English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Milky

Milky Çeviri Fransızca

81 parallel translation
Ne alacağımı biliyorum. 2'Hershey Bar', 1'Milky Way've, ımm... 1'Butterfinger'.
Deux barres Hershey, une Milky Way... et une Butterfinger.
Antik Yunan'lılar Samanyolu'nun belirgin hatlarını Tanrıça Hera'nın göğüslerinden akan süte benzettiler ve * milky way * ismini koydular.
Pour les Grecs de l'Antiquité... la traînée de lumière diffuse dans le ciel... serait le lait de la déesse Héra... que son sein épanche à travers l'univers.
Halen bu ismi kullanıyoruz. ( Milky Way - sütlü yol )
On l'appelle toujours la Voie lactée.
Sonra çikolata da var.
J'ai aussi un Milky Way.
Her sabah oraya gidip " Şu yerdeki karamelli çikolata mı?
Chaque matin, tu disais : "Je vois bien un Milky Way par terre?"
Cumartesi sabahlarï, bir gofret yemez miydin?
Déchiré une barre de Milky Way le samedi matin?
sonraki gün, Hansel izleri tekrar takip etti, yolda, "sütlü" yolla karşılaştı, bir paket Necco Wafers, biraz Pop Rocks, ve Luther adında büyük boy bir "şeker baba".
Le lendemain, Hansel refit le chemin inverse et tomba sur un Milky Way, une barre de Necco, des Pop Rocks, et un papa gâteau géant appelé Luther.
Çikolatalı gofret?
Milky Way?
Çikolatalı gofretler, neler denedik.
On a tout essayé. Les Milky Way, tout.
Bende paralı kanallar ve odamda saçmasapan bir Samanyolu var.
J'ai la télé à la carte et un Milky Way glacé dans ma chambre.
Şu küçük, minnacık Milky Way'lerden almayı denedim... en küçüğünden.
J'ai essaye de manger ces tout petits Milky Way...
Noel de Park caddesinde yürümek Milky Way'de yürümek gibidir.
Sur Park Avenue, à Noël, on se croirait sur la Voie lactée.
Ama Milky Way'de kimse soyulmaz.
Sauf que sur la Voie lactée on ne se fait pas agresser.
Yazın Süt beyazı Porsche Carrera Ben çalışıyorum Pisim, paraları istifliyorum Zencilerin bana kızarak bakması Ne garip
Summertime White Porsche Carrera is milky l'm on the grind Let my paper stack when l'm filthy lt s funny how niggas Get to screw-facing at me
Boşver, ben de şu Milky Way paketi var.
Pas besoin, j'ai un emballage de Milky Way.
Şu eleman Milky. Has adamım olur.
Ça, c'est mon pote Milky.
Milky'nin yanına otur.
- Mets-toi à côté de Milky.
Milk bu filmi daha önce gördüm. Emin ol bir şeyler başlayacak.
Milky, je la sens pas, cette histoire.
Çünkü şu herifi görüyor musun? Milky.
Parce que ce mec-là, Milky...
Milky dostum, seni geçen gece hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum. Ama sana yemin ederim bu bir daha olmayacak.
Mec, je sais que je t'ai laissé tomber, mais je te jure que ça n'arrivera plus.
Görüşürüz Milky.
Salut, Milky.
Hayır. Yalnızca Milky demek.
Non, juste Milk.
Milky, ona gülmeyi kes, lütfen.
Milk, arrête de sourire, s'il te plaît.
Milky! Milky, iyi misin dostum?
Milk, tu vas bien?
Milky... Onları yalnız bırakın, olur mu?
Milky, laisse-les tranquilles.
Milky?
Milky?
Uyan Milky!
Réveille-toi, Milky!
Milky uyan!
Milky, debout!
- Milky uyan!
- Milky, réveille-toi.
- Çekil! Milky! Hadisene!
Ça suffit, arrête!
Milky bunu atlatacak Shaun. Sana söz veriyorum.
Milky va s'en sortir, Shaun, je te le promets.
Onlar senin şekerlemelerin değil.
Non, non, c'est pas tes Milky-Ways.
Ona bir kase hindistancevizi de verebilirsin.
Autant lui donner un bol de Milky Way.
Sen, Duds'ım, Chunks'ım Twix'im Cadbury'im ve kafanı iyi yapacak her şeyim var.
J'ai des Milky-Way, des Crunch, des Twix, du Lindt, tout ce que tu veux.
Gofretleri, cipsleri tıkınmayı bırakmalısın.
Arrête de manger des Milky Way et des Doritos.
Bayanlar ve mikroplar, herkese benden Milky Bar.
Mesdames et morues, le putain de Galak est pour moi.
Belki sütlü yollar ya da mars çikolataları üzerinden.
Avec des Milky Ways ou des barres Mars.
Tam boy Milky Way and Nutter Butterları kastediyorum.
Mais des vrais Milky Way entiers.
- Sekiz yıl geçti, Milky.
- Ça fait 8 ans, Milky.
olan her şey,... yani, Combo'yla Milky, bir çeşit,... yani benimle orada olman falan, kısmen benim...
Tout ce qui s'est passé... entre Combo et Milky, tu vois... J'étais là et tout est parti en vrille, je me suis senti coupable.
Milky'i hastaneye götürdün.
T'as emmené Milky à l'hosto.
Milky, hadi ama.
Milky, allez.
Bu durumda Woody... Milky... ben... sen... ve Meggy.
Il y a Woody, Milky, moi, toi... et Meggy.
Sadece buzluğa sakladığım donmuş çikolatamdan uzak dur yeter.
Ne touche pas aux Milky Way cachés dans le freezer.
Aynı buzluğunun arkasına sakladığın çikolata gibi.
Comme les Milky Way cachés dans le freezer.
- Gerek yok, Milky!
Casse toi!
Seninle ya da Milky'le veya herhangi bir şeyle ilgisi yoktu.
Et ça n'a rien à voir avec toi ou... Milky. Ou personne d'autre.
Eşim Milky Ways bırakır kanepenin altına hamburger yapıcı'sı ile birlikte.
Ma femme y laisse des MilkyWay avec des raviolis au bœuf.
- Çekil üstümden! Milky!
Milk!
Yarın tüm galaksiden minik bir duman topu olarak görüleceğiz.
Et nous serons visible depuis le Milky Way...
Milky Way çikolatası almıştım.
J'ai acheté un Milky Way.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]