Nettoyer Çeviri Fransızca
7,058 parallel translation
- Bu serserilerin arkasını mı temizleyeceğim ben.
- Je suis sensé nettoyer après ces voyous?
- Hadi ama, dostum lanet tuvaletlerini temizlemem. Hadi ama.
- Voyons, mec, je ne vais pas nettoyer tes putains de toilettes.
Chappie, şu çamuru temizleyeyim.
Je vais te nettoyer un peu.
Hepinizden olduğu yeri temizlemesini istemek zorundayım
Il va falloir que chacun commence à nettoyer un peu.
- Çıkarmam yardım et
- Aide-moi à nettoyer ça.
Eve gidiyoruz. Ve sizin o kırık kıçınızı da sabah 6'da ayakta göreceğim.
On va rentrer chez nous, et vous allez vous lever à 6 h pour tout nettoyer.
Ben gidip buzdolabındaki "Ben kalp taşşaklar" yazısını sileyim
Je dois aller nettoyer le "j'aime les couilles" sur le frigo.
Temizlenmesi gereken iki ceset var de.
Dites-leur que nous avons deux corps à nettoyer.
Yerleri paspaslayıp ve salonu açtılar.
On n'a pas le temps. On doit nettoyer et ouvrir la salle.
Sahneyi paspaslamaları lazım. Toplanın ve salonu açın.
On doit nettoyer la scène, mettre de l'ordre avant d'ouvrir.
Eğer Ulusal Güvenlik Ajansı'ndaki çocuklara sinyali inceletebilirsen saldırının tam olarak nerede olacağını ve üstüne üstlük bir de hangi oyunla saldıracaklarını bile belirleyebiliriz.
Dis à la NSA de nettoyer le signal et on aura le lieu exact de l'attaque, voire le jeu qu'ils utiliseront pour ça.
İdare etmesini bileceksin. Sonra... bu var.
Qui va nettoyer toutes les assiettes sales dans l'évier?
Bak oğlum... hayatın kuralı bu.
Comment pouvons-nous nettoyer avec les lumières éteintes? Vous êtes trop.
- Kit, Scarlett'in tişörtünü halleder misin?
- Kit, tu peux nettoyer son t-shirt? - Oui!
Sadece o kadar temiz olacaktır.
- Je vais nettoyer ça.
Hadi Plankton, Kabarcık dönmeden bunları temizlemeliyiz!
Allez, faut nettoyer avant que Bubbles revienne.
Hadi seni temizleyelim.
Lets Get te nettoyer.
Kaldırımı asitle silmeye zorluyorlar.
Ils la forcent à nettoyer le trottoir avec de l'acide.
Az evvel, mikrop dolu... tuvaleti ve banyoyu... temizlemek için kullandığın bu paspası... ailenin ve çocuklarının yemek yediği... mutfağa götürür müsün?
Emporteriez-vous ce balai, qui a servi à nettoyer les toilettes, tout ça, dans la cuisine, où vous donnez à manger à vos enfants?
Şimdi hazır olun. Ev temizliğine önem veren... ve yılbaşı için hediye arayanlar... ekran başına.
Voici comment passer de meilleures fêtes quand on doit nettoyer le sol de la salle de bain.
- Yarayı temizleyip dikmem lazım.
Je dois encore nettoyer la plaie et la suturer.
Seni temizleyeyim.
Laisse-moi te nettoyer.
Elbette damak temizleyici olarak.
Pour se nettoyer le palais.
Duvarlar biraz hasar gördü Ama sen temizleyebilirsin.
La peinture est un peu à © caillà © e, mais vous pouvez la nettoyer.
Kat temiz, devam ediyoruz!
Coté nettoyer, on descend!
ªimdi süpürdüm.
- Oh. - Je viens de nettoyer.
Bu sebeple lütfen beni tuvalete götürür müsünüz? ... veya bu arabanın arka koltuğu ikinci bir olay yeri olacak tüm gününüzü temizlikle geçireceksiniz.
Je dois aller aux toilettes maintenant, ou cette banquette va se transformer en scène de crime que vous aurez à nettoyer.
Üç ay önce, ufak bir İspanyol müzesi temizlemesi için ona bir Goya gönderdi.
Il y a trois mois elle a reçu d'Espagne un Goya à nettoyer.
Hiçbir resmi temizlemek 3 ay sürmez.
Trois mois pour nettoyer un tableau?
Bunlar, bu taşlar şimdilik kullanılamaz ama onları dere yatağına koyarsak su onları elbet temizleyecektir.
Celles-ci... Ces pierres sont maintenant marquées d'une cicatrice, mais si vous les mettez dans le lit du ruisseau, l'eau peut les nettoyer par la suite.
Bunu temizlemek gerek.
Vous devez nettoyer ça.
Şunu temizleyelim.
Il faut nettoyer ça.
Bunu temizleyeceğim.
Je vais nettoyer.
Şu sıyrıkları biraz temizleyelim.
On va nettoyer ces égratignures.
Şunu temizleyebilir miyim?
Est-ce que je peux nettoyer cela?
Bunların hepsini temizlemek benim hayalim.
Mon rêve serait de nettoyer tout ça.
Bir hizmetçi gelecek, ahırı temizlemek için gönüllü olan var mı diye soracak.
Un servant viendra et demandera à un volontaire de nettoyer les étables.
O yarayı temizlemeli ve dikiş atmalısın.
Tu devras nettoyer et fermer cette plaie.
Şurayı temizler misin?
Pouvez-vous nettoyer ici?
Baksana, üstüne başına bulaştırdın, git üzerini değiştir.
Regarde-toi, tu es tout sale. Va nettoyer ça.
Demek istediğim artık havuzunu temizlemeyeceğim.
Je ne vais plus nettoyer sa piscine.
- Hemen üzerine soda dök. Bu sadece ayakkabı, Nick!
Faut vite les nettoyer à l'eau gazeuse.
Hayvanların arasında fazlasıyla temasın olduğunu ve hastalığı ortadan kaldırmak için bütün vadinin kıyıma gidilmesi gerektiğini söylediler.
Ils disent qu'il y a eu trop de contact entre les bêtes et pour éliminer la maladie, - ils doivent nettoyer toute la vallée.
Veterinerler arazinizi temizlemek için size yardımcı olacaklar.
Les vétérinaires vont vous aider à nettoyer vos bâtiments.
Her şeyi temizlemen lazım.
Vous devez tout nettoyer.
Ayrıca bütün ahırı boşaltıp samanları temizlemen lazım. Ve tabii ki satma onları.
Tu dois aussi nettoyer la grange et détruire tout le foin, et interdiction de le vendre.
- Çoktan temizledin galiba? - Evet.
T'as fini de nettoyer?
Eee, temizliği bitirdin mi?
Que dis-tu? T'as fini de nettoyer?
Kim temizleyecek?
Qui va nettoyer ça?
Bilgisayarcılar da bilgisayarımdan her şeyi sildiler.
Les informaticiens sont venus nettoyer les ordis.
- Salonu sil yeter.
- Seulement nettoyer la salle.