Ne biliyor musun Çeviri Fransızca
25,646 parallel translation
Senin sorunun ne biliyor musun?
Vous savez quel est votre problème?
Şeytanın yapabileceği diğer bir şey ne biliyor musun?
Tu connais... une autre chose dont le diable est capable?
İşin en kötü yanı ne biliyor musun? Onu özlüyorum.
Et le pire dans tout ça c'est qu'il me manque.
" En iyisi ne biliyor musun?
" Vous savez ce qui est cool?
Ve en kötüsü de ne biliyor musun?
Et tu sais le pire?
Senin sevdiğim yanın ne biliyor musun, Ray her zaman olayın iyi tarafından bakıyorsun.
Tu sais ce que j'aime chez toi, Ray, c'est que tu arrives toujours à trouver le bon côté des choses.
- Beni rahatsız eden ne biliyor musun?
Tu sais ce qui m'énerve?
Sorunun ne biliyor musun?
Vous savez quel est votre problème?
- Benim canımı sıkan ne biliyor musun?
Vous savez ce qui me vexe?
Fazla alanımız yok, işsizlik var, başkaldırma var. Ancak en büyük sorun ne biliyor musun?
Manque de place, de main-d'œuvre, mauvaise conduite, mais tu sais quel sera notre problème majeur?
Ünlü olmaktan daha güzel olan şey ne biliyor musun?
Tu sais ce qui est mieux que d'être célèbre?
Annemle aranda ne fark var biliyor musun?
♪ ♪ Tu sais quelle est la différence entre toi et ma mère?
- Annem ne dedi biliyor musun?
Il est chelou.
Ne var biliyor musun Doktor?
Vous savez quoi, Docteur?
Ne demek istediğini biliyor musun?
Une idée de ce qu'il voulait dire.
"Tedbir almak" ne demek biliyor musun?
Sais-tu au moins ce que veut dire le mot "discrétion"?
Buradaki insanlarla biraz lafladım ve ne buldum biliyor musun?
J'ai parlé avec plusieurs personnes.
- Ne düşünüyorum biliyor musun?
- Tu sais quoi?
- Senin sorunun ne, biliyor musun?
Tu sais quel est ton problème?
- Onu sevmeme nedenini biliyor musun?
Tu sais pourquoi tu ne l'aimes pas?
Ne iş yaptığımı biliyor musun?
Savez-vous ce que je fais dans la vie?
Ne, luv biliyor musun?
Tu sais quoi, chérie?
Ne var biliyor musun?
Tu sais quoi?
Ne var biliyor musun?
Et tu sais quoi?
Biliyor musun? Bazen ona katlanamıyorum.
Tu sais que des fois je ne peux pas le supporter?
Hayatının ne hâle geleceğini biliyor musun?
T'as une idée de ce à quoi ta vie va ressembler?
7. Cadde'deki Tarihi Macgregor Çiftliği'ne giden yolu biliyor musun?
Tu connais la ferme Macgregor sur la route 7?
Törenin ne zaman olacağını biliyor musun?
Tu sais quand la cérémonie a lieu?
Baban bu sözleşme konusunu hiç kafaya takmazdı, biliyor musun?
Votre père ne s'est jamais intéressé aux contrats.
Onun ne olduğunu biliyor musun?
Tu sais ce que c'est?
- Tahnitin ne olduğunu biliyor musun?
Sais-tu ce que signifie embaumer?
Lindsey. Ne yaptığını biliyor musun?
Tu sais ce que fait Lindsey?
Bir lider ne yapar biliyor musun Alec?
Tu sais ce qu'un leader fait?
- Ne düşünüyorum biliyor musun?
- Tu sais ce que je pense? - Quoi?
Senin hakkında ne düşünüyorum biliyor musun, kahraman?
Tu sais ce que je pense de toi, héros?
Göremediğin bir şey var, biliyor musun?
Tu sais la seule chose que tu ne vois pas?
- Ne yaptın, biliyor musun?
- Tu t'en es rendu compte?
Tamam, neyse. Ne yapacağız biliyor musun?
Vous savez quoi?
- Hayır, ne var biliyor musun?
- Non, tu sais quoi?
Bak, baş keskin nişancısının ne olduğunu biliyor musun?
Vous savez ce qu'est un sniper?
Ne var biliyor musun?
Vous savez quoi?
İniş alanına geldiklerinde ne gördüler biliyor musun?
Arrivés à la zone d'atterrissage, qu'ont-ils vu?
- Ne düşündüğümü biliyor musun?
- Tu sais ce que je crois?
Sana baktığımda ne görüyorum biliyor musun?
Tu sais ce que je vois quand je te regarde?
Bir çete kan davası ne kadar kolay kontrolden çıkabilir, biliyor musun?
T'as une idée de comment une vendetta de gang peut facilement dégénérer?
Hayran kaldım. Senin gibilerden ne kadar az var, biliyor musun?
En fait, j'aime bien celui-là.
Hayran kaldım. Senin gibilerden ne kadar az var, biliyor musun?
Vous savez à quel point vous êtes rare?
Onu bırakmayacaktım, biliyor musun?
Je ne comptais même pas le quitter, vous savez?
- Ölünce ne oluyor, biliyor musun?
Tu sais ce qu'il se passe quand tu meurs?
Bu ünlü fotoğraflarından paparaziler ne kadar kaldırıyor biliyor musun?
Vous savez combien se font ces paparazzi avec des photos de célébrités?
O şerefsizlerin vergi bile ödemediğini biliyor musun?
Ces enfoirés ne paient pas d'impôts!