Operasyon Çeviri Fransızca
3,873 parallel translation
Özel operasyon ekibi onu forma sokmaya çalışıyor.
Vous avez une équipe d'opérations spéciales à mettre en place.
İki hafta önce böyle bir operasyon yoktu.
Il y a deux semaines, il n'y avait pas d'opération.
Şimdi bu operasyon iyiye ya da kötüye doğru devam etse de bunun başarılı olmasını dilemekten başka şansım yok.
Donc maintenant que c'est parti pour le meilleur ou pour le pire, je n'ai pas d'autre choix que d'espérer un franc succès.
Devriyenizi geri çekin. Bir CIA ekibimiz o alanda size bahsetmediğimiz bir operasyon yapıyor mu?
Retirez votre patrouille, on a une équipe de la CIA dont on ne vous a pas parlé en opération dans le secteur?
Bu artık askeri bir operasyon.
C'est une opération militaire désormais.
Tüm operasyon düşük ihtimaldi.
Ça a été tout de même incertain.
Amir seni 4. operasyon odasına istiyor.
Le directeur vous demande Dans la salle 4.
Operasyon hala devam ediyor.
L'opération continue.
Standart operasyon protokolü.
C'est le protocole.
Bu iki kişilik bir operasyon.
C'est une mission à deux.
Aileni öldüren karanlık operasyon birimini bulmaya kafayı takmışsın.
Vous étiez obsédée à essayer pour identifier le groupe Black-Ops qui a tué vos parents.
Yürütülmekte olan bir operasyon olduğunu düşünüyoruz.
On pense qu'une opération est en cours.
O operasyon nelere sebep oldu peki?
Quelles en ont été les conséquences?
Bu artık askeri bir operasyon.
C'est une opération militaire.
Bu askeri bir operasyon.
C'est une opération militaire.
Eş zamanlı operasyon 38 dakika önce başladı.
L'opération coordonnée a commencé il y a 38 minutes.
Demek ki "başarılı bir operasyon sonrası" böyle bir şeymiş.
C'est donc à cela que ressemble la suite d'une opération réussit.
- İsrail'deki gizli operasyon birimi.
Les opérations secrètes en Israël.
Şimdi, bunun FDA onayından geçmemiş bir operasyon olduğunu anlıyor musun?
Vous comprenez que c'est une pratique non-approuvée par la FDA?
İşe yaramaz bir gizli operasyon yüzünden kenara itildim. Çünkü siz Gibbs'in kovboyculuk oynamasını istediniz.
Et j'ai été mis à l'écart par des missions secrètes foireuses parce que vous vouliez que Gibbs fasse le cow-boy.
Operasyon sırasında havaya mı uçtu?
Pourquoi? Elle a brûlé pendant l'opération?
Operasyon olmayan zamanlarda, içine mermi koyar mıyım sandın?
Pensez-vous qu'en ces temps de standby je chargerais mes armes?
Sana operasyon yapma demedim mi ben? !
Ne t'ai-je pas dit de ne pas opérer seul?
Sanırım bu operasyon sonrası bir enfeksiyon.
Je pense que c'est une infection post-opératoire.
Operasyon gizli kalmıştı.
L'ordre vient d'en haut.
Bilmiyorum, adres hakkında bilgim yok ama operasyon araçları Aylesbury yolundalar.
Je ne sais pas, je n'ai pas pu obtenir l'adresse, mais les Opérations savent que le camion se dirigeait vers Aylesbury.
Ceneviz adinda bir gizli operasyon duydun mu?
As-tu déjà entendu parler de l'opération secrète "Génois"?
- Bahriye Özel Operasyon Birimi, Celalabat.
- Marine Special Operations Command à Jalalabad.
Operasyon sonlandırıldı.
L'opération a été dissoute.
Operasyon için mi endişelisin?
Es-tu inquiet à propos de l'opération?
Yedi ay içinde bir çok yüksek riskli operasyon var. Ya daha güçlenirsin yada ölürsün.
Toutes ces opérations à hauts risques en sept mois, tu deviens plus fort ou tu meurs.
Biz çok gizli bir operasyon yürütüyoruz bir terörist ağın liderini yakalamak için.
C'est un travail sous grosse couverture d'aller contre le leader d'un réseau de terroriste.
Bu operasyon titizlikle, sessiz, radarın altında kalarak yapılmalı, bu yüzden belki sen bir kişi seçersin.
Cette opération doit être précise, discrète, indétectable, ainsi vous pourrez choisir une personne.
FBI sizi bilgilendirmediği için resmi olarak özür diliyor. Şu an alıkoyduğunuz adam sürmekte olan gizli bir operasyon için çok büyük önem arz ediyor.
Le FBI vous présente ses excuses pour vous avoir laissé dans le noir, mais vous détenez actuellement un homme d'une grande valeur concernant une affaire secrète en cours.
Bir psikopatın ellerine bir operasyon verdin, ve iş suratımıza patladı.
Tu as laissé une opération dans les mains d'un psychopathe, et il nous a pété à la gueule.
Operasyon daha bitmedi.
L'opération n'est pas terminée.
Arthur'u saklamak isteyebileceği bir şeyden haberiniz var mı? Bütçenin uygunsuz kullanımı... -... veya yetkisi bulunmayan bir operasyon gibi?
Êtes-vous au courant de quelque chose qu'Arthur aurait voulu couvrir... des détournements de fonds, des opérations non autorisées?
Oh, şimdi de operasyon oldu.
Donc c'est une opération maintenant.
Operasyon hakkında bilgi ver bana.
- Dites-moi. - Officieusement.
Kopenhag'daki olaylardan sonra, ikimiz de biliyoruz ki Annie şu anda bir operasyon yönetmiyor.
Vu comment c'est à Copenhague, On sait tout les deux qu'Annie ne peut pas avoir une opération maintenant.
Muharebe destek hastaneleri taşınılabilir operasyon odalarıdır. İstenilen yere bir saat içinde kurulabilir.
Les hôpitaux de combat sont des salles d'opération portables qui peuvent être mises en place n'importe où en une heure.
Peki ya operasyon?
Et l'opération?
Operasyon hala geçerli.
L'opération continue.
Operasyon bitti dediysem, bitmiştir.
Si je dis que cette opération est terminée, c'est fini.
Operasyon işte şöyle :
C'est ici que ce tiendra l'opération.
Operasyon bitmiştir.
Cette opération est finie.
Operasyon zamanla kısıtlıydı.
La mission était urgente.
"ABD Özel Operasyon birliklerinin sarin gazı kullandığı iddiaları tamamen asılsızdır."
"L'accusation d'utilisation de sarin par les USA est complètement fausse".
Operasyon merkezinde Beyaz Saray, Pentagon ve FBI'a giden ve Ansar al-Sharia'nın Bingazi'deki saldırıları üstlendiğini söyleyen bir e-posta görmüş.
Il a vu un e-mail au centre des opérations de la Maison Blanche, et le Pentagone et le FBI disent que Ansar al-Sharia revendique l'attaque de Benghazi.
Bu operasyon-
Je veux dire, l'opération...
Operasyon başlasın!
Allons-y, ça va commencer.