Mısin Çeviri Fransızca
202 parallel translation
- Lütfen içeri gelir mısin?
Entre avec moi.
Yılandan korkar mısin?
Vous avez peur des serpents?
Düşman özellikle senin peşinde değildir. Çünkü sen bay Howard Graham'sin.
L'ennemi ne cherche pas M. Graham en particulier.
St. Timothy'sin kurtulmasına yardım edin " Henry buraya gelmeyeli uzun zaman oluyor.
Henry n'est pas venu ici depuis Longtemps.
Neyse, sen Tony'sin ve hatırladığım kardeşimsin.
Mais tu es Tony. Comme dans mon souvenir.
Almanya yolunda bir Yahudi'sin ve hayatına değer veriyorsan, benim yardımıma ihtiyacın var. Benim de seninkine.
Vous êtes une juive en route pour l'Allemagne, si vous tenez à la vie vous aurez besoin de mon aide et moi de la vôtre.
Batı'dan istediği şey gerçekçi politik bir olasıIığın somut kanıtıydı. Gerçekte istediği, Birleşik Devletler'in Çin'in Lop Nur ile Sinkiang'daki atom bombası projesini yok etmekte Sovyetler Birliği'ne yardım edeceğini yazıIı olarak garanti etmesiydi.
Il voulait que les USA s'engagent par écrit à aider les russes à détruire les usines atomiques chinoises de Sin-kiang.
Bir M.D'sin, kan kimyasını çok iyi bilen bir cerrahsın ve de bekarsın...
Vous êtes docteur en médecine, un chirurgien de talent, un spécialiste du sang et vous êtes célibataire.
Sen Dee Mobley'sin, değil mi? Hı hım.
Tu es Dee Mobley?
Hu bey'in ofisinin önünden geçerken onu Fu Sin Chen ile konuşurken duydum.
Je suis passé par le bureau de M. Hu. Je l'ai entendu parler à Sin Fu Chen.
Sen Toby'sin. Bana aitsin. Ve ben de sana aitim.
Tu m'appartiens... et je t'appartiens.
Sen 1.95 m'sin.
Tu fais 1,95 mètre.
- Sanırım sen de Yahudi'sin?
De quoi tu te mêles? Tu es juif?
- Polonya mı? - Polonyalı aristokrat Kont Grazinski " sin.
Vous êtes le Comte Grazinski, aristocrate polonais.
Sen Passaic, New Jersey'den Bay Enrico Tortellini'sin.
Vous êtes M. Enrico Tortellini de Passaic, New Jersey.
Sen Kurbağa Kermit'sin ve bana aşıksın.
Tu es Kermit la grenouille... et tu m'aimes.
Sen Bay Boddy'sin!
Vous êtes M. Lenoir!
Yanımda dur. ışin sadece sanatsal olduğuna emin olalım yeter.
M'accompagner et surveiller la pose artistique.
SIN-jun Smythe, hayatım.
St John Smythe, ma chère.
Binbaşı Powers, karanlık ve bulutlu bir sabah bana dedi ki, "Başçavuş... " sen 0-1-1'sin.
Le Cdt Powers, un jour pluvieux m'a dit : " Sergent-Major... c'est du 0-1-1.
Sen Blair'sin ama seni tanımıyorum.
Tu es Blair. Et toi, je ne te connais pas.
kahret..... sin!
M erde!
Hesap numaralarında sen 82M'sin ve ben görünmez adamım.
Tu es le N ° 82-M, et moi l'homme invisible.
- Kim olduğumu söyleyebilir misin? - Sen David Webb'sin. Benim adımı aldın.
Essayez de marcher encore un peu.
Seni şimdi tanıdım. Sen tavşan Bugs Bunny'sin değil mi?
Je sais ce que vous êtes :
Sen lanet, zeki bir Yahudi'sin Bay Gold.
Mariole, le youpin, hein, M. Gold?
Sanırım Bay Caine'sin.
Vous devez être M. Caine.
Hayır. Sen sadece yarım Betazoid'sin tatlım.
Non, tu n'es qu'à demi bétazoïde, ma chérie.
Dikkatli ol, daha fazla 9 büyü hapımız yok!
À quinze kilomètres à l'ouest du pic de Tai Sin. Attention! Il n'y a plus de pilules magiques.
İki saat önce tanıdığım en hergele Frengi'sin dedin.
Il y a deux heures, vous me disiez que j'étais le Ferengi le plus sournois.
ışin olduğu için niye kusura bakayım hayatım?
Faut pas se plaindre d'avoir du travail, surtout ici.
Ve sen de Bay Nikolai'sin, sanırım.
M. Nikolaï, je présume.
Ishin Yatırım sunar.
Il Sin Investment Co. Ltd présente
Umarım insanları harekete geçmeye özendirebiliriz. - Sen, geçmişteki Lider'sin. - Z'ha'dum'a gidersen öleceksin.
Espêrons que les gens se remuent et agissent... vous mourrez.
Umarım insanları harekete geçmeye özendirebiliriz. - Sen, geçmişteki Lider'sin. - Z'ha'dum'a gidersen öleceksin.
Espérons que les gens se remuent et agissent... vous mourrez.
Sen Bay Rowntree'sin.
T'es M. Rowntree
Sen sorumlu olan avukat, Mr CHOI'sin değil mi?
Vous êtes M. Chol, et vous êtes avocat?
Demek sen Kobayashi'sin.
Voilà donc le fameux M. Kobayashi.
Oh, ve sanırım sen de Gabrielle'sin, Poteidaia'lı Savaşçı Ozan.
Et tu es Gabrielle, la barde combattante de Poteidaia?
Var sayalım ki sen Laurie'sin. Ve beni aşağılıyorsun. Tamam.
Imagine que tu es Laurie et provoque-moi.
Ah, sen bir Quoyle'sin öyle mi? Bunu hemen anlamalıydım.
J'aurais dû voir ça immédiatement.
Tanrım, sen Chaz Watley'sin.
C'est pas vrai, tu es Chaz Watley!
Sen "Berber Bay Kim" sin.
Tu es'M. Kim le coiffeur.'
Aman Tanrım! Sen Beck'sin!
Mon Dieu, tu es Beck!
- Sen Andre'sin. Ben Serena'yım.
C'est moi, Serena.
Sen S.S.'sin bende Luftwaffe'de ve çocuklarımız bombalandı.
Tu es dans la S.S. et moi dans la Luftwaffe et nos enfants sont bombardés.
Bu P.M.'sin ofisi olmalı.
C'est sûrement le bureau du premier ministre.
Bakalım... Eğer bir dakika olursa, sen "Houdini" sin.
Alors voyons, si ça te prend 1 minute, tu es Houdini.
Buddy, sen şu ana dek tanıdığım herkesten daha fazla Elf'sin. Ve bu gece senden başka hiç kimsenin kızağıma el sürmesine izin vermem. - Gerçekten mi?
Tu es le meilleur elfe que je connaisse, et le seul à qui je confierais mon traîneau à réparer ce soir.
Adım adım deneyeceğiz.
Sin on poursuit nos recherches...
Sen Kim, Jin-sing'sin, anladın mı?
Tu es Kim, Jin-sung, compris?