Nola Çeviri Fransızca
264 parallel translation
Ben de ona "hoşça kal Nola,"
Je lui ai dit : "Au revoir, Nola."
Nola onu beraberinde götürdü.
Nola l'a emmené avec elle.
Kısa sürecek bir tatile çıkıyorum. Önce Capri'ye, sonra da Nola'ya.
Je vais partir quelque temps en vacances, d'abord à Capri, puis à Nola.
Birkaç gün burada, Nola'da kalmak zorunda.
Il devra rester à Nola quelques jours.
Nola'yı görmek istiyorum.
Je veux voir Nola.
Ama o Nola'ydı ya da burada tuttuğunuz başka bir manyak.
Mais c'était Nola ou un autre des cinglés que vous planquez ici.
Şu durumda Candice'i ondan uzaklaştırmak Nola'yı derin bir hüsrana sürükler.
Lui enlever Candice à ce stade risque de faire plonger Nola.
Şimdi düşünüyorum da, Nola uzun zamandır onun kafasının içindeydi.
Je pense que Nola a perdu les pédales depuis longtemps.
Nola Carveth'i bu geceki oturum için hazırlayın.
Prépare Nola Carveth pour une autre séance, ce soir.
Nola'ya yeterince zaman verirsem çocuğu gerçekten incitecek.
Si je lui en laisse le temps, Nola fera du mal à ma fille.
Nola'ya kalsaydı Candice'i hiç göremezdim.
S'il ne tenait qu'à Nola, je ne verrais jamais Candice.
Nola da ben de büyükannesine ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Özellikle de şimdi.
Nola et moi savons qu'elle a besoin de sa grand-mère, surtout maintenant.
Hayır, öyle değilim, Nola.
Ce n'est pas vrai.
Gün be gün, an be an, Cand'yi küçük Nola'ya dönüştürdüğümü düşünüyor.
Jour après jour, à chaque instant, il croit que j'essaie de transformer Candy en Nola bébé.
Ona karşı bu kadar sert olmamalısın, Nola, tatlım.
Ne sois pas trop dure avec lui, mon cœur.
Seni ve Nola'yı ve bu tatlı çocuğun bizimle aynı kalp kırıklıklarını yaşadığını düşündüğümde... bu insanı ağlatmaya yetiyor.
Penser que Nola, vous et cette enfant, vous devez passer par où on est passés, c'est à pleurer.
Ben Barton Kelly, Nola Carveth'in babasıyım.
Barton Kelly, le père de Nola Carveth.
Nola'nın annesinin dün öldüğünü biliyor musunuz? Öldürüldü.
Saviez-vous que la mère de Nola était morte hier?
Nola, terapisinde oldukça kritik bir noktada.
Nola est à un stade très critique de sa thérapie.
- Nola mı aradı?
- Nola a téléphoné? Qu'a-t-elle dit?
Nola'nın ihtiyar.
Le mari de Nola.
Nola'ya kraliçe arı diyerek ne demek istedin?
Pourquoi appelez-vous Nola la reine des abeilles?
Onun ilgilendiği bir tek Nola, artık hiçbirimizle ilgilenmiyor.
Celle qui l'intéresse. Nous, les autres, on ne compte plus.
Burası, Nola'nın Somafree'ye geldiğinden beri dokuz aydır onun ve kızımın yaşadığı yer.
Ma femme et ma fille ont vécu ici pendant neuf mois, avant que Nola n'aille à Somalibre.
Onu buraya, Nola'ya geri mi getirdiler?
L'ont-ils ramenée ici, auprès de Nola?
Nola'yı onlarla ilgilenmesi için tutuyorsun.
Nola s'occupe d'eux.
Nola geçen hafta sonunu Candy'yle geçirince çocuklar sinirlenip onu dövdüler.
Le week-end dernier, quand Nola était irritée contre Candy, agacée plutôt, la meute l'a battue.
Şu kulübeye girip Nola'yı, onu geri istediğine ikna et.
Retournez là-dedans, persuadez Nola que vous voulez qu'elle revienne,
Nola'yı sakin ve mutlu kılarsan çocuklar nötralize olacaktır.
Parce que quand Nola est calme et heureuse, la meute reste neutre.
Frank, eğer işler ters giderse Nola sinirlenirse, çocuklar öfkelenirse...
Si ça se passe mal, si Nola se met en colère, si les enfants s'y mettent...
Benim, Nola.
C'est moi, Nola.
Bu Nola.
Voilà Nola.
Nola, David Delile için biraz genç değil mi?
Cette Nola est pas un peu jeune pour David?
İlk kitabımda "Steffi" ydin, ikincisinde de "Louise". Ve şimdi Nola'sın.
Tu étais "Steffi" dans mon premier livre... et "Louise" dans le second... et maintenant... tu es Nola.
Rudy Nola'nın Arnold Vega'yı vurduğunu gördüm.
J'ai vu Rudy Nola tuer Arnold Vega. J'étais là.
Köleler Nola'nın kıyılarında... oturuyorlar.
Les esclaves camperaient sur la côte, à Nola.
Nola Teyzem ilgilenir.
Ma tante Nola le pratique.
- İyi misin Nola?
- Ça va, Nola?
Çünkü bunu kaç defa denedik Nola.
On en a parlé des dizaines de fois.
Çünkü hep oturuyorsun Nola.
Parce que t'es assise!
Nola, çeneni kapar mısın lütfen?
Nola, tu veux bien fermer ta gueule.
- Hey Nola.
- Nola.
Seni seviyorum Nola.
Je t'aime pour ça.
- Öyleyse Nola'yı uyandır.
- Alors envoie Nola.
Nola, vantilatörü kapat.
Nola, coupe le ventilo.
Hayır. Sus şimdi Nola.
Boucle-la, Nola.
Bu yüzden Nola'ya anlatılmamalı.
C'est pourquoi Nola ne doit pas l'apprendre.
Nola da var.
- Ce n'est pas tout. Il y a aussi Nola.
Nola?
Nola?
Oh, Tanrım, Nola.
Mon Dieu, Nola.
"hayat" nola ki?
C'est quoi, "vie"?