Pirate Çeviri Fransızca
3,330 parallel translation
Bunun standart ölçülerdeki bir korsan sandığı için ideal bir delik olduğunu seziyorum.
Tu vois, je sens que ce trou est idéal pour la poitrine d'un pirate de taille standard.
Yani, ortalıkta ibne bir kelebek gibi süzülen bir korsanım.
Je suis un pirate qui se dandine oomme une pédale.
Korsan dilinde olması gerektiğini falan söylemiyorum ama, tema korsan olacak.
Oh, et je ne dis pas qu'il ha à être pirate parlent, mais le thème c'est les pirates.
Şanslı korsan bugün hazineyi bulacak gibi.
Chanceux est le pirate qui trouve le butin ce soir!
Birazcık zayıflık gösteriyorsun ve bir sonraki adım... korsan gibi giyinmiş... doğum günlerini mahvedip en iyi iki arkadaşlığını tehlikeye atıyorsun.
Vous montrez un peu de faiblesse, et... et la prochaine chose vous savez, vous êtes po.. pirate plein costume... Ruinant les anniversaires et jéopardiasant vos deux meilleurs amis.
Hatta korsan dilinde bile söyleyebilirim.
Je peux même le dire en langage pirate.
Cehenneme gidişinin başlaması için, Çelik adam'ın korsan kopyasının tadını çıkaralım.
Pour commencer votre descente aux enfers, regardons cette copie pirate de Man of Steel
- Bu sizin mi?
- Petit pirate.
- Bir bilgisayar korsanından bahsetti.
- Il a mentionné un pirate informatique.
Korsan ile hiçbir şeyim yok ya da...
Je n'ai rien à voir avec le pirate informatique ou le- -
Yerel kablo şirketine sızdım. Futbol kanalı abonelerini eliyorum.
Je pirate la compagnie du cable locale, pour isoler les abonnés à la chaîne du football.
O yetenekli bir hacker.
C'est un pirate très doué.
Anlamı o bir hacker Düşünce içine sistemini kandırmak
Ce qui veut dire qu'un pirate pourrait piéger le système et lui faire croire
Böyle korsana benziyorsunuz.
On dirait un pirate.
Hayır, senin görevin korsanı, Karasakal'ı bertaraf etmek.
Non, votre tâche est d'éliminer le pirate Barbe Noire.
İster kabul et ister etme Bay Lowe içinde bir parça korsanlık var.
Que vous l'acceptiez ou non, M. Lowe, vous avez un peu l'âme d'un pirate.
Bunun bilgisayar başından yapılmış bir hack işlemi olduğunu düşünüyoruz.
Nous pensons que c'est le travail d'un pirate informatique.
Bir hackerla mı?
Un pirate informatique?
- Bayım, şimdi de korsan gibi davranıyorsunuz.
Monsieur, vous êtes en train d'imiter un pirate. Bon dieu!
Hacker sadece kendisinin durdurabileceği solucanı gönderiyor çünkü sadece kendisinde "Öldürme düğmesi" var.
Le pirate libère un ver que seul lui peut arrêter, car seul lui possède l'interrupteur.
Hacker'e özel bir şey.
Quelque chose d'unique au pirate.
-... bir şey söylemek istiyorum.
- que "on a perdu notre pirate."
"Öldürme düğmesi" hacker olmadan işe yaramaz.
L'interrupteur ne fonctionnera pas sans le pirate.
Emma gitti ve sen de korsanlığa geri dönüyorsun.
Emma est partie, et tu redeviens un pirate.
Ben hep bir korsandım.
J'ai toujours été un pirate.
Bir korsan yaşamı...
une vie de pirate.
Yaslan şu hergeleye.
Appuie-toi sur ce vieux pirate!
Kabal benim yeniden oynatma sistemimi çaldıktan sonra başarımızı arttırmak için daha iyi bir program oluşturmam gerekti.
Quand le Complot a piraté mon système pré-programmé, j'ai dû trouver un programme encore meilleur pour nous donner l'avantage.
Bakın, Kuru kafa zırhımı kaçırıp içindeki oyun kitabımızın kilidini açtığında tüm sırlarımızı öğrendi.
Quand Crâne rouge a piraté mon armure et débloqué notre stratégie, il a eu nos secrets.
Araba sistemini A kırdıysa, şimdiye kadar itiraf etmez miydi?
