Olması Çeviri Fransızca
95,258 parallel translation
Bizimle bağı olmasını istememiş olabilir.
Il est possible qu'elle... ne voulait plus rien à voir avec nous.
Sadece zihinsel yardım alabileceği bir yerde olmasını istiyorum.
Je sais juste qu'il a besoin d'être dans un asile.
Herhalde annemin ölümünden sonra, onu koruyamadığım için Madeleine için durumun farklı olmasını istedim ve... Bu yüzden suçu üstlenmeye karar verdim.
Je suppose qu'après la mort de ma mère, ne pas être capable de la sauver, je voulais que... ça soit différent pour Madeleine, et... et c'est pourquoi j'ai décidé de porter le chapeau.
Tekrar olmasına izin vermeyeceğim.
Je ne laisserai pas ça se reproduire.
Yanlış alarm olması çok kötü.
Dommage que ce soit juste une fausse alarme.
Bunun olmasına izin mi vereceksin?
Tu vas juste laisser couler?
Arkadaşlarına bir şey olmasına izin vermeyeceğim.
Je ne laisserai rien arriver à tes amis.
Hayır! daha fazla kreş kafiyesi olmasın?
Plus rien basé sur des comptines?
Yani kadın zırdeli, Ama ona bir şey olmasını istemiyorsunuz.
C'est une vieille folle, mais de la à ce qu'il lui arrive quelque chose.
Sana bir şey olmasına izin vermem.
Je ne laisserai jamais rien t'arriver.
Bakın, bu noktada bildiğim tek şey manyak ve gözü dönmüş bir herifin tek çıkış yolumu kapatmış olmasıydı.
Tout ce que j'ai vu, c'est un fou furieux déchaîné qui me bloquait la sortie.
Bizi çok özlemediğin bir gün bile olmasın.
Ne passe pas une journée sans qu'on te manque.
Ama bizim topraklarımızda olmasını beklemiyorduk.
On ne s'y attendait pas ici, sur notre sol.
Bu operasyonun başarılı olması için bu ofislerde konuştuğumuz her şeyin bu ofislerin içinde kalması gerek.
Pour le succès de l'opération, tout ce dont nous parlerons devra rester dans ce bureau.
Bundan daha fazla olması lazımdı.
Il devait y en avoir plus.
- Birlikte yeriz olmasın?
- On est tous foutu, non?
Bir daha olmasın.
Ne commets pas cette erreur.
Bazen kuvvetin berbat olması gerekir.
Parfois, la force est chose terrible.
Olmasını istemiyorsun ama fikir aklından çıkmıyor.
Tu n'en as pas envie, mais la pensée ne te lâche pas.
- Güneyde böyle olması alışıldık mı...
C'est habituel, dans le Sud?
En azından size göz kulak olması için Podrick'i bırakayım.
Laissez--moi au moins poster Podrick Pour surveiller vos arrières.
Jon'un kral olması hakkında ne hissediyorsun?
Ca te fait quoi que Jon soit roi?
Bir hayatımız olmasını hak ediyoruz.
Nous avons le droit de vivre.
Ve eğer bunu görmüyorsanız hepinizin kör olması gerekiyor!
Vous ne vous êtes rendu compte de rien!
- Geçen seferki gibi olmasın.
Pas comme l'autre fois.
Kemerin sesi olması için doğuştan gelen bir Belter'e ihtiyacı var.
La Ceinture a besoin d'un Ceinturien-né pour être sa voix.
Garip olan şey sadece yedi kişinin olmasıydı.
Ce qui est bizarre c'est qu'il y en avait seulement sept d'entre eux.
İyi bir kaya haznesi olmasını unutuyorsun.
Tu oublies comment être un bon minier.
- Bu kadar zor olması gerekmiyor.
- Pas besoin d'être aussi brutal!
Büyüde sıkı olması gerektiği yazıyor.
Le sort dit que ça doit être serré.
Bunun son isyan kafama engel olmasına izin vermem.
Je refuse qu'il m'empêche de profiter de mon dernier trip d'émeute.
Bu kadar merhametli olmak için vajinan olması lazım.
Ton cœur saigne plus qu'un vagin.
Baba, sanmıyorum Ajan Ajan Thorn, birisinin Max ile böyle çalıyor olmasını istiyor.
Papa, je crois que l'agent Thorn n'aime pas qu'on joue avec Max.
Herhangi bir köpeği sevdiğinden eminim Anlaşma içinde olmasını istiyorum.
Je suis sûr que la Constitution m'autorise à caresser un chien.
Evet, olması gereken daha güvenli bir yer yok, çünkü sen ve ben orada olacağız.
Oui, il n'y a pas plus sûr. Car toi et moi, on y sera aussi.
Neden olmasın?
Pourquoi?
Eski hayatından koparılmanın bu kadar zor olmasının zor olduğunu biliyorum.
Je sais combien ça a dû être difficile pour toi d'être arraché à ton ancienne vie.
Olması gereken bu.
- On a été... - C'est le bon choix.
İnsanların yaşayabilmesi için bir gezegende 3 şey olması lazım.
Pour que les humains l'habitent, une planète doit avoir 3 choses.
Bebek de olması lazım.
Il est censé y avoir un bébé
İki tane olmasın diye
Et vu qu'il ne pouvait pas y en avoir 2
Kalbin bay Burns'ün yanında durmanı söyledi ve senin en çok sevdiğim yanın Ritz oteli kadar büyük bir kalbin olması.
Ton cœur t'a dit de rester avec Mr.Burns et la chose que j'aime le plus chez toi c'est que tu as un cœur aussi gros que le Ritz.
Daha iyi olmasına yol açmış olabilir mi?
Est-ce que ça aurait pu le changer en mieux?
Tanrım, yine olmasın.
Oh, mon Dieu, pas cela encore.
İnancım o ki, hiç şüphesiz vakti geldiğinde olması gerektiği gibi, Kuşak'ı savunmak için silahı kullanma zamanına senin ama yalnızca senin karar vereceğin sugötürmez.
comme ça le sera surement, toi et toi seul, décidera de quand utiliser l'arme pour défendre la Ceinture.
- Gururun sana engel olmasın.
Ne laisse pas ta fierté prendre le dessus.
Kurşunu eriten bir ortamda hayat olması imkânsız olmalı.
La vie dans un milieu qui fond le plomb. Ça devrait être impossible.
- Neden olmasın?
Pourquoi pas?
Arkadaşın için kolay olmasının sebebi gözleri.
C'était facile pour votre amie à cause de son œil.
"Hey Humma Humma, Humma Humma Humma" "Korktuğum tek şey bu gecenin hiç bitmeyecek olması."
Je n'ai qu'une inquiétude que cette nuit n'en finisse pas.
Avasarala'nın seni ofisten atmamış olmasına şaşırıyorum.
Je suis étonné qu'Avasarala ne vous ait pas viré de son bureau.