Pote Çeviri Fransızca
17,963 parallel translation
Yumurtaları temsil eden yumurtalar çizeceğim birader.
Et donc je vais dessiner des œufs qui représentent des œufs, mon pote.
- Yırtma sanatımı be birader!
Je vais déchirer ça. Voilà. Mon pote, arrête de déchirer mon art, mec!
Birader, birader.
D'accord, mon pote... mon pote.
Sanatımı gülünç duruma düşürüyor birader.
Bon dieu, il se moque de mon art, mon pote.
Sadece nakit paraya ihtiyacım var dostum.
- T'es flic? Je vais avoir besoin de ta liasse, mon pote.
Sonra da en yakın arkadaşımla çıktı. Artık hiç şansım yok!
Et ensuite elle est sortie avec mon meilleur pote, alors, je n'ai aucune chance avec elle!
- Pekâlâ, bu kadar yeter dostum.
Je pense qu'on en a fini, mon pote.
Neyse, ona benim için göz kulak ol dostum.
Enfin, garde un œil sur elle mon pote.
- Hadi gidip tüttürelim dostum.
Allons se chercher ce smoothie mon pote.
Evet, dinle, ahbap, sonraki aramamı FCC başkanı güzel arkadaşım Tom Wheeler ile yapacağım.
Oui, écoutez, mon pote, je vais appeler mon bon ami, Tom Wheeler, directeur de la commission des télécoms.
Arkadaşı Abe, ofislerin büyük kasalarını taşımak için saat başı 20 sent alıyordu.
Son pote Abe touchait 20 cents l'heure pour trimballer de lourdes caisses.
Selam dostum, burada tek başına ne yapıyorsun?
Hey, mon pote. Qu'est ce que tu fais tout seul dans ton coin?
- Selam dostum.
- Salut, mon pote.
Maalesef arkadaşım başka yere tayin edildi.
Mon pote a été transféré.
"Gerçek bir dostsun."
"T'es un vrai pote."
Sonra da arkadaşlarıyla mı buluştular dersin?
Puis ils sont allés chez un pote?
Sen bizim dostumuzu götürdün.
T'as enlevé notre pote.
Hadi gidelim dostum.
On y va, mon pote.
Ufaklık, benimle eve gelmek ister misin?
Mon pote. Tu veux venir à la maison avec moi?
Sessiz Disco, kardeşim!
Silent disco, mon pote!
Ben senin kardeşin değilim!
Je suis pas ton pote.
Erkek veya kadın?
Un pote? Une fille?
elektro şok için üzgünüm ama senin suçundu dostum.
Désolé pour le Taser, mais c'est de ta faute, mon pote.
Bekarlara veda partisi benim kontrolüm altımda dostum.
Je gère cet enterrement de vie de garçon, mon pote.
Çok makbule geçer dostum.
J'apprécierais, mon pote.
Rosa bu arkadaşım Mike.
- Rosa, voici mon pote Mike.
- Arkadaş Mike, bu da arkadaşım Rosa.
pote Mike, voici mon amie Rosa.
- Mike var. Arkadaşım Mike.
Heu, Mike, mon pote Mike.
- Arkadaşın Mike var demek.
Oh, ton pote Mike.
İşte benim adamım.
C'est mon pote.
- Hadi ama adamım.
- Sérieux mon pote.
Tabi, adamın Josh nerede?
Où est mon pote Josh?
Ekürim yok!
Pas de pote.
Biz herkes değiliz, adamım.
On n'est pas comme tout le monde, mon pote.
Sen az önce bana "adamım" mı dedin?
Tu as dit "mon pote"?
Dostum konusuyorum daha...
Je ne voulais pas... Mon pote, je veux dire...
Epey iyi bir hayatın var, dostum.
T'as la belle vie, mon pote.
Yürüttüğüm albümler var ya onları bir arkadaşıma veriyorum kulüpte çalıyor.
Je pique des disques pour les donner à un pote DJ qui les passe en boîte.
Mont Değişme Günü'nde arkadaşımın montunu giyiyor olamaz mıyım?
Je peux pas porter le blouson d'un pote? C'est la journée nationale du blouson.
O ve arkadaşı Bobby Popko. Zaten isminde bile meymenet yok. Sürekli aptalca şeyler yapıyorlar.
Avec son nouveau pote Bobby Popko, rien que ce nom me donne la chair de poule, ils font des trucs dangereux.
Dostum, çok ayrıntıya girme.
On veut pas savoir, mon pote.
Kusura bakma kanka.
Désolé, mon pote.
Pardon, mesaj geldi, dostum.
J'ai reçu un SMS, mon pote. Désolé.
Ablamın arkadaşı eski kocasından öç almak istiyor.
La pote de ma sœur veut se venger de son coureur d'ex-mari.
"Ahbap", "dostum", "kardeşim" hatta "amigo".
"Mon pote," "mon cops", "mec", même "amigo".
Selam, Harry!
Harry! Bonjour, mon pote.
Hatta bir keresinde babam ve en yakın arkadaşı, kamp dostu Keith...
En fait, mon père et son meilleur ami / pote de camping,
- Selam.
- Salut, mon pote.
"Naber moruk" Arapça'da nasıl söylenir?
Comment dites-vous "Salut mon pote" en Arabe?
Arkadaşın bu kadar gelmeyi başaramadı.
Ton pote y est pas arrivé.
Dalgıç arkadaşını da getirebilir.
- Il pourra y aller avec son pote qui est plongeur.