English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Pasifik

Pasifik Çeviri Fransızca

1,227 parallel translation
Yunan Bandıralı "Okyanus Kuşu" nun güvertesinden suya atlayarak ölmeye karar vermeleri... Pasifik'i geçerken cesetlerinin bulunması.
Leur volonté de mourir en se jetant, une nuit, du pont du navire grec à bord duquel ils avaient été découverts en pleine mer dans la traversée du Pacifique...
Antartika'dan gelen bir fırtınadır. Pasifik'ten kopar gelir ve kuzeyde 2,000 mil boyunca eser geçer.
Une tempête hivernale d'Antarctique déchire le Pacifique et envoie une immense lame de fond sur 3000 km.
Afedersiniz, Sino Pasifik Şirketinden Bay Jackson ve İngiliz güçlerinden General Wickens ile bir randevumuz vardı.
Excusez-moi, nous avons rendez-vous avec M. Jackson et Ie général Wickens.
Wong Fei-Hung, bu İngiliz kuvvetlerinden General Wickens ve Sino Pasifik şirketinden Bay Jackson.
Huang Feihong, je vous présente Ie général anglais Wickens et M. Jackson, qui est américain.
Pasifik'in üstünde beynini dağıttılar.
Il a fini dans le Pacifique, la cervelle éclatée.
Doğu Pasifik anlaşmasında pürüz var.
Le financement East-Pac tombe à l'eau.
Şef Oreman'ın favorisi tabii ki "Güney Pasifik" ti.
Le film préféré du chef Orman, c'est bien sûr South Pacific.
Pasifik Kuzeybatı'da, satışlarımızı son 12 ayda % 106 oranında arttırdım.
Au nord-ouest du Pacifique, mon territoire... les ventes ont augmenté de 106 % au cours des 12 derniers mois.
Ona birşey olursa, George Pasifik'ten dönüp, beni öldürür.
Si je l'abîmais, il traverserait le Pacifique pour me tuer.
Kocası Pasifik'teyken Betty Horn, makarna ve örgünün keyfini çıkarıyor.
Son mari étant au front... Betty Horn se consacre à la cuisine et au tricot.
Ve 1919 sonbaharında, doğuya, bilinmeze doğru 5000 kilometrelik yolculuğa başlamak için Kuzey Pasifik trenine bindim.
À l'automne 1919, je pris donc le Northern Pacific... pour un voyage de 4500 km vers l'inconnu.
Kuzeybati Pasifik'ten gelen sumuklu oglan.
Espèce de petit microbe du Pacifique Nord-ouest.
Binlerce Amerikan askeri Corregidor ve Bataan gibi isimleri olan Pasifik adalarında ölüyordu.
Les soldats américains mouraient par milliers dans des îles du Pacifique avec des noms tels que Corrégidor et Batán.
Buradan Pasifik okyanusuna kadar.
D'ici jusqu'à l'océan Pacifique.
Burası.. on-ondört Pasifik Sahil Otobanı mı?
Uh, c'est bien, le 10-14 Pacific Coast Highway?
On-ondört, Pasifik Sahil Otobanı?
10-14 Pacific Coast Highway?
Burası sekiz-ondört Pasifik Sahil Otobanı!
C'est le 8-14 Pacific Coast Highway!
Bir ada almak isterdim. Güney Pasifik'te.
J'aimerais bien acheter une île dans l'océan Pacifique.
Pasifik Okyanusu'na acil iniş yapmıştı.
Il a dû atterrir en catastrophe dans le Pacifique.
Buranın yerel saati Pasifik Saatidir.
Heure normale du Pacifique.
Her zaman askerdi, Güney Pasifik'teki, Kore'deki savaş meydanlarında Vietnam'da ve Washington'da, birliğin bir parçası olarak savaştı...
Toujours soldat dans le Pacifique Sud, en Corée, au Vietnam, à Washington, il s'est battu à son modeste niveau
Pasifik okyanusuna bakan bu tepe üzerinde ölümcül bir manzara...
Vu de cette falaise au-dessus du Pacifique... se trouve le site mortuaire de...
Mary Martin'le "Güney Pasifik" te oynamıştı.
Mmmm qui? Il était dans "South Pacific" avec Mary Martin.
Belki de Güney Pasifik'te bir yere gideriz diye düşünüyordum.
Je me disais quelque part dans le Pacifique Sud.
Güney Pasifik'te sahilde çıplak yatıyordum.
J'étais allongée, nue, sur une plage des mers du Sud.
Meksika'da. Pasifik Okyanusu'nda küçük bir yer.
Au Mexique, au bord du Pacifique.
