English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Most

Most Çeviri Fransızca

136 parallel translation
# Who is the most wanted?
Nul ne l'est plus
# Who is the most wanted?
Mais c'est mon aimé
# Dünya çığırından çıktı ve iyilik bugün kötü # Bugün siyah beyaz ve gün karanlık bugün # Kadınların sevdiği pek çok herif
The world has gone mad today and good s bad today and black s white today and day s night today when most guys today that women prize today are just silly gigolos
Sidney Bruhl'ün yeni polisiyesi Murder Most Fair'in... açılış gecesi bugündü.
La nouvelle énigme de Sidney Bruhl, Meurtre très juste, a débuté ce soir.
Murder Most Fair berbat bir oyun!
Meurtre très juste était une merde!
We got most of it rented off at 42 bucks a square foot... fakat en üst beş kat tamamen bize ait.
Il est loué en grande partie à 42 $ le pied carré... mais les 5 derniers étages sont à nous.
Well, John, most of my life I've been leery about the appearance of high command.
Eh bien, John, la plupart de ma vie j'ai été méfiant... sur la venue du commandement supérieur.
That this whole damn war might be over after one more battle and my Virginia boys will have missed most of it.
Cette fichue guerre pourrait être terminée après cette bataille... Et mes garçons de Virginie en auront raté la plus grande partie.
Which he will most certainly do, given time.
Ce qu'il fera certainement avec le temps.
"En günahkar göz yaşının tuzu musun sen..."
" Ere yet the salt of most unrighteous tears
Resmini Amerika'nın en aranılan kişisi olarak yerel gazetelere verdik.
On met son portrait partout. Journaux locaux, America's Most Wanted...
Sen? Amerika'nın En çok arananları.
America's Most Wanted.
In times of war, we have to make the most... of what little innocent pleasure there is.
En temps de guerre, il faut profiter du moindre moment de plaisir innocent.
His name is Les and he's the most beautiful thing I've ever seen.
Son nom est Les... et c'est la plus belle chose que j'aie jamais vue.
I'll pick the most hopeless girl at this school and I'll bet that you can't turn her into prom queen.
Le pari : je choisis la fille la plus grave du bahut... et je parie que t'en fais pas une reine.
Ever want to be the most popular girl in school?
T'as déjà voulu être dans la peau de la coqueluche du bahut?
True love is what I want the most
D'amour véritable je suis mordu
I lured my opponents into traps, jumped high when I was scared and most importantly, ran really fast.
J'attirais mes ennemis dans des pieges, je sautais quand j'avais peur... et surtout, j'ai couru tres vite.
Your shelter must be practical, you need to travel light and most importantly, enjoy the 24 hours of sunlight.
Votre refuge doit etre pratique, vous devez voyager leger... et plus important : profitez des 24 heures de soleil.
The part I enjoyed most about this movie was all the time Scooby and I got to spend at the arcade.
Mon passage prefere du film... a ete tout Ie temps qu'on a passe dans Ia salle de jeux.
Murder Most Foul'daki gibi mi?
- Un meurtre des plus ignobles?
En değerli polisim.
- Most Valuable Policeman.
And who better to start things off than the most important person Ve Grace'in hayatındaki en önemli kişiden daha iyi kim var ki başlatmak için.
Qui d'autre pour débuter que la personne la plus importante dans la vie de Grace.
Size Kutsal Babamızdan bir hediye getirdim... zatıalinize duyduğu takdirin bir ifadesi olarak, çünkü, bildiğiniz gibi Lordum, bu kutsal gül her yıl bizzat
Je vous apporte un présent de notre Saint Père... pour témoigner combien il vous tient en haute estime, car, comme vous le savez, monseigneur, this most sacred rose is consecrated annually par le pape Léon lui-même,
Aile fotoğrafı America's Most Wanted'ın afişi olabilirdi.
Son passé aurait pu remplir la page "faits divers".
Evet, evet. Snoop'la benim, 2 of Amerikaz Most Wanted şarkımız.
