Oakland Çeviri Fransızca
475 parallel translation
Oakland'ta inip feribotu tut, seni buradaki iskelede bekleyeceğim.
Descends à Oakland. Je t'attendrai au bâtiment du ferry.
Auckland.
Oakland.
- Kaliforniya. Oakland.
- Oakland, Californie.
Oakland'da onu ilk gördüğümde dedim ki...
La première fois que je l'ai vu, j'ai dit :
Ben o küçük kasabalarda birkaç yıI daha oynadıktan sonra... Oakland'da bir bilardo salonu açabilesin diye. Altı masa, yanında da at yarışı bahisleri.
Dans quelques années, quand j'aurai joué dans ces petites villes, tu t'achèteras une salle de billard à Oakland, six tables et des paris.
İlk oyunda beni yenersen doğruca Oakland'a dönerim.
Si tu gagnes la première partie, je repars à Oakland.
Bob, ziyaretçi listene yazılabilirim. Belki Oakland'da bir iş bulabilirim.
Je peux entrer dans ta liste de visites, trouver du travail à Oakland.
Sen, Marin County'yi, ben de Oakland'ı alacağım.
Moi, Oakland. Que leur dire?
Bay Oakland?
Monsieur Oakland?
Ben Oakland'de okula gittim... ve orada birçok beyaz çocuklar vardı.
J'étais à l'école, à Oakland... et j'avais quelques écoliers blancs... avec moi.
Oaklandlı bir kadının daha ırzına geçildiğini okudun mu?
T'as vu, on a encore violé une femme à Oakland.
Oakland civarına hiç gitmedim!
Je ne vais jamais à Oakland!
Οraya gidişimi hatιrlιyοrum da... Βen bir Κatοlik kilisesine giderdim, Metοdist kilisesine de gittim... bütün diğer kiliselere de gittim dοstum, ama sοnra Οakland'daki... bu zenci kilisesine gittim.
Je me souviens y être allé, et avant j'allais dans une église catholique, une église méthodiste, je suis allé dans toutes les églises, mais ensuite je suis allé dans une église noire, à Oakland.
- Çavuş, Yüzbaşı Oakland'ı çağır.
- Appelez le capitaine Oakland.
Teğmen Newell ve Yüzbaşı Oakland'ı bulamıyorum.
Le lieutenant Newell et le capitaine Oakland ont disparu. Paraît que Humboldt n'est qu'à deux jours de train.
Yapmanızı istediğim şey, bütün kasabayı arayın. Yüzbaşı Oakland ve Teğmen Newell kayıp, onları bulacağız.
Je veux que vous parcouriez le village à la recherche du capitaine Oakland et du lieutenant Newell.
Yüzbaşı Oakland ve Teğmen Newell'ı bulsunlar
Demandez des nouvelles d'Oakland et de Newell.
Sen Oakland'ta oynayan Harry Moseby, değil misin?
Vous n'êtes pas le Moseby de l'équipe de foot d'Oakland?
Oakland Raiders'lar yakında. Onları bir arayın.
Les Oakland Raiders près de Los Angeles, voyez-les.
Berkeley, Oakland ve Elizabeth'teki onca aile.
Tous ceux qui ont des parents à Berkeley, Oakland...
Oakland'ın merkezinde, iki odalı dubleks bir evde oturuyoruz ve 1948 model bir Studebaker'ımız üç parçalı yemek odamız Motorola marka televizyonumuz var.
Nous un duplex à deux chambres au centre-ville d'Oakland. Nous avons une Studebaker 1948... un ensemble de cuisine trois pièces, en bois blond... et une télévision de marque Motorola.
- Joseph Harrington. - Oakland'de. - Şey, Oakland'de.
Joseph Harrington à Oakland.
Oakland'da bir konserimiz var.
A Oakland. Ne t'en fais pas, tu t'amuseras.
Oakland programları için onu oyunculardan biriyle değiştirdim.
Je l'ai échangée contre un programme d'Oakland.
Ben 15 yaşındayken, ailemle Oakland'da oturuyorduk.
J'avais 15 ans et ma famille habitait à Oakland.
Küçük ama çok güçlü bir TV anteni yapacağım... Böylece Sacramento, Oakland gibi çok uzak yerlerden yayın alabileceğim.
Construire une antenne de télé petite, mais puissante... pour recevoir des signaux de vraiment très loin, comme Sacramento, Oakland.
Orayı aldık ve emin olun hiç kolay değildi. Her şey havaya uçtu.
A Oakland, on a été accueillis par de mignonnes petites choses...
Zencilerin isyan çıkardığı ve ceza görmediği toplumlara. Tıpkı Harlem sokaklarında, Oakland sokaklarında ya da Chicago sokaklarında yaptıkları gibi!
Des communautés où les nègres sont déchaînés, sans limites ni sanctions, comme on l'a vu cet été dans les rues de Harlem, d'Oakland, ou de Chicago!
- Oakland'a gittin mi, yeni yılda?
- Vous étiez au réveillon d'Oakland?
- Oakland.
- D'Oakland.
Dennis Bryson'la Oakland'da beraber çalışmıştık.
J'ai travaillé avec Dennis Bryson à Oakland.
Oakland'daymış.
Elle vit à Oakland.
Buradan ilk giden uçak durmadan Yeni Zelanda Oakland'a gidiyor.
Le prochain vol va directement... à Auckland, en Nouvelle-Zélande.
- Oakland'ta.
Oakland.
Oakland. Şey, bir dahaki sefere, kapısını kitlemeyi unutmayın.
Au prochain arrêt... fermez bien votre porte.
Hala hayatta, keyfi yerinde ve Oakland'ta yaşıyor.
Elle est vivante, en bonne santé et habite Oakland.
Beni Oakland'ta çarptı.
Mais à Oakland!
Oakland bölge okuluna girmiş ve notlarını değiştirmeye çalışırken yakalanmış.
S'est introduit dans les fichiers de l'école d'Oakland pour changer ses notes.
- Oaktown'a gidiyorum. Gelir misin? - Evet.
Je te monte à Oakland?
Müzik olayımız için bir yol bulmamız lazım zaten. Gitmek için para alıyorum.
En f ait, je vais à Oakland... pour notre musique, et aux f rais de la Poste.
Oakland şovu için modellerini çalıştın mı?
Tes coiff ures sont prêtes pour la présentation d'Oakland?
Arada bir o ve arkadaşı posta arabasını Oakland'a götürür.
A vec son pote, ils livrent du courrier à Oakland, en camion.
Dediğim gibi, posta arabasını Oakland'a götürüyorlar.
Ils conduisent le f ourgon à Oakland.
Her hafta sonu Oakland'a gitme.
Et t'incruste pas à Oakland toutes les semaines.
Kimsenin seni ta Oakland'a kadar yürütmesine izin vermeyeceksin.
Oblige pas un f rère à te laisser aller à pied jusqu'à Oakland.
Oakland'da bunun üstüne çalışacağım.
Je vais me lancer là-dedans. La musique.
Oakland'a 20 km. yürü.
Tape-toi les 25 bornes jusqu'à Oakland!
- Oakland.
- Oakland.
- Tamam. Oakland.
Oakland.
Oakland'da bir okul açıyorum.
- D'un centre à Oakland.
- Oakland şehir merkezine.
- Oakland centre ville.