Minnettarız Çeviri Fransızca
1,639 parallel translation
Zaman ayırdığınız için minnettarız.
Donc. merci de nous accorder un peu de votre temps.
Bizimle konuştuğunuz için gerçekten minnettarız.
Et on apprécierait vraiment de vous parler
Yaptıkların için sana minnettarız.
- Nous apprécions votre aide.
Çok minnettarız.
Nous vous sommes reconnaissants.
Bize yardımınız için minnettarız.
Votre dévouement nous touche beaucoup.
Yardımın için minnettarız ama seni asla serbest bırakamayız, sahip olduğun bilgilerle olmaz.
Nous sommes reconnaissants pour votre aide, mais nous ne pourrons jamais vous libérer, pas avec les informations en votre possession.
Yarbay Sheppard'a olan endişenize minnettarız.
Et nous apprécions que vous vous préoccupiez du colonel Sheppard.
Sana ne kadar minnettarız, bilemezsin.
Tu n'as pas idée comme j'apprécie.
Gereğinden fazla vaktini bize ayırdığı için, hepinize minnettarız.
Vous avez bien travaillé. Nous vous remercions d'avoir passé autant de temps ici.
Desteğiniz için minnettarız.
Nous apprécions votre soutien.
Yaptıklarınız için minnettarız.
Nous apprécions tout ce que vous avez fait.
İkimiz de minnettarız.
Tous les deux. On apprécie.
Zaman ayırdığınız için minnettarız.
Nous apprécions que vous preniez le temps de venir.
Sen ve Nicole gibi insanların onu yanına almasından minnettarız.
On est reconnaissant que des gens comme vous et Nicole l'ayez pris.
Minnettarız, Bay Mars.
On compte sur vous, Mr. Mars.
Yardımınıza minnettarız.
On fait tous profil bas ici.
Yardımınız için çok minnettarız.
On apprécie votre aide et...
Çok minnettarız.
- On vous en remercie de tout coeur.
Tamam, sana gerçekten minnettarız.
Kimber va vraiment apprécier.
Elbette. Yardımınıza minnettarız.
Bien sûr, merci pour votre aide.
Evet, merhametiniz için minnettarız Prenses Cornelia...
En effet, Altesse. Soyez remerciée pour votre mansuétude.
Desteğine gerçekten minnettarız.
On apprécie vraiment votre soutien.
Bütün bunlara minnettarız, ama işin gerçeği,... buraya başka bir nedenden ötürü geldik.
Nous apprécions tout ça, mais en vérité, nous sommes venus pour une autre raison.
- Yaptığın her şey için minnettarız.
- Nous apprécions tout ce que...
Bilmiyorum, kız kardeşini kurtardığımız için oldukça minnettar görünüyordu.
Je ne sais pas. Il semblait assez reconnaissant que nous ayons sauvé sa soeur.
Sana şu kadarını söyleyeyim - babamıza minnettar olmalıyız.
Je vais te dire un truc. Nous sommes chanceux d'avoir papa.
Her birinizin, kadın olarak yıllar boyunca yaptığınız fedakârlıkların farkındayım. Bu ulus, o fedakârlık için sonsuza dek size minnettar.
Et je sais que chacune d'entre vous a accepté de faire un sacrifice à long terme, un sacrifice dont toute notre nation vous est reconnaissante.
Biliyorum ve minnettarım ama ikimiz de biliyoruz ki ben sana ne kadar yardım etsem de sen yine de zırlayıp duracaksın.
Je sais. Et je t'en remercie. Mais on sait tout les deux que malgré toute l'aide que je pourrais apporter, tu continuerais à te plaindre quand même.
İkimiz de çok minnettarız.
Nous vous sommes tous les deux incroyablement reconnaissants.
Minnettarız.
C'est très gentil, merci.
Tamam. Kendime not- - bir abim veya kız kardeşim olmadığı için minnettar ol.
OK, Note à moi-même : être reconaissante de ne pas avoir de frères et soeurs en colère.
Bu güven verici konuşmanız için minnettarım.
