English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Modele

Modele Çeviri Fransızca

276 parallel translation
Bu modele çok sipariş var.
On a largement de quoi faire.
Ahım şahım bir ressam olduğumdan değil, olağanüstü bir modele sahip olma avantajına sahip olduğumdan diyorum. Ki bu bana Pandora Reynolds'ın yüzünü ve figürünü resmetmek için ilham verebilir ; Tüm erkeklerin yürekten arzuladığı Gizemli Tanrıça'yı.
Je n'ai pas grand talent, mais avec un tel modèle... je pourrais peindre, sous votre apparence, la déesse que tout homme désire en secret.
Bir sanat eserine, otomobiline yaptığın gibi onu her yıl yeni bir modele çevirir gibi davranma.
Ne traitez pas une œuvre d'art comme une automobile qu'on change chaque année pour un nouveau modèle.
Çizim. Pastel ile yapıldı... Modele gelince...
En fait, c'est un pastel et pour ce qui est du modèle... il m'est tombé du ciel.
Şairlerin de modele ihtiyacı vardır!
Les poètes ont besoin de modèles!
- Evet, modele verecek param yoktu.
- Je ne pouvais pas m'en payer un.
Sana poz veririm.
Je vous servirai de modele.
Çok iyi bir model olabilirmişsin, biliyor musun?
Sais-tu que tu ferais un excellent modele?
İçsel cinsi çatışmanın zirvesinde olduğu çok açık genel olarak sabit ve belirli kaotik cinsel modele dayanıyor.
Culmination d'un conflit sexuel intérieur d'origine habituellement ancienne, basé sur une constitution sexuelle chaotique. Aucun doute.
Şu modele ne dersin?
- Oui. Celle-ci, peut-être.
Bu biraz fazla gibi. Bu modele düşkünüm, Mr. Spock, tabi sen bunu takdir edemezsin.
J'ai un faible pour ce modèle, M. Spock, que vous n'avez malheureusement pas les moyens d'apprécier.
Bunu deneyeceğim. Aynı anda birden fazla modele uyması mümkün değil.
Je vais essayer, mais elle ne peut être adaptée qu'à un modèle à la fois.
Ve hepsi son model!
Le tout dernier modele!
Ama bunu mühendis iyi çizememiş, modele bak kulaklar böyle sivri.
Il a été mal conçu! Voyez ces oreilles pointues, cette coupe de cheveux...
Aslına bakarsan benim de modele ihtiyacım vardı.
Écoute, je... J'ai besoin d'un modèle.
Bir tablo için modele ihtiyacım var.
Je te veux comme modèle pour une peinture.
Hayatım, şu modele bak. Çok güzel.
Chéri, tu devrais jeter un coup d'oeil à cette splendide maquette.
- Bir Matt Johnson tahtası yapmak...
Un nouveau modele... La "Matt Johnson"...
76 modele ve Walt Whitman'a bak.
On prend la 76.
Çok güzel bir nü çalışması.
Une etude de nu. C'etait moi le modele.
Bu modele bayılıyorum.
Je suis fier de ce modèle.
Şu modele bakın!
Regardez ce modèle!
Bir erkeğin kendisini her şeyiyle size feda edebileceği bir modele ne dersiniz?
Vous voulez un homme qui vous donnera tout ce qu'il a?
Sadece modele karar verin. İşte.
Choisissez le modèle que vous voulez.
Ve Lal'i anlamlı bir şekilde değerlendirmek için, kıyaslama yapacak bir modele ihtiyacınız olacak.
D'ailleurs pour effectuer ces tests d'évaluation sur Lal, il vous faudra un modèle comme base de comparaison.
Örneğin şu modele bir bakalım.
Prenez ce modèle-ci en exemple.
Onu paslanmaz bronzdan, C501 model bir Sonsuz Yolculuk tabutuna koyalım.
On prendra un modele C501, "Voyage Eternel", en bronze inoxydable.
Yaptığım modele göre Beta, nihayetinde sıcaklık artışı, düzensiz gelgit dalgaları, ve genel olarak da küresel ısınma başlangıcını yaşayacak.
Je les ai modélisées. La lune Bêta subit périodiquement l'influence de ce champ magnétique, ce qui, entre autres, provoquera à terme son réchauffement global.
1076 model. Paslanmaz çelik.
SMITH ET WESSON, 10 MILLIMETRES MODELE 1076, ACIER INOXYDABLE!
Sanki manken gibi...
C'est ça, il fait trop modele idéal
Çok hoş.
LA SOCIETE MODELE
Küçük, iyi bir kızın benim güzel kötülüğümü mahvedeceğini kim bilirdi?
Qui eut cru qu'une petite fille modéle vaincrait ma splendide méchanceté?
DIANA LOORAN FOTOMODEL
DIANA LOORAN - MODÉLE
" Çadırı X ve Y noktasına sabitle model 42-B hariç
Tenez la tente aux points X et Y, sauf pour le modéle 42B. "
Model 42-B devam etmiyor. "
"Modéle 42B plus fabriqué."
Geçen senenin modeli.
Le modéle de l'année derniére.
Şu ana kadar bulduğumuz parçaların hayali etle doldurulmuş ve modellenmiş hali budur.
Nous l'avons modelé en partant du squelette.
Affedersiniz. Telefonu açmam lazım.
MODÉLE ANCIEN
Her erkeğin uzun zamandan beri yüzüne kazınmış olan kendine has bir maskesi vardır.
Chaque homme a son propre masque... Qu'il a modelé pour durer longtemps.
Fakat onun Manuel gibi bir mankeni yoktu değil mi?
Mais il n'avait pas Manuel comme modéle.
Ama Eratosthenes bir bilimadamıydı, ona göre bu basit olaylar bir şekilde dünyayı değiştiriyorlardı, hatta bir şekilde dünyayı açıklıyordu.
Mais Eratosthène était un scientifique... et son analyse de ces phénomènes a changé le monde... l'a même "modelé", en quelque sorte.
Refahlarının tadını çıkarttılar. Hatta evlerinde dönemin Hollanda'lı ressamlarının sosyal içerikli tablolarına yer verdiler.
On jouit d'un bien-être matériel appréciable... mais l'intérieur des maisons... modelé par la peinture hollandaise... est sobre et discret.
Dert etme. Sana Browning av tüfeklerimden ayarlarım.
Eh bien, je vous passerai mon Browning, le modéle large.
Diğer konumunda çok uzun bir süre kalmıştır.
Il a été modelé, trop à l'extrême, dans l'autre direction.
Döneminin şekillenmesine yardımcı oldu.
Il a modelé son époque.
Evet, 1258 model kullanacağız.
C'est un modele 1258.
Ama biraz şekil.
Ah, un petit modelé...
Bu gölgeli grilikler.
Cette juxtaposition de gris, le ton rompu, le modelé sous les yeux.
Brian, bu et. Sadece şekli böyle.
C'est un pain de viande que j'ai modelé.
Bak Norman, bu mükkemmel bir aile olmayabilir ama yakınız.
Notre famille n'est peut-être pas modéle, mais on n'en est pas loin.
İşlenip haddelendiği belli.
Il a été trempé et modelé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]