Offshore Çeviri Fransızca
330 parallel translation
Crabbe'e söyle, kıyıdan oldukça geride ve sadece depolama için bir tesis düşünmeye başlasın.
Que Crabbe repense le projet. Une unité offshore, mais de stockage.
Off-shore kuruluşlar, sayısız hesaplar, güçlü şirketler.
Sociétés offshore, comptes numérotés, holdings.
Dominic adında offshore hesaplarına bak.
Les comptes à l'étranger. Au nom de Dominic.
"Fester Addams emeklilik fonu"?
"Le fonds de retraite offshore de Fester Addams"?
Buradaki bilgilere göre Avrupa ve Güney Amerika'da banka hesapları olan firmalardan oluşan bir holding şirketi.
C'est un holding pour des sociétés offshore en Europe et en Amérique du Sud.
Bir hissedar şirkete benziyor.
Une société holding offshore.
Offshore hesabı.
Des comptes à l'étranger.
Benim offshore hesabım yok.
Je n'ai pas de comptes à l'étranger.
- Bana sahibi olduğunuz offshore tröstten söz edin.
Vos comptes à l'étranger...
Çok uluslu denizaşırı dandik bir holding kurmak niye bu kadar vakit alıyor anlamadım.
C'est si long de fonder une fichue société multinationale offshore? Mon mari et moi voulons déjà être hors de cette île.
O paranın izini Aruba'daki bir offshore hesabına kadar sürdüm.
Je les ai retrouvés. Sur un compte offshore à Aruba.
Konuştuğumuz gibi offshore hesabınıza paranız yatırılacak.
L'argent est actuellement transféré sur votre compte off-shore.
İpotek yabancı bir firma tarafından yapılmış, ve vergiler birden çok hesaba yatırılmış.
Le prêt est au nom d'une société offshore et les impôts sont payés d'un compte numéroté.
- Yakın zamanda bir para aktarımını izledik, Maybourne'un offshore banka hesaplarından birine yapılan. ( ÇN : offshore : kıyıdan uzak )
- On a découvert qu'un dépôt avait été effectué sur l'un des comptes offshore de Mayborne.
Platform müdürünün verdiği bilgiye göre orada hasta kimse yok.
Selon le directeur offshore, personne n'est malade.
- Offshore hesaplar.
- Des versements offshore.
Bu işin usulü yurtdışında bir hesap açmaktır.
En général, on offre un compte offshore. Ça te convient?
Açıklara, zıpkınla ava götürmüştüm.
Je l'ai emmené à la pêche au harpon près d'un plate-forme offshore..
- Offshore bir banka hesabı.
- Un compte offshore.
Palmiye Morgu'nun sahibi bir ofshore holding ve 17 sahte belgenin ardından sahibinin Dona Maria Tapia olduğu anlaşıldı.
Morgue des Palmiers, société offshore. Sous 1 7 couches de conneries... on apprend qu'elle appartient à Maria Tapia.
Sabah ayarlamalar için bir offshore hesabı aradım.
Jai fait un virement dun compte offshore...
Eyalet dışından bir mermi şirketinin Bay Santori'ye aşırı benzeyen bir temsilcisi Lex Şirketi elemanlarından oy hisselerini satın almaya çalışıyormuş.
Un représentant d'une société offshore... qui ressemble étrangement à monsieur Santori... contacte les employés de LexCorp et leur demande de lui vendre leurs actions.
Offshore operasyonlar.
Ouvre un compte offshore.
Milyonlarca doları zimmetine geçirip bir off-shore hesabına yatırdı.
Il a endormi des millions sur un compte offshore.
Adada yaşayan birisinin offshore hesabı olamaz.
- Si tu habites l'île, tu n'es pas censé détenir un compte offshore.
Yurtdışı mı yoksa yerel mi?
- Offshore ou nationaux? - Les deux.
Birkaç düzine offshore bankasına kadar daralttım ancak bu biraz zaman alacak.
