Niçin Çeviri Fransızca
11,526 parallel translation
- Niçin bana cepten mesaj atmadın?
Tu aurais pu m'envoyer un texto!
Niçin cezalandırılıyorum?
Pourquoi je suis puni?
Niçin onu getirip götürüyorsun?
Pourquoi les laisser aller et venir?
Niçin bana tavsiye veren bir esnafa katlanmam gereksin ki?
Comment j'ai pu tolérer qu'un boutiquier me donne un conseil?
Niçin acı çekmekte ısrar ediyorsun?
Avec le mal que tu te donnes!
- Niçin gülüyorsun?
- Pourquoi ris-tu?
- Niçin gülüyorum?
- Pourquoi je ris?
O zaman, niçin böyle davranıyorsun?
Alors, pourquoi tu fais ça?
Niçin sana evi - gezdirmiyorum? - Oh.
Pourquoi je ne te ferais pas la visite guidée?
Neden şu sevecen koca ayaklarına bir son verip beni buraya niçin getirdiğini söylemiyorsun?
Pourquoi tu n'arrête pas ce charmant rôle du mari aimant et dis-moi pourquoi tu m'as amené ici?
Beni niçin aramadın?
Pourquoi tu ne m'as pas rappelée?
Niçin?
À cause de quoi?
Niçin ona bağırıyorsunuz?
Elle travaillait si dur, j'étais impressionné.
Biri bana niçin tünellerde olmadığınızı ve niye hala küçük problemimizi çözmedğinizi açıklayabilir mi?
Est-ce que quelqu'un peut essayer de m'expliquer pourquoi vous deux n'êtes pas dans les tunnels en train de résoudre notre petit problème?
Niçin bana baktın. Şef?
Pourquoi m'avoir appelé, Maître?
niçin?
Pourquoi?
- Niçin lazımdı?
Qu'allez-vous faire?
Madem cinayet değildi niçin yasanın da emrettiği üzere karşına çıkan ilk kişiye durumunu açıklamadın?
Si ce n'était pas un meurtre, pourquoi n'avez-vous pas déclaré votre crime au premier venu, comme la loi l'oblige?
Niçin?
- Pourquoi pas?
- Niçin hepimizi götürmüyorsun?
- Pourquoi on ne peut pas tous y aller?
Niçin... araba niçin...
Pourquoi... Pourquoi c'est la voiture...
Durum buysa torpidoları niçin arazi bombalarıyla değiştiriyoruz ki?
Mais dans ce cas, pourquoi avoir enlevé les torpilles?
Niçin?
Pourquoi?
Neler oluyor? ! Teğmen Miyabe niçin Kamikaze Birliği listesindesiniz?
Pourquoi votre nom est sur la liste?
Niçin sana güvenelim ki?
On te connaît pas.
Niçin? ben iyi bir adamım!
Mais j'ai rien fait, moi!
- Niçin baban senin peşinde?
Pourquoi ton père t'en veut-il autant?
- Niçin?
- Pourquoi?
- Niçin mi?
- Allez! Je répète :
- Jimmy Niçin mutfağa giremiyoruz?
- Jimmy... Pourquoi on ne peut pas aller dans la cuisine?
Niçin mutlu muyum diye sordun ki?
Pourquoi tu me demande si je suis heureuse?
Niçin, ondan korkuyor musun?
Pourquoi avez-vous peur de lui?
Pekâlâ, kusura bakmayın hanımefendi ama tam olarak niçin polisi aradınız?
D'accord, désolé, désolé, madame. Mais pourquoi avez vous appelé la police?
Bunu niçin içeride söylemediniz peki?
Et pourquoi ne pas nous l'avoir dit à l'intérieur?
Niçin bu şekilde konuşuyorsun?
Pourquoi tu parles comme ça?
Niçin cesurca davranıp herkese söylemiyorsun?
- Pourquoi ne peux-tu pas être courageux et le dire aux gens?
Niçin böyle söylüyorsun?
Pourquoi tu dis ça?
Giancarlo niçin sizi sadece gözaltına almadı? Gözaltı?
Pourquoi Giancarlo ne t'a pas gardé en taule?
Ama, ne yazık ki, ama o hiç binaya giremedi ama niçin onunla görüşüyordunuz?
Mais... malheureusement, il n'est jamais entré dans le bâtiment. Mais pourquoi aviez-vous une réunion avec lui?
Bernaschi niçin senin gibi bir adama fon satsın ki?
Pourquoi Bernaschi a laissé investir un type comme toi?
- Dün geceden beridir niçin sinirlisin?
Pourquoi es-tu si nerveux depuis hier soir?
Niçin eve sen bıraktın?
Et pourquoi le ramener à la maison?
Niçin bu kadar yorgun görünüyorsunuz?
Pourquoi avez-vous tous l'air aussi fatigués?
Şimdi çocuklar iddaya varım tamiratın niçin olduğunu merak ediyorsunuz.
Alors je suppose que vous vous demandez pourquoi il y a des rénovations.
Niçin öğrenecilerimi dövdünüz?
Pourquoi avez-vous tabassé mes élèves?
Niçin buradasınız?
Pourquoi sont-ils là?
O halde biz gelince niçin kaçtın?
Alors, pourquoi t'es-tu enfuie quand on est venus te voir?
- Anladık da niçin yanınızda taşıyorsunuz?
- Je vois ça. Pourquoi faire? - C'est interdit?
- Yasak mı? Niçin kullandığınıza göre değişir.
Tout dépend de ce que tu comptes faire avec.
Sen niçin veremiyorsun?
Pourquoi ne pouvez-vous pas le leur donner?
Niçin buna bu kadar kendini adıyorsun?
Pourquoi tu es à ce point impliqué?