Meksikalılar Pasifik hakkında ne derler biliyor musun?
Tu sais ce qu'on dit?
Pasifik Okyanusu mu?
Le Pacifique?
Andy Dufresne Pasifik'e doğru yönelmişti.
Andy, sur la route du Pacifique.
Umarım ki, arkadaşımı görüp elini sıkabilirim. Umarım ki, Pasifik rüyalarımdaki kadar mavidir.
Que je verrai mon ami et que le Pacifique est bleu comme dans mes rêves.
Pasifik yakasıyla ilk randevum.
Mon premier amour asiatique!
Güney Pasifik'e ineceğiz.
Et on se retrouve dans les eaux du Pacifique Sud.
Sabah 6'da yola çıkacak ve Pasifik orta bölgesinde Rus Doğu sahillerine yönelik atış tatbikatı yapacağız.
Nous avons ordre de partir à 6 h, d'assurer l'alerte mid-pacifique, cibles stratégiques Est. Informez vos hommes.
Alabama personelinin ve ağırlıklı olarak Kaptan Ramsey'in ifadelerinden sonra, Pasifik Donanması komutanlığına raporumu sunmaya hazırım.
D'après le témoignage du personnel à bord de l'Alabama et, en grande partie, celui du Commandant Ramsey, je ferai mon rapport au SUBPAC.
Son çağrı yapılıyor Batı Pasifik hava yolları uçuş 86, kapı 113.
Dernier appel d'embarquement pour Western Pacific Air Vol 86, Porte 113.
Diğer haberlerde, polis, Pan-Pasifik Bilgisayar Fuarı'nda bulunan iki cesedi inceliyor.
La police enquête sur deux décès survenus à la convention.
Güney Pasifik gazisi olarak, Jerry Voorhis ve Senatör Helen Gagahan Douglas a karşı kazanılan zaferler. açıkçası, Nixon'a göre politika aslında savaştı.
À titre d'ancien combattant de la guerre du Pacifique... ses victoires sur Jerry Voorhis et la sénatrice Helen Douglas... ont montré nettement que pour Nixon, la politique était la guerre.
Çevredeki kasabaları korumak üzere, Pasifik okyanusunun iki km açıklarını da kapsayan bir alan karantina bölgesi ilan edildi.
La quarantaine a été déclarée par mesure de protection. Elle s'étend jusqu'au Pacifique tout proche.
Pasifik'in yakınında püskürmek üzere olan bir volkan var.
Irruption imminente d'un volcan dans le Pacifique.
Beyninin parçaları Pasifik sularına karıştı.
Sa cervelle est en miettes dans le Pacifique.
Biz Pasifik üzerindeydik, yakıtımız azalmıştı.
Nous survolions le Pacifique, nous étions à court de carburant.
Pasifik üzerinde kaybolduktan [br] sonra olanları anlatmama lütfen izin verin.
Laissez-moi vous dire ce qui s'est passé après votre disparition.
Bana hemen uydudan Pasifik Kontrol'ünü bağla.
Passez-moi le Pacific Command par satellite.
Bu beş fotoğrafın neyin peşinde olduğunu çözdüm. Pasifik Okyanusu'nun dibinden bir UFO çıkaran bir gemi var,... bu UFO halen U.S. askeri personelince korunan bir depoda bulunuyor.
Un navire qui a retiré un OVNI du Pacifique, maintenant dans un entrepôt gardé par le personnel militaire américain.
pasifik okyanusuna düştü.
Son premier tir était complètement raté.
Pasifik'e bağlanan tek bir gövdede birleşecek karargâhı da içine alarak.
Nos 5 lacs ne feraient plus qu'un pour relier le QG à l'océan pacifique.
Her saat 8 milyon galon | beyazlatıcı fabrika artığı sıvı kağıt üreticileri tarafından | Pasifik okyanusu'na dökülüyor.
Les papeteries déversent 28 millions de litres de déchets dans l'océan Pacifique toutes les heures.
Kendimi tanıtayım. Ben, Kuzeybatı Pasifik Magna Eğitim Projesinden geliyorum.
Je représente la Charte Nord-Ouest Pacifique concernant le projet de lecture.
Pasifik muazzam olabilir.
L'océan est vaste, mais, en nageant tout droit, on atteint l'Amérique.
USS IWO JIMA, GÜNEY PASİFİK 17 NİSAN 1970
PORTE-HELICOPTERES IWO JIMA, PACIFIQUE SUD
PAN-PASİFİK BİLGİSAYAR FUARI
CONVENTION PAN PACIFIQUE DE L'INFORMATIQUE

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]