English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Muffin

Muffin Çeviri Fransızca

664 parallel translation
Oh, Al bakalım.Tavşana karşı kek.
Tiens. Un muffin pour un lapin.
Poğaça?
Un muffin?
Kek?
- Un muffin?
Ya sen? Dans eder miyiz?
Et toi, Muffin, tu veux danser?
Muffin. Gel, kuçu kuçu.
Muffin, où es-tu?
Ben de kalayım. Muffin dönebilir.
Je reste aussi au cas où Muffin reviendrait.
Gel, Muffin.
Viens, Muffin!
Muffin mi?
Muffin?
Muff-çocuğu, Muffster Moffo, Muffin İşi... 31.
Muff-Tchaîng. M'en-Fous. La Muff-Star, Muffin-Schtroumpf.
İki tavada yumurta, bir kek, ekmek istemiyor, patates olmayacak.
Deux oeufs frits, un muffin et des frites.
Hooch, sana kek getirdim evlat.
Je t'ai apporté un muffin.
İşte sana kek.
Voici un bon muffin, Hooch!
Güzel değil mi Hooch?
Tu vois le muffin?
Bak gördün mü kek, Hooch? İşte sana kek.
C'est un muffin pour Hooch!
Kek!
Je t'ai apporté un muffin!
Anne, Laura geldi. Şu yaban mersinli muffinlerden bir tane alabilirim.
Maman, Laura est ici, et je vais prendre un muffin aux myrtilles.
Sen de ister misin?
Tu veux un muffin?
Muffin ister misin?
Tu veux un muffin?
Donna, sen bir muffin'sin.
Donna, tu es un muffin.
Her muffin'in içine yedi tane yaban mersini koyduğumu bilin.
J'ai mis sept myrtilles dans chaque muffin.
Hoşça kal muffin.
Au revoir, muffin.
Hayır, sen muffin'sin.
Non, c'est toi, le muffin.
Ben Muffin'im.
Je suis le muffin!
Güneşin gelecek salı kepekli bir ekmeğe dönüşmeyeceğini kanıtlayamam ama 20 yıldan sonra ne bildiğimi bilirim.
Je ne peux pas prouver que le soleil ne va pas se transformer en muffin mardi prochain mais au bout de 20 ans, je sais ce que je sais.
Ben sabahları sadece çörek ve yoğurt yerim.
Papa, j'ai toujours pris du muffin avec un brin de yaourt.
Evet ama kek de yedim.
Je sais. Mais j'ai aussi mangé un muffin.
Hayır, kahve ve mısırlı kek, lütfen.
Non. Un café et un muffin, s'il vous plaît.
Burada oturup çöreğimi yerken ve kahvemi içerken olup biteni aklımdan geçiriyordum ve alkoliklerin dediği gibi her şey bir anda netleşti.
J'étais là à bouffer mon muffin en buvant mon café, je revoyais l'incident, j'ai eu ce que les alcoolos repentis nomment un accès de lucidité.
Bak, sana kek ayırdık.
On t'a gardé un muffin.
Bart, o bir kepekli kek!
Bart, ça c'est un muffin.
- Şu keki ısıtabilir miyim?
Je peux réchauffer ce muffin?
Kekim.
Mon muffin.
Teacher'a bir İngiliz keki al.
Bob, ramène lui un muffin.
Üzerine de marmelât koydurmayı unutma. İngiliz keki istemiyorum.
- Un muffin à la confiture.
Ruhumu temizlemek istediğimde yulaflı bisküvi yerim.
Pour me purger, je bouffe un muffin.
- Kurabiye istermisin?
- Tu veux un muffin?
Teşekkür ederim Melanie.
Un muffin. Merci, Melanie.
Kahve ya da kek ikram edebilir miyim?
Je vous sers un café? Un muffin?
- "petit four" ( bir çeşit pasta ) nedir?
- Qu'est-ce qu'un muffin?
Chandler, Mon. Sadece bir tane muzlu cevizli muffinimiz kalmış.
Il ne reste qu'un muffin banane-noix.
Muffinimi yalarsan böyle olur işte.
Ça t'apprendra à lécher mon muffin!
- Bu yüzden bunun gibi durumlar için, şey, bir muffin kullanıyorum.
- Je préfère tuer au petit pain.
Tamamdır, kahve İngiliz kurabiyesi ve suyunuz.
Un café, un muffin, et votre eau.
Birisinin bu kekin üstünü çıkardığına inanamıyorum.
Qui a enlevé le dessus de ce muffin?
Nerede bir kek tepsisinden firar ederse o artık kendi başına bir şey oluyor.
C'est là que le muffin se sépare du moule pour se lancer dans la vie.
Kek-üstü mü yiyorsunuz?
Vous mangez un dessus de muffin?
Size kek-üstü!
Dessus de muffin pour vous!
- Kek istiyor musun istemiyor musun?
Un muffin? A la pêche!
Yoksa muffin mi?
Ou je me laisse tenter?
Kek!
Un muffin!
Kek!
Un muffin, Hooch!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]