English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ O ] / Organize

Organize Çeviri Fransızca

2,270 parallel translation
Organize talep sonrası yüklenim.
C'est une garantie contre les plaintes.
Chanda Narang Sharukh Khan gibi süper starların düğünlerini organize ediyor.
Chanda Narang est une star, comme Sharukh Khan, de l'organisation de mariages.
Tamam dinle, Şimdiye kadar 26 düğün organize ettik.
OK, écoute, nous avons organisé 26 mariages.
Çok daha büyük düğünler organize etmeliyiz.
On aura à organiser de bien plus grands mariages.
Oh... Şimdi benim düğünümü hangisi organize edicek?
Oh... qui va organiser mon mariage sinon?
Mr. Sidhwani'nin kızı evleniyor... ve düğünü Shaadi Mübareğin organize etmesini istiyor.
La fille de M. Sidhwani va se marier... et il veut que Shaadi Mubarak organise le mariage.
Uzun lafın kısası kızım Preeti, Düğünü'nü sizin organize etmeniz konusunda ısrarlı
Pour faire court, ma fille, Preeti insiste pour que son mariage soit organisé par vos soins.
Pankaj ve Sonya'nın düğününde kararını verdi... Düğünü'nün Bittoo ve Shruti tarafından organize edilmesini istedi.
Et aussi en Angleterre, mais ma fille a vu votre travail au mariage de Pankaj et Sonya et a donc décidé... que son mariage serait organisé par Bittoo et Shruti.
En son Otuz milyonluk bir düğün organize ettik,
La dernière fois nous avons organisé un mariage à 30 millions d'euros.
Birlikte bunun gibi büyük düğünler organize ettik.
Ensemble nous avons organisé de si grands mariages si bien.
Evlilik organize etmek ne kadar zor haberin var mı?
Ok, tu sais à quel point c'est dur de plannifier un mariage?
Kimsenin haberi olmadan organize suçlardan yasal iş adamlığına sıçrayıverdi.
Il est passé du crime organisé aux affaires légales quand personne ne regardait.
Organize Suçlar'daydık.
Nous nous occupions du grand banditisme.
Frost bir dâhi. Organize biri.
Frost prévoit tout.
Hellinger dünya çapında bir bayılmayı organize etti.
Hellinger provoque un black out mondial.
Organize suça bulaşmış, önemli oyuncu.
Il joue un rôle important dans le crime organisé.
Teğmen Flynn, Eksik ceset parçalarını bulmak İçin bir arama organize eder misin?
{ \ pos ( 192,205 ) } Lieutenant Flynn, organisez une fouille pour trouver les morceaux manquants.
Joe'un olayında, organize edecek bir şey yoktu.
Pour Joe, je n'avais quasiment rien à faire.
Ben bu partiyi üç kere organize ettim! Restoranı iki kere değiştirdim! Hepsi de aile bir arada olabilsin diyeydi!
J'ai dû changer trois fois de jour et deux fois de restaurant pour que toute la famille soit là!
Olayı planlayıp organize eden o.
Il a planifié toute l'opération.
Bu nedenle çiftler terapisini organize ettim.
C'est pour ça qu'on est là.
Burada bir saat geçirmeyi organize ettim o şeker adamla neydi yakışlıklı adamın adı- -
J'ai fait en sorte qu'on passe une heure c'est quoi son nom?
Bence kahvemizi alıp elimizdeki imkânları seferber edelim. Sonra organize bir arama yapmak için Rockaway'e dönelim. Onu bulmadan da çıkmayalım.
On prend du café, on rassemble les troupes qu'on a, on retourne chercher aux Rockaway jusqu'à la retrouver.
Her gece 4 saat uyurum, günde 1,200 kalorilik yemek yerim ve gardırobum da iki kez "Organize Yaşayanlar" dergisinin kapağı oldu.
Je dors 4 h, je mange 1 200 calories par jour, et mon placard a fait deux fois la couv de Rangement Magazine.
Organize Suçları Araştırma Birliği'ndeki polis arkadaşlardan biraz yardım aldım
J'ai vérifié avec mon chum de l'escouade du crime organisé.
Organize suç patronları, kapılarında görüşmek için bir sürü insanın beklediği herhangi bir işkolundaki üst düzey yöneticiler gibidirler
Les patrons du crime organisé... comme n'importe quel cadre dans quelque commerce que ce soit... sont toujours très sollicités.