Là, c'est moi et Snoop sur 2 of Amerikaz Most Wanted.
Bunlar o güzel sesli çanlar değil mi?
Aren't those bells the most beautiful sound?
Host değil Most.
C'est Most.
Bu gerçekten kolay olurdu. Amerika'nın benim arka bahçem büyüklüğünde olduğunu düşünürdüm.
Sa aurait été facile and I believed that the U.S. had not most of my large garden.
Bu da benim daha da kötü rahatsızlanmama sebep oldu.
What? Yet most warped.
Önce mide ağrım başladı, bunu omurgamda çok daha yoğun hissettim, sırtımı uzun zamandır düşünmüyordum.
Once started stomach pain, were cos? so most acute I did not pi? thought to my back for a long time.
Gördüğüm en eğlenceli şeylerden biriydi.
One of the things most funny that I have ever seen.
Ama uyuşturucu kullanmaya başladığımdan beri mide problemim yok.
But... since I started drogarmi I had the most pain.
Yani, bunu yapamak artık çok daha kolay.
And'most easy cos?
En harika şeylerden biriydi.
One of the things most amazing.
Bazı günler, galiba normalden daha paranoid hissediyorum Frances doğduğundan beri, çoğu benden uzaklaşıyordu.
Some days I feel most paranoid than usual but now what?
Yıllar geçtikçe daha da kolaylaşıyordu arkadaşlarımla gerçek ilişkiler geliştirmeye başladığımdan beri Aslında, grup, daha da sevilmeye başladıkça grupta bazı gerçek arkadaşlarım oluyordu. Sevdiğim birini bulmak, benden çok şey götürmüştür.
Simplified everything in recent years since I real relations of friendship with real friends with the group ever most famous and then find a person I love has solved many problems.
Benim için galiba en iyisi bu, çünkü şimdi ben, Courtney'den daha iyi bir pozisyondayım.
It is better to me, probably... because...? I find myself in a situation most stable than Courtney.
O, bencil, kaba, doğrucu bir insanmış gibi görünürdü ve ve benden daha düşüncelidir.
And'the type of person seems selfish and bad but with these things? very most loving me.
Öyle bir noktaya geldi ki, artık grupla yeterince ilgilenmiyordum, onun, yoluma girmesine izin vermiyordum.
E'which are to the point that not I cos? both the group to be affected most these consequences.
Tanıdığım en kötü kişilerdir.
The people most cruel that I have ever known.
Onlar, zaten en kırıcı kısmı, aileme saldırarak yaptılar.
They GI? Valicato the limit most offensive, which? attack my family.
Yıllarca böyle devam edebilirdim ama bununla artık uğraşamayacağım bir zaman olacak.
And I could go forward for years but there will be? a time when riuscir not the most to manage it.
Bu noktada eğlenmemin yolu yok.
Why? Not potr most common to find pleasure, at that point.
Bir grup için en heyecanlı zaman, popüler olduklarının hemen sonrasıdır.
The moment the most beautiful of a band? Stage the first to become really famous.
Hiçbir şey, ilk birkaç yıl olduğu gibi değil, bir avuç kişiye çalardık o zamanlar.
as it was. Not the most as in the first two years. Playing before a handful of people.
Ve bu noktada, müziğin gençler için gerçekten çok önemli olduğunu düşünmüyorum.
And at this point, I do not see really as the music could most.. ... have a for a teenager.
Kekin en güzel kısmı...
* Everyone knows * The most delicious part of the muffin *
En başından beri, en önemli endişe, 2000 yılının, bilgisayarlara çok bağımlı olan... hava trafiğini etkileyeceği üzerineydi.
From the beginning, some of the most acute concerns about y2k difficulties involved air travel, which, after all, is heavily reliant on computers.
En Uygun Noel
The Most Adequate Christmas Ever
Bunu bir yerde duyduğumu biliyordum. The Most Dangerous Game.
Dans La Chasse du comte Zaroff.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]