Pilates Çeviri Fransızca

Üç adam arasında hiçbir bağlantı göremiyorum, Pilates sınıfında birlikte olmaları dışında. Pilates mi?

- Vous savez, je ne vois rien qui les relie, à part le fait qu'ils suivent les cours du soir de Pilates.

Düzenli bir Pontius Pilates.

Le tueur s'est lavé les mains.

- Ben pilates yaptım.

- Je fais des abdos.

Pilates eğitmeni onu bulduğunda öleli iki gün olmuş!

Elle était morte depuis deux jours... quand son professeur de pilate l'a trouvée.

Fino köpekleri için davet?

Pilates pour caniches?

Özellikle de Julia, yoganın senin için ne kadar yararlı olduğunu.

Du fait que le yoga Pilates fonctionne particulièrement bien pour vous.

- Derslerimize o dönmeyi almamak için.

- Pas de travelos au cours de Pilates.

Bu dersler, biz annelerin kendine verdiği kutsal bir hediye.

Pilates est un don sacré que les femmes se donnent à elles-mêmes.

Şey, Sophia, aslında evliliğimden bahsetmenin yanında buraya, Yoga sınıfımızdaki kadınlarla ilgili de geldim.

En fait, Sophia, en plus de parler de mon mariage, je suis aussi venue à cause des femmes du cours Pilates.

- Pilates var mı?

- lls suivent la méthode Pilates?

- Pilates var.

- Oui, ils la suivent.

Pilates'leri var.

Avec la méthode Pilates.

Pilates çalışmayı severim ama ama tüm gün bundan bahsetmem.

J'aime la méthode Pilates, mais je n'en parlerais pas toute la journée avec mon partenaire.

- Pilates denir.

- C'est la méthode Pilates.

Benim postam olduğunu sanmıştım. Pilates kaseti sipariş etmiştim.

Je croyais que c'était le mien.

- Hala pilates yapıyor musun?

- Tu suis la méthode Pilates?

Bunu en son yaptığında, sen ve o travesti, pilates dersinden kovulmuştunuz.

La dernière fois, ça s'est mal passé avec le transsexuel de ton cours de Pilates.

Ben Pilates yapmaya gidiyorum.

Bon, je vais au cours Pilates.

Pilates'den önce gidip sarhoş olalım.

Allons nous saouler avant la gym!

Bayanlar, geç oluyor, ve Pilates için kalkmamız lazım...

Mesdames, je sais, il est tard et on doit se lever tôt pour notre stretching...

Yargıç Pilates dersindeydi.

C'est pas ma faute. Le juge a été super long.

O izni almak için Yargıç Davies'i Pilates dersinden çıkarttırdım.

Il faut que j'appelle James Davies, qu'il classe l'affaire sans suite.

Evet, pilates ve cinden şaşmayacaksın.

Cours de pilates et gin.

Pilates'e gidiyorum da.

Je fais de la musculation.

Bir de Pilates koçu. Belki seninki vakit ayırabilir.

Ajoute un prof de yoga si le tien peut se libérer.

Ne yazık ki Pilates veya yoga öğretmeni açığımız yok.

Nous ne cherchons personne pour les cours de Pilates ou de yoga.

# Amerikalı kızlar, pilates yaparız biz #

Les filles américaines on fait du Pilates

Eğer beyzboldan anlamıyorsanız, o zaman pilates esnemeleri diyebiliriz.

Et si vous ne connaissez pas le base-ball, alors c'est... Sit-down pilates class.

Üç sezon sonra, Tenafly'da Pilates hocalığına başladı.

Trois sessions plus tard et bam, elle est instructeur de vol à Tenafly.

Bu spor ve Pilates yaptığımız için. Kimse Michel'e dokunmasın.

C'est parce qu'on fait de la gym et qu'on prend soin de notre corps et...

Sence iyi miyim? Ne o, yarın pilates dersine gidemeyecek misin?

Tu ne vas pas pouvoir aller au gymnase demain?

O bizim özel çalıştırıcımız.

C'est notre entraîneur Pilates privé.

Saat 12, Lorenzo'yla pilates.

1 2 h, gym avec Lorenzo.

Çalışıyorum, büyüyorum, biraz da pilates yapıyorum.

Dealer, faire pousser... faire du body trainer.

Conrad pilates yapıyormuş.

Conrad fait du body trainer.

Geçen sene şu Pilates dersleri aldığım sırada bile mi?

Pas même l'an dernier, après mes cours de remise en forme?

Belki bana söz verdiğin gibi beni Pilates derslerine götürseydin insanlar beni Rosie O'Donnell sanmazdı.

Si on avait suivi des cours de gym, on me prendrait pas pour Demis Roussos!

Birlikte Pilates yaparlar.

Elles font du Pilates ensemble.

Buna inanamıyorum ama egzersiz programımı yine iptal etmek zorundayım.

C'est pas vrai. Je dois encore annuler mon cours de Pilates.

Umarım bu Pilates dersimi bölmeye değecek kadar önemlidir.

En anglais. Je fais rien et elle m'attaque.

- Tahmin edeyim, pilates mi yapıyordun?

Laisse-moi deviner, Pilates *? Très bien, Tony.

Hani pilates yapıyordun?

Je pensais que tu disais faire du Pilates?

O zaman pilates falan yapmıyordum.

Eh bien, j'imagine que je ne faisais pas du Pilate.

Pilates dersleri alıyorum, Fransız aşçılık okuluna gidiyorum.

J'ai fait du Pilates, et je suis allé dans une école de cuisine française.

Biliyorum! Pilates hocam internetten papazlık almış.

Mon prof de gym a été ordonné prêtre par Internet.

Düzenli spor yapmayı... -... bırakmış ve Pilates'e başlamış.

- et commencé à faire du Pilates.

Jamie Mandlebaum mahkemede olduğunu söylemek için aradı. Pilates öğretmeninizle yarın için tekrar sözleşecekmişsiniz.

Jamie Mandlebaum a appelé pour dire qu'il est à la barre donc injoignable, et votre coach Pilate doit déplacer le rendez vous à demain.

Tae-Bo gibi birşey mi?

- Pilates, c'est comme le Tae-Bo?

Yoga, ziller.

Principalement des CD de yoga et de Pilates.

Pilates sizin dövüş sanatlarından biri değil mi?

Pilates ne fait pas partie de vos arts martiaux?

Pilates stüdyosunda bir randevu iptal edilmiş.

Il y a eu une annulation au cours de Pilates.