English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Philip

Philip Çeviri Fransızca

2,790 parallel translation
Elizabeth bu da Philip.
Elizabeth... voici Philip.
Philip ve Elizabeth'in hayatları tabii.
Celle de Philip et d'Elizabeth.
Hakkında başka bir şey bilmezsen Şikago, Illinois'te büyümüş Elizabeth'e inanmak çok daha kolay olur, Philip.
Il sera facile de croire en l'Elizabeth qui a grandi à Chicago, Illinois, Philip, si vous ne connaissez pas d'autre histoire.
Philip, yapma!
Philip, non!
Şu Philip denen herifi sevdim.
J'aime bien ce gars, Philip.
Yıllar boyu Philip'i birkaç kez rapor ettin.
Vous nous avez parlé de Philip plusieurs fois au cours de ces années.
Her şey değişmek üzere, Philip.
Les choses sont sur le point de changer, Philip.
Bütün asiller Londra'da, Philip'in büyük yeğeninin düğününe gittiler.
La noblesse qui compte est au mariage de l'arrière-petite-fille de Filippo.
Philip Crane ile on dakikalık, birebir röportaj.
C'est une interview face-à-face de 10 minutes avec Phillip Crane.
Ayrıca siz de bir eve yerleştirilmek için çok büyüksünüz yani yurda gidiyorsunuz.
Et, Philip et Ian, vous êtes trop vieux pour être placés donc vous irez dans un foyer.
Leicester Kontu Philip Lasser aynayı alıp duvarına asmış ve...
Philip Lasser, comte de Leicester, a accroché le miroir au-dessus de sa cheminée.
1755'te Philip Lasser evindeki devasa şöminenin içinde bulundu.
En 1755, Philip Lasser a été retrouvé dans sa cheminée, brûlé jusqu'à la moelle.
Tanınmayacak derecede yanmıştı. Eşyaları alınıp İngiltere'nin güneyinde çeşitli yerlere dağıtılırken hizmetkarlarından biri aynaların birinde Philip'in yansımasını gördüğünü iddia etti.
Ses biens ont été dispersés dans le sud de L'Angleterre, mais le reflet de Philip aurait été aperçu dans le miroir.
Rothesay Dükü, Wales Prensi, ve İngiltere tahtının varisi.
Vous devez être Charles Philip Arthur George, duc de Rothesay, prince du Pays de Galles, et héritier du trône d'Angleterre.
Gözünü dört aç Phillip.
Reste attentif Philip
Elimizde Phillip ve Cody isimleri var.
On a Philip, Cody.
Phillip Genovese. Bakayım mı yani?
Philip Genovese.
İşte karşınızda Roscoe Kaan, Philip Davis, Susie Ellis ve Virginia Prazar.
Veuillez accueillir Roscoe Kaan, Philip Davis, Susie Ellis et Virginia Prazar dans un extrait de "Pippin".
Philip ve Sherley arkaya benimle sıkışmaya bir şey demezler.
- Philip et Shirley vont se serrer un peu avec moi à l'arrière.
Ve şey, eğer Philip uğrarsa benim için arkadaşça bir tonda "Merhaba, annen bir ara sohbet etmeye gelir mi?" diye sor.
Oh, et, hum, si jamais c'est Philip qui répond, prend juste un ton amical, tu sais, genre, "Oh, salut, est-ce que ta mère est dans le coin pour papoter?"
- Yani Philip bilmiyor mu...?
Donc Philip ne sait pas que tu...?
Philip haklı olabilir.
Philip a peut-être raison.
Sakin ol Philip.
Du calme, Philip.
Annen nasıl Philip?
Comment va ta mère, Philip?
Philip?
Philip?
İşin bittiğinde virüs taraması yap Philip.
Vérifie les virus quand tu... Auras fini, Philip.
- Beni küçük düşürüyor Philip.
Il m'offense, Phillip
- Philip.
Phillip.
Bu akşam domuz eti var Philip.
Nous avons du porc ce soir, Philip.
Philip dışarıda.
Phillip est dehors.
Bakın... Philip yaptıklarını ne açıklayabilirim ne de özür dileyebilirim.
Écoute, je n'explique ni excuse ce que Philippe a fait.
Bir daha Philip'i gördüğünde ona de ki, diğer gözünü de çıkaracağım.
La prochaine fois que tu vois Philippe, dis-lui que je lui prendrais l'autre œil.
- Philip- -
- Philippe...
Philip Michonne'u istedi.
Philippe a demandé Michonne.
Philip'i Vali olmadan önce de tanırdım.
J'ai connu Philippe avant qu'il devienne le Gouverneur.
- Ben Phillip.
Je m'appelle Philip.
Phillip'in bu kadar popüler olduğundan haberi yoktu.
Philip ne se doutait pas qu'il était si populaire.
Philip, Elizabeth'le tanışmanı istiyorum.
Philip, je vous présente Elizabeth.
Philip ve Elizabeth'in hayatları tabii.
La vie de Philip et Elizabeth.
- Bize verilen emir böyle, Philip.
Il y a des ordres à suivre, Philip.
- Philip'i bekliyor.
Longue. J'attends Philippe.
Ben bu seçimi yapmayacağım, Philip.
Je ne vais pas faire ce choix, Philip.
Philip, sence biz...
La même chose. Philippe, tu pense qu'on...
Hey, Philip.
Hé, Philippe.
Philip, dur biraz. Hayır.
Philip, attends.
Philip bugün oraya döndüğümde işlerin kötüye gideceğini bildiğin zaman bir duyguya kapılırsın ya işte onu hissettim.
Philip... Quand je suis retourné là-bas aujourd'hui... tu connais ce sentiment, ce picotement. quand tu sais que ça va mal finir?
Philip Dorsey sonuncusu, çabuk olacaktır.
Jonah. Ok, Philip Dorsey est le dernier, alors ça va aller vite.
Hadi yeminleşelim Philip.
D'accord, passons au serment, Philip.
Gitmem gerek Philip.
Il faut que j'y aille, Philip.
Ve tahmin edeyim sende Charles Philip Arthur George,
Et laissez-moi deviner.
- Philip.
Philip.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]