English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Pronto

Pronto Çeviri Fransızca

182 parallel translation
Tapu hazır ve nazır olacak, bu da ne demekse.
II est pronto, quoi que ça veuille dire.
Benden kızı ona götürmemi istedi. Kızı ver.
Que je dois la ramener avec moi... pronto.
Hemen buraya gelmesini söyle. Hem de hemen.
Dites-lui de venir ici pronto, muy pronto.
Zelenko, ekibini bayıra çek ve saklanın, pronto.
Zelenko! Ramenez vos hommes à la crête et creusez des abris. Vite!
Çabuk, çabuk içeri.
Vite, vite! Pronto!
Tex, en uzun BBC ipini al çabuk buraya getir.
Tex, va chercher la plus longue corde de la BBC, pronto.
Tamam senyor, hemen ve Hotel Maxim'in konukseverliğinin keyfini çıkarın.
Oh, si senior, pronto, et, et profiter de l'hospitalité de l'Hôtel Maxim.
Dışarı. Derhal.
Dehors, pronto.
Pronto ( çabuk ).
Pronto.
Hemen.
Pronto!
O gencin bunu hala yapıp, yapamayacağını bilmiyorum. Yapabilirse bildiğim bir şey var şu anda orada olsaydı, o uçağı döndürmenin ve geri getirmenin bir yolunu bulurdu, hemen!
Je ne sais pas si ce gamin a toujours le cran, mais si c'est le cas, je sais que... s'il était là-haut, il trouverait un moyen de sortir ce tas de ferraille de là, et pronto!
Aşağı in ve babana hemen neler olduğunu anlat, David.
Descends et fais ce que ton père te dit de faire pronto, David.
Bay Lolley biraz düşündüm de kendim olarak oynasam daha iyi olur.
Pronto amigo. J'ai bien réfléchi, et j'ai décidé que je préfère jouer le rôle en moi.
Seni bırakıyorum. Babamın benzincide sana acil ihtiyacı var.
Je prends Ie relais, papa a besoin de toi pronto à Ia station-service.
Gidip soyunma odasını açsam iyi olacak.
Oh, il faut que j'aille me changer au vestiaire, pronto!
Stüdyoya çek Al, bas gaza.
Au studio Al, et pronto!
Bize iki adet büyük Moscow Mules Pronto ayarla!
Donne-nous deux grands "Mulets de Moscou". Pronto!
Burada bir yazı var. 4319 numaradaki büyük baş acele sekreter istiyormuş.
J'ai une note ici. La grosse légume du 4319 veut une secrétaire, pronto!
Bayan Münchgstettner, pılını pırtını topla ve bir an önce buradan defol.
Et vous Mme Münchgstettner, vous faites "pronto" vos bagages ou je vous y aide à coup pieds dans votre gros cul.
Onlar da katlanamaz. Akşam kuşağından kıçına tekmeyi yiyip kabloya şutlanmak istemiyorsan hemen bir şey yapmalıyız.
Si tu ne veux pas te faire botter les fesses en prime time et sur le câble, il faut se bouger pronto.
Seni acilen kafeteryaya getirmemi söyledi.
Elle veut te voir à la cafét', pronto.
Hemen arabamı yıkayacaksın.
- Lave-moi ma voiture, pronto.
Sonra onu halıya geri getireceksiniz, pronto. Hazır?
Prêts?
İskeleyi kuracak ekibi vakit kaybetmeden göndermeliyiz.
Il va falloir faire installer les échafaudages... pronto.
Derhal, hadi çabuk, hemen yola koyul!
"Pronto"! Allez-y!
Tamam. Ama sen de hemen buraya geleceksin.
Mais ramène tes fesses ici, pronto!
Yarım torba mangal kömürü ya da yapay Noel ağacı istiyorsanız, sadece gövdesi olan çabucak Hibbert'ın masasına gidin.
Vous cherchez un demi sac de charbon de bois, ou un sapin de Noël artificiel, juste le tronc, venez à la table Hibbert et pronto! Eh bien, on dirait qu'on a de jolies choses à la table Glick. Comme ceci.
- Bu şişeleri bir an önce buradan götür.
- Sors ces bouteilles de là, pronto.
Runyon ile çalışmaya başladık ve Runyon bir sorun oldu.
Tu sais ce qu'on doit faire pronto? Nous devons commencer à travailler Runyon. - Runyon va être un problème.
O zaman gösteri sırası bende, çocuklar.
Alors filez pronto, les enfants.
Siz ikiniz gördüğüm en sorumsuz şimdiye kadar çalıştığım en kötü işçilersiniz Mr. Pizzacoli Pronto Pizza Servisinde.
Vous etes plus irresponsables, et plus décevants que quiconque ayant travaillé chez Pizza Pizzacoli à Domicile.
Bize uygun bir bekar bulun... Pronto..
Trouvez-nous un célibataire libre, rapidement...
Parayı aldığımızda çocuğu hemen geri vereceğiz.
Donnez-nous l'argent, et on vous rend le gamin pronto
Pronto.
Vite.
Yaptığım bir soygun kaydedilmiş ve pronto.
Je dois faire un braquage, j'ai besoin que ça soit filmé, mais bien filmé! Et c'est tout de suite.
Vik, bunu derhal bitirmen gerekiyor.
Vick! Il me faut votre signature, pronto.
Yarın, seni adî, bok yiyen, götü boklu, sinek kâğıdı kılıklı kıtıpiyos, pörsümüş bücür hergele Roy Amca'ya güzel, kocaman bir koli ilâç göndereceksin yoksa yedi kat cehhennemde alırsın soluğu!
Envoie moi mes pilules avec un bouquet de prompt rétablissement, pronto... ou j'appelle CBS, et je chante à Mike Wallace une chanson.
Makyaj olabildiğince hızlı olsun lütfen.
Aussi pronto que possible, por favor, maquillage.
Yapman gerekeni yap.
Mais fais-la entrer, pronto.
Bu arada sizin eve gelmenizi istiyorum. Derhâl.
Je veux vous voir à la maison "pronto".
Koç seni idmanda görmek istiyor. Acil.
Le coach veut te voir à l'entrainement, pronto.
Ama şu an romantizme ihtiyacım var, pronto!
Et maintenant, j'ai besoin de nouveaux personnnages, pronto! Salut marge!
- Hemen ilgilen.
Pronto, Gina. D'accord.
.. Bip sesinden sonra ve sizi daha sonra ararım.
.. À la fin de ce signal sonore et l'll Récupérez-vous pronto.
- Derhal!
Pronto!
Başka bir tane. Çabuk, çabuk! ( Un otro.
Pronto, pronto.
- Duymadın mı Ted.
Pronto, mec.
Pronto.
Pronto.
- Ve özellikle pronto! - Soygun mu?
- Un braquage?
Alo?
- Pronto.
Bu demektir ki yeni bir sevgiliye ihtiyacım var, pronto.
- Ce qui veut dire qu'il me faut une nouvelle petite amie, pronto!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]