Onur duydum Çeviri Fransızca
580 parallel translation
Sör John, onur duydum!
C'est un honneur!
- Onur duydum.
- C'est un honneur.
O zaman çifte onur duydum.
- double honneur!
- Onur duydum.
- Honoré.
- Büyük onur duydum, Majesteleri.
Très honoré.
Çok büyük onur duydum.
- C'est un privilège.
Onur duydum.
- Un autre privilège.
Onur duydum.
Très honoré.
Minnet ve onur duydum.
Croyez à ma profonde gratitude.
Onur duydum, bayan.
Très honoré, madame.
- Onur duydum.
- Enchanté, madame.
- Onur duydum. – Üzgünüm, Konuşurken sizi geciktirdim.
C'est tout à votre honneur. Pardon si je vous félicite un peu tard.
Onur duydum beyler.
Je suis honoré, signore.
Burada bulunmanızdan onur duydum efendim.
Vous avoir pour hôte est un honneur.
- Sizi görmek güzel Albay - Onur duydum General.
- Toujours un plaisir de vous voir, colonel.
Onur duydum, ufak bir iş için geldim.
Enchanté, mais je suis venu pour affaires.
Onur duydum.
Vous m'honorez.
- Onur duydum, efendim.
- L'honneur est pour moi. - Asseyez-vous.
Onur duydum, ama ben zaten bir kraliçeyim.
Tu m " honores, mais je suis déjà reine.
Sizinle tanışmaktan onur duydum.
Enchantée, monsieur.
Onur duydum, ama benden daha büyük komedyenler var.
C'est flatteur, mais il y a bien des comédiens meilleurs que moi.
Onur duydum.
Quel honneur!
- Tabii ki onur duydum.
- Je suis flattée bien sûr.
Onur duydum. Tabii, ailem de öyle.
Je suis très honoré et ma famille l'est également.
Çok büyük bir onur duydum.
Je suis profondément honoré.
Büyük onur duydum.
Profondément.
Bana olan ilginden hayli onur duydum.
Je crois rêver. Il me semble être en ce moment au Paradis.
Onur duydum.
Je suis très honoré.
- Dayanılmayacak kadar onur duydum.
I am insufferably honored.
- Victor, benim uğruma yaşamını riske atmak istemenden onur duydum.
Je suis flattée que vous risquiez votre vie pour moi.
- Onur duydum.
Quel honneur!
- Onur duydum.
- J'en suis très honoré.
Anlayışınıza müteşekkirim dostum, onur duydum.
Je l'accepte. Ah, l'honneur...
Bayanlar! Sizinle tanışmaktan büyük bir onur duydum.
Mesdames, je suis ravi de faire votre connaissance.
Onur duydum. Eşi bulunmaz bir mevki.
- Je me sens très honoré!
Sizinle tanışmaktan onur duydum, Bay Davis.
Je suis très honoré, M. Davis.
- Onur duydum, Sayın Vali.
- Je suis honoré, M. Le gouverneur.
Onur duydum.
C'est un honneur.
- Onur duydum.
- J'en suis honorée.
Onur duydum.
Vous me voyez honoré.
Ah, Rachel, onur duydum.
C'est un honneur, Rachel.
Onur duydum.
C'est un plaisir.
Onur duydum.
Le gouverneur, M. Gandalou.
- Onur duydum.
Je suis honoré.
Lort Bruce, onur ve mutluluk duydum.
Lord Bruce, vous me flattez.
Onur duydum Mösyö.
Je suis honoré.
Onur duydum efendim. Göreviniz nedir?
Votre visite nous honore, Seigneur.
- Onur duydum.
Très honoré, M. le ministre.
Onur duydum.
Parole, vous faites une affaire.
Al, kongre onur madalyasını aldığını duydum.
Al, il paraît qu'on t'a décerné la médaille d'honneur.
Gerçekten mi? Onur duydum.
C'est très flatteur!