Bien, j'apprécie la voix de la confiance.
Geldiğiniz için teşekkürler. Eğer o çatlağı buradan uzaklaştırırsanız, minnettar kalırız.
Si vous pouviez faire partir ce dégénéré, ce serait gentil à vous.
Teklifimizi kabul ettikleri için minnettar olmalıyız.
On devrait être contents qu'ils aient accepté notre offre.
Anladığınız için minnettarım.
- Merci à vous.
Bu egzersizden önce istemediklerinize, sahip olamadıklarınıza, sorunlarınıza odaklanıyor olabilirsiniz. Bu egzersizden sonra farklı bir yöne dönmeye başlarsınız : Hoşlandığınız her şey için minnettar olmaya başlarsınız.
A la place de se fixer sur ce que vous n'avez pas, sur vos plaintes, sur vos problèmes, quand vous faites cette exercice, l'approche est différente, vous commencez par éprouver de la gratitude pour tout ce que vous fait du bien.
Psikolojimiz hastalıkları yaratır. Bu şekilde yeterince mutlu ve minnettar olmadığımızı kanıtlar ;
Notre organisme crée la maladie pour réagir et nous montrer que nous sommes en état de déséquilibre, nous n'éprouvons pas de l'amour, ni de la gratitude.
Ama sen tekrar evine döndüğünde... postalarımızı aldığımızda bir birimizden kaçmayalım... Buna gerçekten minnettar olurum...
Mais quand tu seras rentré chez toi et qu'on se croisera devant nos boîtes aux lettres j'apprécierais que tu
Bakın ne diyeceğim. Yardımcı olursanız minnettar kalırım.
Vous me rendriez radieuse si vous pouviez m'aider.
Bana yardım ettiğiniz için minnettarım. Ama bunu niye yaptığınızı pek anlamıyorum.
Je suis reconnaissant pour votre aide, mais je me demande... pourquoi vous m'aidez.
Bakın, kocanızın benim için yaptıklarına gerçekten minnettarım fakat bununla ilgili hiçbirşey düşünmek istemiyorum.
Ecoutez, je suis content de ce qu'a fait votre mari pour moi, mais je n'ai pas envie de pensez à ça pour le moment.
Zamanla, bunun için minnettar olacağınızı umuyorum.
J'espère que vous finirez par en être heureux.
Askeri Adalet İşleri Başkanlığı yaptıklarınız için minnettar.
La direction apprécie ce que vous faites.
Tamam abini sevdiğini ve yardımı için minnettar olduğunu söyledin, yine de sen herşeyde başarısız olurken onun hayatta kolayca kazanmasını izlemek zor olmalı.
Vous prétendez aimer votre frère, vous lui êtes reconnaissant pour son aide mais on dirait que ça vous est pénible de le voir vivre une vie de rêve alors que la vôtre est un échec sur toute la ligne.
İşiniz bu biliyorum ama yaptıklarınız için... Minnettarım.
Je sais que c'est votre travail, mais j'apprécie vraiment tout ce que... tout ce que vous faites.
Gerçek olmadığı için minnettar olmalıyız öyleyse.
Nous pouvons nous réjouir que ce ne soit pas vrai.
Aradığınız için minnettarım, Bayan...
J'ai apprécié l'appel, Mme...
Kampanya için yaptığınız her şeye minnettarım.
J'apprécie vos efforts de campagne.
Katıldığınız için çok minnettarım, ve sanırım hepimiz o fıskıyenin sokağımızda yeri olmadığında hem fikiriz.
J'apprécie vraiment votre implication, et je pense que nous sommes toutes d'accord sur le fait que cette fontaine n'a pas sa place dans notre rue.
Bay Mitchell - gerçi, sanırım... bugün işe gelebildiğiniz için, size minnettar olmalıyız.
- M. Mitchell... Mais je suppose que nous devrions vous remercier de votre présence.
sonunda hayalarını mengenede sıkıştırmadığımız için bize minnettar kalacak.
Au final, il nous remerciera de ne pas avoir écrasé ces tristes petits testicules.