English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Poste

Poste Çeviri Fransızca

16,615 parallel translation
Bu kadar çok bildiğine göre pozisyon nedir?
Si tu sais tout, c'est quel poste?
Peki Frank, iş her neyse istemiyorum.
Frank, je ne veux pas changer de poste.
V Bölümü'nün sana teklif ettiği görev herkesin sözünü ettiği şeyse... Normandiya Çıkarması'nda Fransa'daki direnişi yönetmeni isteselerdi seni bir iş görüşmesine çağırmazlardı. Seni bir şekilde test ederlerdi.
Si la Section V te propose le poste dont tout le monde parle, s'ils veulent que tu mènes la résistance le jour du débarquement, tu ne passeras pas un simple entretien, ils vont forcément te tester.
Pekala, o zaman 36 saat sonra görüşürüz.
Je refais un poste. - Bien. À dans 36 heures, alors.
Çift vardiya yaptım. Zombi gibiyim.
J'ai fait un double poste, je suis naze.
Ben çifte vardiya yaptığımda bunu bizim için yapıyorum!
Quand je fais un double poste, c'est pour nous.
Adını temizlemek için. Bunu karakola götürsem daha iyi olacak.
Bon, je vais rapporter ça au poste.
Bakalım silah buralarda mı.
Il faudra passer au poste.
Babama söyle işi alacağım.
Dis à papa que j'accepte le poste.
Orası, barış aşığı korkaklarla dolu, zavallı, kasvetli bir yer.
C'est un avant-poste glacial plein de lâches pacifistes.
Postanenin çevresinde yürüdüğümde ne yapacağım?
Tu veux que je manifeste autour de la poste?
Sence... Posta ofisi...
Tu crois... que la poste...
Onu doğrulayan bir bilgilendirici var. Kızınız ve başka bir genç kadın Postaneye bomba yerleştirdi.
D'après un informateur, la bombe à la poste a été placée par votre fille et une amie.
Polis genişledi arama yaptıkları kayıp genç için Meredith levov, onun katılımı için bombardıman sırasında bir postane.
La police a étendu ses recherches de l'adolescente Meredith Levov pour l'explosion d'un bureau de poste.
Bomba Hamleler patladı. Olduğu buydu.
Comme la bombe qui a explosé à la poste.
Bombayı postaneye koyun.
La bombe à la poste.
Bizi buraya zamanında getirmeseydin düşman kışlamızı ele geçirirdi.
Si vous n'étiez pas arrivé à temps... l'ennemi aurait pris notre poste.
Sen de benim gençliğim yüzünden BBC'nin uluslararası muhabirliği görevini reddedip üniversite profesörü olmayı tercih ettin.
Et le fait que je sois jeune aussi. Tu as refusé le poste de correspondant international pour la BBC... en choisissant de devenir professeur d'université!
Ivanovich merkeze git. Tüm kayıtları sil.
Ivanovich, va au poste de police... supprimer tous les enregistrements...
Yani bir felaket olsaydı... Teröristlerin her elçiliği yaktığını söyleyelim ve NSA'ın Orta Doğudaki görevi ile bu program hiçbir veriyi kaybetmemenizi sağlıyordu.
En cas de catastrophe, si, par exemple, des terroristes brûlaient chaque ambassade et poste de la NSA au Moyen-Orient.
Lowell bu pozisyonu senin için açtı Ed.
Lowell crée ce poste pour vous, Ed.
NSA'ın müdür yardımcısı bana yeni bir iş teklif etti.
Le directeur général de la NSA m'a offert un nouveau poste.
Yapacağım iş Hawaii'de.
Le poste est à Hawaii.
Bana şunu hatırlatıyor- - üniversiteden mezun olduğumda bulabildiğim tek iş Texas, Cotulla'daki döküntü, eski bir lisede öğretmenlik yapmaktı.
