Nid Çeviri Fransızca
2,233 parallel translation
Yavrulamış olmalılar.
Je crois qu'il doit y en avoir tout un nid.
Onu, sürünerek içine girip yuva yapmakla tehdit etmişsiniz.
Vous l'avez menacé de faire un nid dans son corps.
Yemek servisi sektörü, cinsel uygunsuzluk yuvasıdır.
Le monde de la restauration rapide est un nid à l'indécence sexuelle.
Kate'le beraber kayıplara karıştı.
Elle a fui le nid avec Kate.
Siçi... işte burada... bütün erkeklerinin aslanlar gibi güçlü ve gururlu olduğu yuva,
La voilà, Syetch. Voici le nid d'où ils proviennent tous, fiers et forts comme des lions!
Sen Jack Nicholson'sın, "Guguk Kuşu" filan yani.
Jack Nicholson. Vol au-dessus d'un nid de coucou, etc.
Oh tanrım, yoga hasırımda bir örümcek yuvası var.
Mon Dieu, y a un nid d'araignées sur mon tapis!
Biri aileyi terk ettiği için çocuğu öldürdü...
Alors, on a tué le petit pour avoir quitté le nid...
Daha az anestezi, daha az risk. Enfeksiyonun yuvasını temizlemek için bize zaman kazandırabilir.
- Moins d'anesthésie, risque réduit, ça peut nous permettre de retirer le nid de l'infection.
Küçük kuşunun yuvayı terketmesini istemiyorsun.
Tu ne veux pas voir l'oisillon quitter le nid.
Curt bize timsahların ailelerini tam da nehir kıyısında koğuşlandırdığını söylemeliydin.
Curt aurait dû nous dire que les alligators créent leur nid sur les berges, et y élèvent leurs petits...
Kendi soyunu yaratacak bir annenin rahmi gibi bir yer yapmaya çalışıyorsun.
Vous voulez construire un nid, comme cette maison... un espace maternel incapable de lâcher sa progéniture.
Bir rahim.
- C'est un nid...
Rahim içinde rahim.
Un nid dans un nid.
Ben rahim gibiyim, bencil, inatçı ve çocuklarını.. boğan bir anne.
Je ne suis qu'un nid, une égoïste, têtue... mère poule étouffante.
Ve lütfen şu rahim muhabbetinden kurtulabilir miyiz?
Bien. On peut sortir de ce nid maintenant?
Evet "Guguk Kuşu" ndan bir alıntı.
Vol Au Dessus d'Un Nid De Coucou. Je sais.
Büyük ihtimal, reaktörü korumaya programlanmıştır. Dolayısıyla oradan uzaklaşmayacaktır. Patlayıcılar nedeniyle, yüksek güçteki silahları da kullanamazlar.
Il est probablement programmé pour défendre le site du réacteur, donc il se tiendra près de lui comme prêt d'un nid, rendant impossible l'utilisation de puissantes armes avec la présence des explosifs.
Bu onu yuvaya dönmekten korur diye düşündü.
Il pensait que ça l'empêcherait de devoir retourner au nid.
Yeni milenyumun "Guguk kuşu" mu?
Le Nid de coucou du nouveau millénaire?
Katy'den çok daha öncesinde Jenna, Andy'nin ilk aşkı, ilk öpüştüğü hatta eğer adam yiyen saldırgan yılan aşk yuvalarını basmasaydı ilk seviştiği hatun olabilirdi.
Bien avant qu'il y ait une Katy, Jenna était le premier béguin d'Andy, son premier baiser, et elle aurait été sa première baise si ce n'était pas de la vicieuse couleuvre des blés qui avait fait son nid dans leur lit improvisé.
Yuvaya dönen kuşlar, Akşamüstü şarkısını söyleyen balıkçı...
Les oiseaux retournent au nid, le pêcheur chantant sa chanson du soir.
Bu binanın 23. katının kuzey tarafındaki kirişte bir aladoğan yuvası olduğunu biliyor muydun?
