English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Pinky

Pinky Çeviri Fransızca

392 parallel translation
Hey, Pinky, Şifreyi biliyor musun?
Hé, Pinky, tu connais le mot de passe?
Pinky, acele et!
Vite, Pinky!
Pinky, ne yapıyorsun burada?
Pinky, que fabriques-tu ici?
Haydi, Pinky!
Allez, Pinky!
Mükemmel Pinky, bir touchdown yaptın.
Génial, Pinky, tu as marqué un essai!
Çok iyi yaptın, Pinky!
Bien joué, Pinky!
Chicolini ve Pinky buradalar.
Chicolini et Pinky sont ici.
Haydi, gel Pinky.
Viens. Pinky.
Gel buraya, Pinky.
Viens. Pinky.
- Evet. - Bay Pinky Fitzgerald?
- M. Poucet Fitzgerald?
O bana daima Pinky der.
Il m'appelle Poucet.
Pinky, öncelikle ofisin sorumluluğunu aldığın aşikar.
Eh bien, Poucet, tu t'es apparemment déjà occupé du bureau.
Tamam Pinky. Sen de iyilik istersin.
J'oublierai pas, Pinky.
- Lütfen bana Pinky deme.
- Ne m'appelez pas Pinky.
Merhaba, Pinky.
Bonjour, Pinky.
Pinky!
Pinky!
Bir Pinky misin tuhaf?
Pinky, Riquiqui?
Bir tuhaf mısın Pinky?
Riquiqui, Pinky?
Tamam Pinky.
Très bien... Pinky.
- Pinky!
- Pinky!
İlçe Mahkemesi Hakimi Pinky.
Pinky, Juge au Tribunal de County!
Sekizinci koğuştan Pinky Miller oraya girmeye çalıştı ama onu bacağından vurdular.
Un gars du bâtiment 8 a essayé. Les Boches lui ont tiré dans les pattes.
Bunlar Pinkumlar, onu kısaca Pinky diye çağırıyoruz.
Et voici Pinkum, on l'appelle Pinky.
Pinky, her sabah akordunu yapmam gerektiğini biliyorsun yoksa iyice bozulur.
Tu sais bien que je dois l'accorder tous les matins, sans quoi ça pourrait être la fin.
Seni kalmaktan caydıran Pinky değil mi?
C'est Pinky qui t'a dissuadé de rester?
Ee Pinky, hala Jube'ün bir koyun çobanı olduğunu mu düşünüyorsun?
Hé, Pinky, tu penses toujours que Jube est un gardien de moutons?
Ve unutma... ev soğuduğunda tek yapman gereken, Pinky'yi çağırmak.
Et souviens-toi... Quand la maison se refroidit, appelle Pinky.
Senin sorunun ne biliyor musun Pinky?
Hé, Pinky. Tu sais ce que c'est, ton problème?
Pinky?
Pinky?
- Ya Pinky?
- Mais Pinky?
Ama Pinky kimseyi sevmez.
Mais Pinky n'aime personne.
Seni Pinky'den başka durdurabilecek bir şey var mı?
Il y a autre chose qui t'arrête, à part Pinky?
Çünkü ona güveniyorum, Pinky.
Parce que je lui fais confiance.
Hey, Pinky, dağ aslanlarına dikkat et.
Hé, Pinky, attention aux pumas.
Pinky'yi gördün mü?
Tu as vu Pinky?
- Bu adam da kim, Pinky?
- Qui est ce type, Pinky?
Biraz önce Pinky'ye rastladık.
Je viens de croiser Pinky.
Sanırım Pinky Rawhider'larla olanları sana anlattı.
Je suppose que Pinky vous a parlé des pèlerins.
Pinky bile öğreniyor.
Même Pinky semble apprendre.
Pinky, benim yepyeni Sears-Roebuck flütümü parçala da... senin gözlerini şişten geçireyim.
Abîme mon nouveau Sears-Roebuck, Pinky, et je t'embroche les yeux sur les cordes.
Kes şunu Pinky.
Ça suffit, Pinky.
Jube buraya geldiği günden beri, Pinky onu sevmedi.
Depuis son arrivée, Pinky a pris Jube en grippe.
Çiftliğe gideceğim, gerçeği öğrenmek... ve geri gelip seni parçalamak için Pinky.
Je vais au ranch, pour savoir la vérité, et pour avoir une bonne raison de revenir t'écorcher vif, Pinky.
Haydi aç kapıyı, ben Pinky.
Allez, ouvre, c'est Pinky.
Pinky ve Bar-Eight tayfası, 40 ya da 50 kişiler.
Pinky et ceux du Bar-Eight, 40 ou 50 hommes.
Ama Pinky dedi ki...
Mais Pinky dit...
Jube seni bekliyor Pinky.
Jube t'attend, Pinky.
Pinky?
Poucet?
İyi geceler Pinky.
Dors bien, Pinky!
- Efendim Pinky?
- Oui, Pinky?
Ancak bunun tam olarak uygun olup olmadığını... - Dinle Pinky.
- Écoute, Pinky...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]