Ça me rappelle qu'à la sortie de l'université, le seul boulot que j'ai trouvé était un poste d'instituteur dans une vieille école délabrée à Cotulla, au Texas.
Bugün bu işi alıp Davis and Main'e gidersem o zaman seninle ben...
Si j'accepte ce poste chez Davis Main, est-ce que ça veut dire que nous deux...
Patricia Manning istasyona geldi.
Patricia Manning est venue au poste.
Mor sıvı kutusu, polis merkezinde.
Le contenant de glu mauve est au poste de police.
Yani emniyet genel müdürlüğüne girmek istiyorsunuz.
Vous voulez vous introduire au poste de police?
O halde emniyet genel merkezine giriyoruz.
Alors, on s'introduit dans un poste de police.
Gizlice polis merkezine girme planı.
Celui de s'introduire au poste de police.
Polis merkezi.
Poste de police.
Polis merkezinde desteğe ihtiyacımız var!
On a besoin de renforts au poste de police!
Polis merkezinden çalmak... Yakalanmaman imkansız.
Voler un poste de police sans se faire prendre?
Yani merkezlerine gizlice girdiğiniz için diye değil herhalde.
Parce que vous vous êtes introduits au poste?
POLİS KOMUTA KARAKOLU
POLICE POSTE DE COMMANDEMENT
Harvard'tan bir iş teklifi aldım.
On m'a offert un poste à Harvard.
Naz'ı ilk gördüğümde, 21. merkezdeki nezaret hücresinde tek başına oturuyordu.
La première fois que j'ai vu Naz, il était assis tout seul dans une cellule, au poste du 21e district.
Yanından geçtim, oradan çıktım, fakat bir anda durdum.
Je suis passé devant lui, je suis sorti du poste de police et là, je me suis arrêté.
Nasir Khan'ın yargısız infazı, 21. merkez karakolunda, olay gecesi sabaha karşı 04 : 00'te başladı, ve zorla yere yatırıldığı o 10 saniye içinde karara bağlandı.
Le jugement hâtif à l'encontre de Nasir Khan a commencé au poste du 21e à 4 h 45 du matin ce soir-là et s'est achevé 10 secondes plus tard, quand il a été plaqué au sol.
Şu an 21. merkezde karakolunda tutuklanmış olan biri var.
En ce moment, au poste du 21e, y a un type en cellule.
Mims'in ulaşılmaz olduğunu söylediler, ben de hadi lan oradan deyip merkeze bir adam gönderdim.
Ils disent qu'on ne peut pas rejoindre Mims. J'ai dit de la merde, j'ai envoyé un gars au poste.
İşteki üçüncü yılımda Skinny'i yakaladım.
La troisième année à ce poste, J'ai attrapé ce Maigrichon, il venait des niveaux inférieurs.
Tüm mürettabat eylem yerlerine!
L'équipage à son poste.
Bu yol şubeye giden yol değil ki.
Le poste de police est dans l'autre sens.
Kaptanlarımız emirlerimi çiğneyip karakollarını terk eder ve aptalca görevlerde adamlarımı feda ederse tutamayız.
Si les capitaines désobéissent, abandonnent leur poste et sacrifient nos hommes dans des missions délirantes.
Çocuğu getirdiklerinde tesadüfen merkezdeydin. Öyle oldu, değil mi?
Tu étais au poste quand ils l'ont amené, c'est ça?
Gözaltındayken, cinayette kullanıldığı sanılan bıçak Khan'ın üstünde bulundu.
Au poste, un couteau tenu pour l'arme du crime a été trouvé sur lui.
Posta kutumda bekleyen ve tam sana göre olan dört iş var.
Il y a quatre trucs que j'ai posté pour toi pour lesquels tu seras parfaite.
Ne?
- votre poste!
Wells 2011'de Panama'ya atanmış. Kosta Rika'nın hemen yanına.
Wells était posté au Panama en 2011 tout près du Costa Rica.
Birkaç dakika önce yayınlanmış.
Le message vient d'être posté.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]