English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Penalty

Penalty Çeviri Fransızca

130 parallel translation
O bir ceza, seni aptal.
C'est un penalty, idiote.
Hakem Conella penaltı veriyor, protestolar eşliğinde...
L'arbitre vient de siffler un penalty... un penalty...
Hakem Conella... Evet, o karar sadece Lazio için alınmaz.
Mais Lazio a gagné maintenant un beau penalty.
Hernandez vurmak için penaltının oradan pozisyon alıyor.
Hernandez se place pour le coup-franc juste derriere la zone de penalty.
Ceza sahasında.
Penalty!
Hakem büyük ihtimalle penaltıyı verecek. Ve veriyor da.
L'arbitre sifflera sans doute penalty.
Haken ortalığı sakinleştirmeye çalışıyor ve vuruşu yaptıracak.
L'arbitre les calme, mais il y a penalty.
Baumann ceza sahasında yere düşürüldü.
Il est... On le fait tomber, penalty!
Penaltı kullanılacak.
Penalty!
Kıpırda, idiyot.
- C'est truqué. - Un penalty!
Vukas sol taraftan pas yapıyor.
Vukas envoie la balle vers la zone du penalty. Mitic la reçoit.
Eliyle oynadı! Penaltı atacağız.
Main, Penalty pour les Brown, À nous la balle,
Şimdi... bu bir penaltı.
Il y a penalty
Penaltı değildi.
Il n'y avait pas penalty
Eğer top ele kazara dokunursa penaltı olmaz.
C'est pas un penalty si la main touche le ballon par acci...
Bir penaltı kazandım.
J'hérite d'un penalty.
Küfür, centilmenliğe aykırı hareketten ötürü bir penaltıdır.
Ça, c'est un penalty pour comportement non-sportif.
Vurucu penaltı noktasına doğru geliyor.
Le buteur s'aligne pour un penalty.
- Penaltı!
- Penalty!
Bart Simpson bir penaltı atışı yapacak.
Un penalty sera tiré par Bart Simpson.
Dört saniye kala bir penaltı atışı.
Un penalty et plus que quatre secondes.
- Howard bu bir sayı turuydu. - Sence öyle mi?
Howard, tu as marqué un penalty.
Hakemlerin takımına ceza verdiği, 2342 finalleri esnasında.
Dans la finale de 2342, l'un des arbitres donne un penalty à l'équipe adverse.
Penaltı vuruşu!
Penalty!
Maçın en önemli kısmındayız, ve şimdi bir penaltı atışı yapılacak.
Ils jouent les arrêts de jeu. Ils vont tirer un penalty.
14 metre ceza!
Penalty!
Hücumdan 16 numara! 4,5 metre ceza aldınız!
Numéro 16, penalty, cinq yards!
Sentinels'ın şu ana kadar 9 metre kaybı var.
Eh bien, Pat, les Sentinels ont déjà ont déjà dix yards de penalty.
- Metre cezasından fazlasını hak ediyordu.
- Ça valait plus qu'un penalty.
O halde bu derece belli bir cezayı neden uygulamaya koymadı?
Pourquoi il siffle pas penalty, alors?
Son anda yakın bir oyuncuya pas atmak gibi olacak.
C'est comme siffler un penalty en finale de la Coupe du Monde.
- Penaltı.
Penalty.
- "Penaltı".
- Penalty.
- Bu penaltı.
- Penalty.
- Hayatımı lan!
- Penalty!
- Değil penaltı!
Penalty?
- Penaltı olur mu be!
- Ce n'est pas un penalty!
Taa ki Fung penaltı atışını kaçırıp Altın Bacağını kaybendinceye kadar, bir daha asla bir rakibin olmadı. Şimdi ise hissetiklerin....
Depuis que Fung a raté son penalty et perdu sa jambe légendaire, personne n'a encore pu rivaliser avec vous.
Hadi bakalım!
Penalty!
Şimdi burda Def Penalty Kru Hayat katilleriyle beraberdi.
C'était "le Couloir de la Mort" dans "Peine Capitale".
Penaltıyı kaçırdığım için özür dilerim koç.
Je suis désolée d'avoir manqué le penalty, coach.
Ve Dada yerde, bu bir penaltı!
Dada pénètre à gauche. Il tombe... Penalty!
Marsh için penaltı, maçın bitimine bir dakika var!
Penalty pour le Marais... à 30 secondes de la fin!
Dada penaltıyı kullanıyor.
Dada va tirer le penalty lui-même.
Serbest atışı önlemeye çalışan futbolcuların dizildiğini gördünüz mü?
Z'avez jamais vu les joueurs de football alignés pour bloquer un penalty?
- Evet, penaltı vermişti.
- Oui, avec un penalty.
Skor 0-0'dı. Dortmund'nun son dakika bir penaltı atışı vardı.
A la 90e minute, 0 partout, le BVB se voit attribuer un penalty.
- O son dakika penaltısı...
- Le penalty...
Penaltı!
Penalty!
- Penaltı olabilir.
- Ça frise le pénalty.
Bu olamaz! - Hayır, olamaz!
- Y a un pénalty?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]