Il reste quelques douzaines de banques offshore.
- Saunders'ın kıyı banka hesabını buldum.
- J'ai trouvé ses comptes offshore.
Eskiden kıyıdan biraz uzaklaşıp gönlümüzce avlanırdık.
On pêchait tout ce qu'on voulait, en offshore.
Kıyı spor kitapçılığı gibi.
Quelqu'un comme un bookmaker sportif offshore.
12 ayrı off-shore hesabına aktardım bile.
Je l'ai déjà transféré sur 12 comptes bancaires offshore.
Bilirsin işte, sözde şirketler, offshore hesaplar düzenlemek.
Inventer des compagnies fantômes, des comptes offshores.
Ya paramızı bu gece offshore hesabımıza yatırırlar ya da o ölür.
Si l'argent n'est pas ce soir sur le compte offshore, elle meurt.
Peşin olması tercih sebebidir, ideal olarak bir ada bankasına yatırılır.
De préférence d'avance et sur un compte offshore.
Herkes ya offshore'a yatırıyor ya da gayrimenkule.
Tout le monde investit offshore ou dans l'immobilier.
Bir yerlerde bir zulanın olmadığını anlatma bana!
Que t'as pas un ou deux magots offshore!
Syntel'in offshore hesaplarını kontrol etmem istenmişti.
J'ai demandé à examiner la comptabilité offshore des partenaires de Syntel.
Davamızda, Syntel'in offshore şirketlerinde sakladığı borçlarına yoğunlaşmıştık.
Notre affaire contre Galway était focalisée sur la dette que Syntel cachait dans une société offshore.
Syntel yöneticilerinin orijinal hilelerinde ayarladıkları offshore ortaklarına.
À une association offshore fondée pour la fraude originelle des cadres de Syntel.
Offshore hesaplarınızdan birine 300 milyon dolar aktardı.
Il a déplacé 300 millions de dollars jusque dans un de vos comptes offshore.
Telefon adresleri, offshore hesapları, sahte posta kutuları.
Fausses adresses, comptes offshore, fausses boîtes postales.
offshore hepaplar bile, Caymans, Bermuda.
Même les comptes offshores aux Caïmans et aux Bermudes.
Karınız, dokuzar bin dolarlık meblağlarla Cayman Adalarına para havale ediyor.
Votre femme a transféré de l'argent vers un compte offshore par tranche de $ 9,000.
Birbirine bu kadar yakın seyreden 2 tekne, radarda tek görünecektir.
Deux Offshore filant si proches? À croire qu'ils ne faisaient qu'un.
Büyük partileri konteynırlarda, küçükleri Güney Florida'ya tekneyle taşırız.
Gros chargements, porte-conteneurs. Petit chargement, bateaux Offshore.
Bir muhbir, kaçak mal dolu bir şilebin... Barranquilla'dan kalkıp... Güney Florida'ya gittiğini, haftaya Miami sahili yakınlarında gündüz vakti teknelere aktarılacağını bildirdi.
Un informateur a signalé qu'un cargo a quitté Barranquilla pour la Floride et transbordera sa cargaison sur des Offshore, de jour, la semaine prochaine au large de Miami.
O yurtdışındaki hesabı biliyor musun? Ona sadece Frank ulaşabiliyor.
Le compte offshore, seul Frank en a l'accès.
"ve offshore hesapları dahil... 2 milyar doların üzerinde."
"et les placements à l'étranger... soit une valeur d'environ 2 milliard de dollars."
Bir offshore hesabının faizinden kazanıyorum.
Je touchais des dividendes, off-shore.
Bakalım doğru anlamış mıyım?
Si Crown Offshore découvre qu'on manipule leurs actions, on est morts.
Crown Offshore hisse senetlerini manipüle ettiğimizi öğrenirse sonumuz kötü olur.
- Ça a l'air super. - Ça l'est.