English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Pense

Pense Çeviri Fransızca

175,549 parallel translation
Bütün düşünebildiğim orda bir savaş çıktığı ve benim içinde olmayışım.
La seule chose à laquelle je pense c'est au fait que c'est la guerre et que je n'y participe pas.
- Bence gitmelisin, Clarke.
- Je pense que tu devrais partir.
Sadece bu. Bunun yaşamak için bir yol olduğunu düşünmüyoruz.
On pense que ce n'est pas une façon de vivre.
Kapıya sevilmekten çok hayatta kalmayı isteyecek birini yerleştirmemiz lazım.
On doit mettre quelqu'un à sa porte qui pense plus à survivre qu'à être apprécié.
Öyle olduğunu bildiğim biri var.
Je pense que je connais quelqu'un.
Düşündüğü kadar akıllı değil.
Elle n'est pas aussi intelligente qu'elle le pense.
Kapıyı açmamız gerek bence.
Je pense qu'on doit ouvrir la porte.
Yaptığın bunca şeyden sonra bence çılgınlık olur ama herşey daha bitmedi.
Après tout ce que vous avez traversé Et tout ce que vous avez fait, je pense que c'est fou qu'ils ne l'aient pas déjà fait.
Onlara verdiğini düşünmüyorum.
Je ne pense pas que vous l'ayez donné pour eux.
Onlara sattığını düşünüyorum.
Je pense que vous les avez vendus.
Bunun yanında, fişleme için Alma'nın beni takdir edeceğini sanmıyorum.
D'ailleurs, je ne pense pas que Alma apprécierais que je m'incruste.
Organlarını almaya değil, oğlunu kurtarmaya geldiğimizi sanıyor yani.
Donc il pense qu'on vient pour sauver son enfant, pas prendre ses organes.
Şu anda en iyi şansının bu olduğunu düşünüyorum.
A ce point, je pense vraiment que c'est sa meilleure chance.
O da böyle mi düşünüyor?
C'est ce qu'il pense aussi?
İşe yarayacağını düşündüğüm bir fikrim var.
J'ai une idée et je pense qu'elle va marcher.
Bana pek olur gibi gelmedi.
Je ne pense pas.
Bir dahaki sefer olacağını sanmıyorum.
Je ne pense pas qu'il y aura une autre fois.
Morfinden kafayı bulmuşsun.
Je pense que c'est la morphine qui parle.
Ne kadar değerli olabileceğini, verebileceği bilgileri bir düşün.
Pense à l'atout qu'elle peut être, aux informations qu'elle peut fournir.
Sanmıyorum...
Je ne pense pas...
Sanırım sorularını cevaplamayacağımı açıkça belli ettim.
Je pense que j'ai été plutôt claire, je n'ai aucune réponse à vos questions.
Aslında bunu Guantanamo'ya götürsek iyi olur.
Tu sais quoi? Je pense qu'on devrait l'emmener à Guantanamo.
Beni düşündüğünü biliyorum.
Je pense que tu tiens à moi.
- Portman doğuma girdi. Taksi şoförü kadının her an doğurabileceğini düşünüyor.
Portman est en plein accouchement, et le chauffeur pense que cette femme est va avoir son bébé maintenant.
- Demek istediği- -
- Mais je pense qu'elle veut dire...
Bence Dr. Hunt biliyor.
Je pense que le Dr.Hunt sait.
Bence hemen ameliyata almalıyız.
Je pense qu'il faut l'amener au bloc.
Ben burada çalışmak için işe alındım ve- -
J'ai été engagée pour faire un travail et je pense qu'il est temps...
Bence insanların isteklerini dinlemen gerek.
Je pense que vous devez écouter et entendre ce que les gens disent.
Pek çoğumuz vermeyeceğiz.
Je pense que beaucoup d'entre nous refuseront, oui.
Dr. Webber'in bu hastanenin belkemiği olduğunu düşünüyorum.
Je pense seulement que le Dr Webber est la colonne vertébrale...
Bence Bailey açık bir mesaj iletti.
Je pense que Bailey doit envoyer un message clair.
Bence o- -
Je pense qu'elle...
Eski kocası içeriden çıktığında yanlarında olsaydın her şey farklı olabilirdi diye hiç düşündün mü?
Vous avez déjà pensé à quel point les choses auraient pu se produire si vous étiez là quand son ex est sorti?
Bu senin korkak olduğunu düşündüğüm ilk seferdi.
Aujourd'hui est la première fois que j'ai pensé que tu étais lâche.
Neden bunu düşünemedik ki?
Pourquoi je n'y ai pas pensé?
Sana ihtiyacımız var ve sadece halledebileceğini düşündüğümüz yüzlerce şeyi için değil,... daha aklımıza gelmeyen binlerce şey için de.
On a besoin de toi et pas juste pour toutes les choses que tu sais réparer, mais pour toutes celles auxquelles on n'a pas pensé.
Gizli bir sert çocuk olduğunu kim bilebilirdi?
Qui aurait pensé que tu es un badass?
Ortodontist faturana yardımcı olacağını düşündüm.
J'ai pensé qu'il pourrait t'aider avec Les factures d'orthodontistes.
Ben de düşündüm ki, muhtemelen sana sormalıyım.
Alors j'ai pensé peut-être, Je vous demanderais...
Bana söylemek aklına gelmedi mi?
Et tu n'as pas pensé à me le dire?
Oğlanı muayene ettikten sonra sizden duyması daha iyi olur diye düşündüm.
J'ai pensé que, une fois que vous aviez examiné le garçon, ce serait mieux venant de vous.
Başka haber alamayınca içmeye karar verdim.
Je n'ai rien entendu après ça, alors j'ai pensé boire un coup.
Sıcak yiyecek istersin diye düşündüm.
J'ai pensé que tu aurais envie d'un repas chaud.
Bailey'nin asla görevden almayacağını düşündüğümüz kişiydi.
On n'aurait jamais pensé que Bailey la mettrait hors jeu.
Sence bunu düşünmüş müdür?
Tu crois qu'elle a pensé à ça?
- Edwards'ın evinde sanırım.
- Chez Edwards, je pense.
Sonra "Duvarlarla başlayayım" diye düşündüm.
Alors j'ai pensé, " Commence avec le mur.
Evde sakin bir yemek daha iyi olur.
J'ai pensé que ça serait bien d'avoir un dîner à la maison. C'est bon?
Sanırım gitmelisin Jackson.
Je pense que vous devriez partir, Jackson.
Gözlemlemek istedim.
J'avais pensé pouvoir observer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]