Belli ki bu şirkete uyum sağlayabilecek kadar organize değilsin.
Vous êtes trop désorganisée pour tenir le choc dans cette compagnie.
Organize suç. Yenilerden.
Nouveau talent du crime organisé.
Sonra da organize suç örgütüne katılmışlar.
Pour finir hommes de main pour le crime organisé.
Şu anki organize suç davalarındaki kayıp tanıklar gibi.
Idem pour les témoins disparus dans les récentes affaires de corruption.
Bu durum annem tarafından organize edildi.
- C'est ma mère qui a tout monté.
Hayır, hayır, organize falan edilmedi.
- Rien n'a été monté.
Bunlar sıradan cinayetler değil, katil gayet organize ve temkinli.
Ce ne sont pas des meurtres impulsifs, il est organisé et calculateur.
Bunun dışında her şey organize ve deneyimli birini gösteriyor.
Tout mais qui pointe vers un délinquant organisé, expérimenté.
Camille, sivilleri organize etmeni istiyorum.
Camile, vous êtes chargée des civils.
- İkiniz için polis akademisinde üç haftalık hızlandırılmış kurs organize ediyoruz.
On vous a trouvé trois semaines de cours intensifs à la Police Academy.
Kurucular Günü'nü organize etmek için gönüllü oldum.
Je suis l'organisatrice du jour des fondateurs.
Jack ve Nicole Sutton tarafından organize ediliyor.
{ \ pos ( 192,230 ) } Menée par Jack et Nicole Sutton.
Bütün çanların çalınmasını ve tüm kiliselerde şükür ayinleri yapılmasını organize et.
Faites que toutes les cloches sonnent et qu'une messe de grâce soit dite dans chaque église.
Şirketi kurtarabiliriz, ancak verimliliği arttırmak için her bölümü yeniden organize etmeliyiz.
On a peut-être sauvé l'entreprise, mais on va devoir réorganiser et licencier dans tous les services.
Mahalle nöbeti haftada bir burada toplanır. Bunun sebebi, Loretta'nın grubu organize eden kişi olması ve ortabatının en iyi tartlarını yapması olabilir.
Les voisins se réunissent ici, chaque semaine, chez Loretta, sans doute parce qu'elle fait les meilleures tartes du Middle West.
Ben sanki, organize olamıyorum.
Je n'arrive pas à m'organiser comme il faut.
Organize suç şebekeleri buna bir servet öderler.
- Gouvernements ennemis. - Une fortune pour le crime organisé.
Geleneksel olarak çalışmalarını organize suçlarla birlikte yapmıyorlar operasyon açıklarını gidermek için yaptıkları işler hariç. Balkanlar hariç.
D'habitude, les réseaux fascistes ne s'associent pas avec le crime organisé, à part s'ils en ont besoin.
Öyle ki kendisinin finansal gelir için bilinen bir organize suç figürü haline gelmiş olmasına inanmak imkânsız.
C'est invraisemblable de croire qu'il s'est lié à une figure reconnue du crime organisé uniquement pour l'argent.
Dairelerden oluşan, kendi kendine organize olan bu kadar büyük bir boyut alacağı önceden tahmin edilmemiş ve kontrolsüz bir ağ.
Un réseau auto-organisé, avec des ramifications, formant un tout non prédéterminé et sans chef, comme le myxomycète.
Onları organize ediyor, parasal ihtiyaçları karşılıyor ve bunun Tanrı'nın isteği olduğunu söylüyordu.
Il les entraîne, les finance, leur dit que c'est la volonté de Dieu.
- Amma çok dosya var burada. Rüşvetçilik, sivil haklar, organize suç, uyuşturucu, adam kaçırma.
Ça fait un paquet d'enquêtes. kidnapping.
Bayan Winnock, turne boyunca uğradıklarımız içinde en iyi organize olan yer burasıydı.
De toutes nos étapes, celle-ci est la mieux organisée.
Ben organize olmuş sporlar yapmam.
Je n'organise pas de sport.
Ve organize suçlarla mücadele bizzat Cumhurbaşkanı tarafından yürütülüyor. Her şey yolunda.
Le combat initié par le Président de la République contre le crime organisé va dans la bonne direction.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]