Un faucon pèlerin a fait son nid sur la corniche nord du 23e étage.
Yuvadan haberim vardı.
J'étais au courant pour le nid.
Şu yatağın çok güzelmiş.
C'est un joli nid que tu as là.
Hem kuşların tanınmasını sağlıyor, hem de GPS yoluyla Manhattan bölgesindeki kuşların göç ve diğer faaliyetleri bu şekilde izlenebiliyor.
Mais ce ne sont pas seulement des plaques d'identifications, ce sont des GPS utilisés pour surveiller les mouvements des oiseaux au dessus de Manhattan depuis leur nid.
Sen Küçük Çiftlik'i yuva haline getirdin.
Toi, tu as fait ton petit nid, là-bas.
JJ, kilitleniyorsun! Koduğumun Guguk Kuşu karton kafalısı! JJ!
- Vol au dessus d'un putain... de nid de coucou!
Baskı yok. Siz iki aşk kuşunun serbestçe dolaşabileceği bir yere ihtiyacınız var.
Il vous faut un nid où vous pourrez roucouler tranquille.
Küçük kuşu yuvasından göndermelisin.
Tu dois pousser l'oiseau hors du nid.
Gerçekten de, yeterince saygıdeğer bayan var.
- Un véritable nid d'honnêtes Dames.
Çünkü içimizde bir hain var.
Car il y a un traître dans le nid.
Ama bu bölgede özellikle de bu yuvada yetkili benim.
Mais dans ce secteur, et assurément, dans ce nid, je suis l'autorité.
O New York'ta, yuvayı kuruyor. Ben de onun için hazır olmalıyım. Ruhen, fiziken, ve cinsel olarak.
Elle prépare le nid à New York, je dois être prêt pour elle, mentalement, physiquement, sexuellement.
Yuva yapardım.
Faire un nid.
Sanırım onun yuvasını bulduk.
- Je crois qu'on a trouvé son nid.
Yuva için gerekiyor!
Non, j'en ai besoin pour le nid.
Aşk yuvanı esir hücresi olarak kullandığım için özür dilerim, Sam.
Désolé d'utiliser ton nid d'amour comme cellule, Sam.
Yatağımı hazırladım, üzerinde uzanmalıyım, değil mi?
J'ai fait mon nid, je devrais m'y reposer, non?
Kuluçka evresi.
La construction du nid.
Çukura falan girmişsindir.
Tu as dû rouler dans un nid de poule.
Hayatım, yuvadan uçmasına izin ver.
Chérie, laisse-le quitter le nid.
Umarım harçlarım bitene kadar seninle beraber kalırız.
J'espère que nous pourrons rester ensemble jusqu'à ce que mes paiements de l'école quittent le nid.
Üstelik daha önce hiç buza dikkat etmemiştim. Zoe, sana bir hediyem var.
Si la connexion neuronale est toujours active, je peux contacter des gens à l'extérieur par le nid d'histoires.
Soğuktan ölmeni engelleyecek bir yol bulmadan soğuktan ölmeni istemeyiz, öğle değil mi dostum?
Vous le connaissez? Il a trifouillé un truc à vous, le nid d'histoires.
Kuş yuvası dünyadaki en güzel şey, değil mi?
Le nid d'oiseau n'est-il pas le meilleur endroit du monde?
Kirby sana yuvadan bahsettiğinde sen de ona yuvanın yerini göstermesini söyledin.
- Oui. Quand Kirby te parle du nid, tu lui demandes de te le montrer
Sonra da gidip akbabaları vurup, yuvalarını dağıttın.
Puis tu tues les urubus et détruis leur nid.
Şimdi, senaryoyu yuvasından atıp, kanatlanıp kanatlanmayacağını göreceğiz.
Il n'y a plus qu'à pousser ce script hors du nid pour voir s'il peut voler.
Tam olarak aklımdaki aşk yuvası değil ama.
C'est pas ce que j'appelle un nid d'amour.
- Nasılsın?
Vous alliez sur le nid d'histoires pour appeler à l'aide.