Portakal suyu Çeviri Fransızca
647 parallel translation
Portakal suyu yok mu?
Pas de jus d'orange?
Hayatım, bundan sonra her sabah portakal suyu olacağını unutmazsın, tamam mı?
Chérie, tu t'en souviendras? Du jus d'orange tous les matins.
Domates suyu, portakal suyu, üzüm suyu, ananas suyu...
Jus de tomate, jus d'orange, jus de raisin, jus d'ananas...
Portakal suyu mu?
Un jus d ´ orange?
Kavun, greyfurt, portakal suyu?
Melon, pamplemousse, jus d'orage?
- Portakal suyu gibi.
- Comme du jus d'orange.
Bir küçük portakal suyu içebilirim, iki tane de rafadan yumurta biraz da peksimet ve kahve.
Je pense prendre un jus d'orange, deux œufs à la coque, des toasts et du café.
Portakal suyu var. Bence ışık da iyi, değil mi?
La lumière est bonne, non?
Biraz portakal suyu, yumurta, jambon, kızarmış ekmek ve bolca kahve istiyorum.
Je veux du jus d'orange, des œufs, du bacon, des toasts et beaucoup de café.
Sadece portakal suyu içerek kimse hayatta kalamaz.
On ne peut vivre qu'avec du jus d'orange!
Susarsa portakal suyu içirin.
Qu'elle boive du jus d'orange.
Biraz portakal suyu, yulaf ezmesi ve çocuk için de süt istiyoruz.
Un jus d'orange, des céréales et du lait pour mon fils.
- Viski, portakal suyu, süt?
Scotch, jus d'orange, lait?
Bana portakal suyu ver, Georgie.
Donne-moi du jus d'orange.
- Henüz değil. - Portakal suyu ve kahve.
- Jus d'orange et café.
- Portakal suyu alabilir miyim?
- Et mon jus d'orange? - Les mariés arrivent!
Alkol ve portakal suyu mu yoksa portakal suyu ve alkol mü?
Comment? Alcool et jus d'orange ou jus d'orange et alcool?
Bir termos portakal suyu... yanında da elmalı kek var.
Du jus d'orange et une tranche de gâteau.
Portakal suyu.
Du jus d'orange?
Kahvaltıda portakal suyu mu yoksa domates suyu mu istersiniz?
Jus d'orange ou de tomate pour le petit déjeuner?
- Portakal suyu, efendim.
Pour qui donc?
Portakal suyu.
Du jus d'orange.
Bol portakal suyu.
Beaucoup de jus d'orange.
Portakal suyu, ona çok bile.
Une orangeade, c'est encore trop!
İki bira ve iki bardak da portakal suyu içtim.
J'ai bu deux bières et deux Orangina.
Portakal suyu değil, Maurice. Şampanya. Bu özel bir durum.
Pas de jus d'orange, Maurice, du champagne. ll faut fêter cela.
Kusura bakma. Süt, kahve, çay, portakal suyu, hiç alkolsüz içeceğim kalmadı.
Dommage, je n'ai pas... de lait... de café, ni thé, ni jus d'orange.
Portakal suyu ama taze sıkılmış olsun.
- Une orange pressée, bien fraîche.
- Emil, havuza portakal suyu getirebilir misin?
Servez-moi un jus d'orange au bord de la piscine...
- Çay, portakal suyu, kızarmış ekmek.
- Thé, jus d'orange, toasts.
Sana taze portakal suyu sıktım.
Je t'ai fait du jus d'orange.
Kahvaltı için kahve ve portakal suyu hazırlayacağım.
Ce matin, je me contenterai d'un café et d'un jus d'orange.
Biraz portakal suyu alabilir miyim, lütfen?
Puis-je avoir du jus d'orange, s'il vous plait?
Sana portakal suyu getirdim.
J'ai apporté du jus d'orange.
Portakal suyu, taze sebze... ya da kısaca "C" vitamini alamayan birçok kişide... 4 ay sonra dişeti kanamaları görülecek.
Pour ceux qui n'auraient pas pu consommer du jus d'orange, des légumes frais, de la vitamine C en général, - et c'est le cas de la plupart des gens - des hémorragies se déclareront dans les gencives au bout de 4 mois,
- Portakal suyu, çay, tost.
Jus d'orange, thé et toasts.
Taze sıkılmış portakal suyu gibisi yok.
Un jus d'orange me remettra.
Biraz portakal suyu al.
Bois du jus d'orange.
Portakal suyu ister misiniz?
Un peu de jus d'orange?
Portakal suyu!
Un jus d'orange!
Bir portakal suyu, lütfen.
Une orangeade, s'il vous plaît.
Buraya geldiğimden beri tek keyfim bu. Florida portakal suyu.
Son jus d'orange...
Portakal suyu sever misin? Broadway hoştur.
Vous aimez le jus d'orange?
Tek votkalı portakal suyu.
Trés léger. C'est du jus d'orange avec du Vodka.
Portakal suyu... ya da ne olursa.
Un jus d'orange ou...
- Portakal suyu lütfen.
- Une orange pressée.
İki kahve ve portakal suyu.
Café complet pour deux, avec du jus d'orange frais.
Sabah kahvaltı yapıyordum. Sanırım iki sahanda yumurta ve bir tost. Portakal suyu muydu, greyfurt muydu bilmiyorum ama meyve suyu olduğunu hatırlıyorum.
Je prenais mon petit-déjeuner, deux œufs sur le plat un toast et du jus d'orange ou de pamplemousse.
Portakal suyu?
Jus d'orange?
3 dilim limon, 3 dilim portakal ve maden suyu.
Trois d'orange. De l'eau minérale.
- Şuna portakal suyu doldurur musun?
Greg, remplis ça de jus d'orange.