Si "A" avait vraiment piraté ta voiture, il l'aurait pas déjà avoué?
6 yaşındayken NORAD'ın bilgisayarlarına girmiştim.
J'ai piraté NORAD à l'âge de 6 ans.
Makineye sızdın yani?
Donc tu l'as piraté?
Belki ekibine sızmışlardır.
On a piraté ton opération.
Neler oluyor? !
Ecoute, il est en train d'être piraté.
Biz o hacklendi gösteren belgeler üst düzey bir Pentagon e-posta adresi, o zaman senin hizmetlerini sağlamak kullanılan hangi.
Nous avons un document montrant qu'il a piraté une adresse email d'un haut gradé du Pentagone qu'il a ensuite utilisé pour faire appel à vos services.
Sıfır gün aslında kendi adını almak bu kez bir kusur bulunursa, hack sisteminin sahibi tam sıfır gün var bunu istismar edilebilir önce bunu düzeltmek için.
Le jour zéro est appelé ainsi car une fois que la faille est découverte, le propriétaire du système piraté a exactement zéro jour pour le réparer avant que le défaut ne soit exploité.
Ethan doğrudan ISEA ana sistemine sızdı bu yeterince kötüydü ancak sonrasında bir binayı havaya uçurdu.
Ethan a piraté l'ordinateur central de l'ISEA, ce qui est déjà pas mal, mais ensuite il a fait sauter le bâtiment.
Meclis üyesi ve Gold, Zandiya yetimhanesinden beri arkadaşmışlar.
J'ai piraté les archives du téléphone de Blood. Le conseiller municipal et Gold sont resté amis depuis l'orphelinat de Zandia.
Ayak izlerini geri geri izleyerek senden önce sisteme kim sızmış bakacaktın, ne oldu? Yine başarısız oldum.
Qu'est-ce qui s'est passé quand tu as inversé l'empreinte pour voir qui avait piraté avant toi?
Sana diyeceğim şey toplantılarda birçok kez başıma geldi telefonum ısınıyor, hem de kullanmadan sanki tüm o süre boyunca biri telefonumu dinliyormuş gibi.
Le fait est que... plusieurs fois maintenant, en pleines réunions, mon téléphone devient brûlant même si je ne l'ai pas utilisé, c'est comme si pendant tout ce temps, comme si... quelqu'un l'avait piraté et l'utilisait pour m'espionner.
Telefonunu dinleyen kimse onunla mücadele edemeyiz eğer gerçekten dinleniyorsa.
Écoutez, on ne peut pas faire la guerre à celui qui a piraté votre téléphone... si vous avez été piraté.
Ağın güvenliği kırıldı.
Le réseau a été piraté.
En başta Skeleton Key'i de bu şekilde öğrenmiş olabilir. Bu yeterli olmasa da ayrıca aralarında paralı bir porno sitesi ve hediye kartı sitesi olan iki hack daha yapmış ki bunlar sanıldığından daha zordur.
C'est peut-être aussi comme ça qu'il a appris pour le crochet en premier lieu et si c'est pas assez, il s'est aussi lui-même piraté pour payer l'accès à des sites porno et une pile de cartes-cadeau "Mythcrash",
Okulun güvenlik sistemini hackleyip tahliye protokolünü başlattı.
Il a piraté le système de sécurité de l'école et activé le protocole d'évacuation automatique.
Sistemi hackledi.
Il a piraté le système.
10 Ekim'de Genus Şirketi bütün sistemlerini yok ederek sunucularını çökerten bir solucan ile hacklendi... 30 saat sonra bu durumu bir fidye karşılığında çözmeyi teklif eden şifreli bir e-posta aldılar.
Le 10 octobre, Genus Corporation a été piraté par un ver informatique qui a déchiré leur système, éteignant leurs serveurs. 30 heures plus tard, ils ont reçu un e-mail chiffré, offrant de réparer ça à un certain coût.
Gerçekten paçayı Evlat Edindirme Servisi'ni hackleyerek mi kurtardın?
Tu as vraiment piraté ton chemin pour sortir des familles d'accueil?
Hackleyerek paçayı kurtarmadım.
Je n'ai pas piraté pour en sortir.
Hackleyerek yolumu buldum.
J'ai piraté pour l'éviter.
Çocuk arabamızı hackledi.
Le gamin a piraté notre voiture.
Biri kaleyi gasp etmiş.
Quelqu'un l'a piraté.