English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ N ] / Not

Not Çeviri Fransızca

9,475 parallel translation
Tam not mu?
Une note parfaite?
Gerçekten de tam not almışsın.
Tu as vraiment eu une note parfaite.
Pazartesi sabahı bütün okul değerlendirme sınavından tam not alan dahi sınıf arkadaşımız Charlie Brown'u tebrik etmek için toplanacak.
Lundi matin, toute l'école se réunira pour célébrer notre illustre camarade Charlie Brown, qui a obtenu une note parfaite à l'examen du ministère.
" Tam not alan ilk kişi sensin.
" et comme tu es le tout premier à obtenir une note parfaite,
Sana tam not aldığın sınav kağıdını vereyim.
Laisse-moi te remettre ton examen parfait.
- Şuradaki kız not mu alıyor? - Ama daha küçük.
Et l'autre, elle prend des notes?
Seninle Burger King'de buluşmam için bana not bırakıyorsun.
Vous me laissez un mot pour vous rejoindre au Burger King.
Su kaybını o kadar çok hafızama getiriyorum ki, çiş etmeyi hatırlamak için not almaya başlamam gerekecek.
La déshydratation nuit tellement à ma mémoire que je prends des notes pour me souvenir de pisser.
Detayları hatırlamak için not almam gerekiyor.
Je prends des notes pour me rappeler les détails.
Bize nasıl bir not vereceksiniz?
Comment nous noterez-vous?
Not Defteri'ni izleyelim mi?
On regarde N'oublie jamais?
- Kendi kendilerine not mu bırakmışlar acaba?
Des notes à lui-même?
- Not alınmıştır.
C'est noté.
Başlamadan önce, özel bir not olacak.
Mais d'abord, un mot personnel.
- Hayır, gerildiğim zamanlarda aklımda sözler uçuşuyor ve bende onlar şarkılarımda yazmak için not ediyorum...
Non, quand je suis tendue, les mots jaillissent et je les transforme en chanson.
" Because it was not Zeus who ordered it...
" Ce n'est pas Zeus qui l'avait proclamée.
Kendini not mu alıyorsun?
Tu t'auto-cites?
Onun fikrini kullandın. That's not just, Mamie-Claire.
T'as piqué son idée, c'est malhonnête.
Haklı olmayabilir belki ama mülayim olduğu kesin.
He may not be Mr. right, but he is certainly Mr. smooth.
Bulamazsın, ormanda uzandığım yeri.
♪ you will not find the forest floor ♪ ♪ where I lie ♪
Ah sevgilim, senin öpüşün değil bu.
♪ oh, darlin, it s not your kiss ♪
Joe, kizmadigini söyle.
"Joe, tell me you re not cross."
Sanıyorum fidye için not gönderdiniz.
Je suppose que vous avez envoyé une demande de rançon?
Cor ve arkadaşının şüpheli olduğuna dair gönderilen ilk not isimsizdi.
La police reçut un message anonyme qui dénonçait Cor et ses amis.
Not defteri, sevgili John ve insan kırk ayak filmlerini.
Love Actually, Dirty Dancing et The Human Centipede.
Riva'lara gidip küçük not defterine bir şeyler yazıp gitmeliydin.
Vous deviez aller chez Riva, écrire dans votre petit carnet et partir.
Bir not bıraktı ve gitti.
Il a laissé une note et il est parti. Depuis, plus rien.
"Sevgiler, Tavşanın!" Atölyedeki not.
Je t'aime, ton Bunny.
Ciddi misin? Not defterini çıkar.
Prends ton carnets de notes.
Ne diye senin not defterin bende?
Pourquoi j'ai ton carnet?
Benim de not defterimde konuşmam vardı!
Et mon carnet avec mon discours!
Bunu bana sen yaptın. " yazan not olur.
"Ma mère était horrible. C'est toi qui m'as fait ça."
- Not Mümkün.
Non.
Not bırakmış.
Elle a laissé une note.
- Not bırakmış.
- Elle a laissé une note.
BANA BİR NOT GÖNDER Holden'in algı yeteneğinin yanı sıra eşcinselliğe bakış açısını da düşünmemiz gerekiyor.
ÉCRIS-MOI L'homosexualité, sa croyance et sa perception sont remises en question.
Eski okulundan not dökümünün gelmediğini gördüğümde çok şaşırdım ve ben de onları aradım.
Quand j'ai constaté qu'on n'avait pas ton bulletin de ton ancienne école, je les ai appelés.
Tetikte ol, hayatta kal ve işe yaracak her şeyi not et.
D'accord, reste en alerte, ne te fait pas tuer, prend note de quelque chose d'utile.
Not defterinde yazıyordu.
Il avait ce carnet de notes.
- Ardında bir not bırakmış.
- Il a laissé un mot.
Kes sesini, Not Panosu.
La ferme, M. Bloc-Notes.
Clio'nun şehirde olduğuna dair bir not var elimde.
J'ai une note ici de Clio pour vous dire qu'elle est en ville.
Resimlerini beğendim.Not aldım.
J'aime vos photos. Noté.
Ne kadar öğrenciyi daha yüksek not karşılığında becerdin?
T'as baisé combien d'étudiants pour de meilleures notes?
- Evet, kendisi İnsan Kaynakları müdürü ve bir not bırakmış.
Oh, t'as entendu ça? Ouais, et bien, c'est la directrice des RHs, et elle a mis une information.
Her şeyi fotograflayıp, not alıyordum.
Je prenais des photos de tout.
Tam not!
Note parfaite!
Not :
PS :
Not 2 :
PPS :
Belki de fotokopi makinesinde bıraktığımız not yüzündendir.
Peut-être que c'est à cause de la lettre de rançon qu'on a laissée dans la photocopieuse.
Bunu not et.
Notez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]