
- joyeux noël, Mildred.
Evet. Mildred Havelend. Hiç duymuş muydun?
- Elle s'appelait Mildred Haviland.
Ancak asıl adı Mildred Havelend'mış.
Mais son vrai nom était Mildred Haviland.
O ve Muriel -... yoksa Mildred mı demeliyim-bir adam yüzünden kavgalıymışlar.
Elles se sont disputées pour un homme.
"Mildred'a, Chris'ten."
"Pour Mildred, de la part de Chris."
Mildred Havelend adını daha önce duydun mu?
Et Mildred Haviland?
Mildred evde.
Mildred y est.
Evet, tabii Mildred. İyi bir fikir.
Bonne idée.
Hey, Mildred.
Hé, Mildred!
Mildred şaka yapıyordum.
Je blaguais.
Hayır Mildred.
Non, pas de divorce.
Evet, evet Bayan Mildred.
Qui dois-je... Ah, c'est vous, Mme Mildred.