Müsait Çeviri Fransızca
3,128 parallel translation
Soyunma Odası Bayan Leigh Müsait misin, hayatım?
Êtes-vous visible, ma chère?
Odalar bir buçuk yıl kadar müsait olmayacakmış.
Les chambres ne seront pas prêtes avant disons... un an et demi.
Hay anasını! Tüm müsait birimler Jane ile Washington kavşağındaki silahlı olaya müdahale edin.
Merde.
Onun iş için müsait olduğunu sanmıyorum.
J'ai peur qu'il ne soit plus disponible.
Aradığınız kullanıcı müsait değil.
Le numéro demandé n'est pas accessible.
Sonra arasana, şu anda müsait değilim.
Tu devrais me rappeler, ce n'est pas un bon moment.
Maalesef prensiplerimizden dolayı oda saat 4'e kadar müsait değil.
Je crains que la chambre ne soit pas libre avant 16h. Politique de la maison.
Lady Rosaline şu anda müsait ama snein güvenliğin için endişe duyuyor
La lady Rosaline est bien disposée mais trembles pour ta sécurité.
- Evet? İş yeri sahibi müsait mi?
Je pourrais parler au propriétaire?
Yoksa orada ama müsait değil mi?
Ou présent, mais pas disponible?
Müsait olunca beni ara.
Rappelle-moi.
Oditoryum müsait mi?
Et l'auditorium?
Başlamadan önce izleyicilerden müsait bir gönüllü istiyorum.
Avant de commencer, j'ai besoin d'un sujet dans le public.
Gördüğüm kadarıyla erkeklerin oldukça ilgisini çekti. Ama arka tarafta sanırım daha müsait biri var.
Même si je vous trouve tous attirants, je crois avoir trouvé mieux là derrière.
Müsait değil misin? Daha sonra arayayım mı?
Le moment est-il mal choisi?
Bu da akşama bovling oynamaya müsait olduğun anlamına geliyor.
Donc tu es libre pour un bowling ce soir.
Güneş'ten alıp bu zavallı, yanmaya müsait gezegene getirdiğin için sana teşekkür ederim.
Merci de m'avoir transporté du soleil à votre petite planète combustible.
Müsait değilim.
Je ne suis pas disponible.
Merhaba, ben Aditi, şu anda müsait değilim.
Salut c'est Aditi, je ne suis pas disponible pour le moment...
Etrafta çok sayıda küçük şehir var. Yağmalamaya müsait şehirler.
Il y a de nombreuses petites cités entre ici et là-bas, des villes prêtes pour la mise à sac.
O dönemde onun için müsait olan kızlar bunlardı.
Voici les filles disponibles pour lui à ce moment.
Şu an müsait değilmiş.
Il ne peut pas pour l'instant.
Hayır, o zamanlar birçok defa denedik ama telif hakları müsait değildi.
Non, on a essayé un tas de fois à l'époque, mais les droits n'étaient pas valables.
Müsait yeri daha doldurmadın çünkü İnfaz Listesiyle daha işin bitmedi, benim de.
Tu n'as pas remplit ton prochain créneau car tu n'as pas fini avec Hit List, et moi non plus.
Şehir merkezinde ama sonbahara bir yer müsait olacak.
C'est en ville, mais il y aura un lieu ouvert cet automne.
Müsait olan var mı diye birkaç e-mail yolladım.
J'ai envoyé quelques emails pour voir si quelqu'un est libre.
Bu akşam müsait olabilir misin acaba?
Est-ce que par hasard, tu serais libre ce soir?
Bomba'dayım diye senle Kyle için daha az müsait olacağım anlamına gelmez.
J'ai compris. Juste parce que je suis dans Bombshell ne veut pas dire que je suis moins disponible pour toi et Kyle.
- Şurası müsait.
- Une ouverture.
Ne yani, evde kalıp bir akşam müsait olmanı mı bekleyeyim?
Donc, je dois rester à la maison en attendant que tu sois libre? Non...
Ben esnek birini değil, müsait birini istiyorum.
Quelqu'un qui est flexible ne m'intéresse pas. Je veux quelqu'un qui soit disponible.
- Bak, kapatmalıyım ama yeniden müsait olduğunda beni ara. - Ben...
Je pourrais...
Müsait hale gelmişsin.
Vous vous êtes rendue disponible.
- Müsait mi diye bir bakmak lazım, çünkü müşterileri çok fazla.
Vous savez, je me limite à m'assurer de sa disponibilité, parce que voyez-vous, il est très demandé.
Hay Allah. Müsait değil miymiş?
Oups, elle était occupée?
Evet ama ziyaret için pek müsait değil.
Ouais, mais il est pas en forme pour une visite.
- Selam. Müsait misin?
- Je te dérange?
Polis olmayabilirsin ama elimde müsait bir tek sen varsın.
Peut-être pas, mais tu es tout ce que j'ai sous la main.
Müsait olup olmadığını kontrol ederim, başkan.
Je vais vérifier sa disponibilité, le Maire.
Şu anda müsait değil.
Oui, mais là, elle est pas dispo.
Ne? Sen duygusal olarak müsait değilsin.
- Tu es émotionnellement indisponible.
James müsait değil.
James n'est pas disponible.
Ne zaman döneceğini merak ediyorduk. Müsait olunca bizi bir ara.
Nous nous demandions quand vous revenez, donc appelez-nous dès que vous le pouvez.
Pek müsait bir zaman değil.
Et il ne sort pas de cette façon.
Kartları ben dağıtırım. Sen pek müsait değilsin.
Je barajaré, puisque vous êtes... difficile.
Müsait misiniz?
Tout le monde est présentable?
- Müsait tüm ekipler bu iki adamın peşine düşsün. Hemen!
- Que toutes les unités prennent ces deux types en chasse.
Bayan Towler müsait mi?
Mlle Towler est disponible?
Madam şu an müsait değil Mösyö Carraway.
Madame n'est pas disponible.
Müsait değil mi?
Pas disponible?
Bu da ne? "Civardaki müsait erkekler" mi? Bu "Shaggr."
C'est "Shaggr"