Oley Çeviri Fransızca
427 parallel translation
♪ Oley, oley, oley, oley... ♪
♪ ole, ole, ole, ole... ♪
Şimdi sevişebilir miyiz? Oley!
On peut coucher ensemble maintenant?
- Oley!
- Yoo-hoo.
- Oley, oley, oley.
- Oh la la.
- Oley, bende üç kurabiye var.
- J'ai eu trois cookies.
Şey... oley.
Oh... Olé.
Ha, "oley".
Ah, olé. Oui.
- Oley!
Hourra!
- Tamam, onunla konuşacağım. - Oley, ne güzel.
- D'accord, je vais lui parler.
Oley!
Hourra!
Aç hadi. - Oley.
Ouvrez la boîte.
Oley!
Olé!
Oley be!
Le rêve!
Oley!
Ouais!
Endişelenmeyin. Ailelerinizi aradık ve birazdan sizi almaya gelecekler! Oley!
Vos parents sont prévenus et ils viennent vous chercher tout de suite.
Oley!
Hourra! Hourra!
Para burda. Oley! $ 350!
Ma chérie, comme je souffre de polyarthrite, je serai bref.
- Bulmaca! Oley!
D'accord!
Farz edelim ki ; ona Mexico'da böyle çalıştıklarını söyledin, ve oley.
Et si tu lui dis qu'au Mexique c'est comme ça?
Seni duyacak, tamam oley, oley.
Elle va t'entendre!
Oley!
Oui! J'ai la citoyenneté!
Oley.
Bingo.
Oley be!
Hourra!
Eskiden babasıyla çalışan Lester'ı, birkaç dostunu ve Oley denen o oğlanı aldı.
Il prend deux copains : Lester Pope, qui travaillait avec son père... - et un jeune gars, Oley.
Lester'la Oley teknede.
Lester et Oley. Sur le bateau.
Bahar tatili için mi, yoksa "bahar arası, oley" için mi gidiyor?
Elle part en vacances ou elle part s'éclater?
"Bak, baba. Sfenks, oley!"
"Regarde, papa, c'est le sphinx."
Bence Elizabeth "Bahar tatili, oley" demeyecek kadar ciddi bir kız.
Elizabeth est plus sérieuse que : "On s'éclate!"
Daytona'ya gidip "Bahar arası, oley" diyecekmiş.
Elle part à Daytona s'éclater avec des étudiants.
- Oradaydım! Bahar arası 81, oley!
- J'y suis allé en 1981!
- Üzgünüm. Bu son "oley." i geri alıyorum.
Pardon, je retire ce dernier "waou."
Lenny, tatil olduğumuzu söyledi. Oley!
Lenny a dit qu'on ne travaillait pas.
- Oley!
- Oui!
- Oley, oley oley oley! - Liz.
Liz.
- Oley Camel!
- Allez, Djamel!
Oley Camel! Haydi Camel! Oley!
Allez, Djamel!
Oley!
Yahou!
Oley! Home run!
Départ lancé!
Yedi kat daha uzun da olur. Oley!
Et 7 fois plus long, ouais...
O yüzden "gidiyorsun yani, oley" dedim ya.
C'est pour ça que j'ai dit "T'y vas! Ouais!"...
Oley!
Olé.
- Oley.
Mitchum.
- Oley.
- Super.
- Oley!
- Hourra!
Oley.
Voilà!
"Oley!"
Mon Dieu!
Oley!
Regarde.
Oley.
Je suis aussi bien que je... Bravo.
- Oley!
- Va.
Oley!
Oley!
Oléy!
Olé!