Quidam Çeviri Fransızca
59 parallel translation
Zor olanlar, hırs ya da ihtiyaç nedeniyle suç işlemeye itilen normal kişilerdir.
Le plus dur est Ie quidam poussé par Ia passion ou Ie besoin.
Hiç kimseyim efendim.
Un simple quidam, monsieur.
Onu hiç fark etmeseydin bile şaşırmazdım.
Étonnant que tu l'aies repéré. Tu penses, un quidam traîne dans ton lit!
Sıradan insanları kullanamayız!
On ne peut pas choisir un quidam.
Orda! Kasığın kesildi!
Un quidam qui s'écroule.
Herif de ne demek?
Qu'est-ce que c'est, un quidam?
# Şahıs, Adalet Bakanlığınca, # # politik takip bölümünün talimatları doğrultusunda, # # özel bir şartlı tahliyeye tabi tutuldu. #
Le quidam a été remis en liberté conditionnelle par le Ministre sur ordres de la Sûreté politique.
86 yapabileceğin biri olmalı!
Trouve un quidam Qui peut rendre l'âme
Dün gece, "Haylaz Cehennem Ateşi Kulübünde" bir şeyler atıştırıyordum, adamın biri benim, bir eşeğin zeka ve bilgeliğine sahip olduğumu söyledi.
Je grignotais un snack à l'Enfer Galant's Club et un quidam m'a dit que j'avais autant d'esprit qu'une mule.
Herhangi birini " demişti.
"Faut que ce soit un quidam."
Küçük adamlar sorun çıkarmaz.
Un petit quidam, ça ne fait pas de vagues.
Gerçekten yanılırsın!
Vous vous gourez de quidam.
- Bak... Normal şartlarda normal insanlar için haklısın. Ama bu adamlar ganster.
D'accord, je suis comme tout le monde, mais je risque plus qu'un quidam quelconque.
1991'de Teksas karayolunda bulunan kimliği meçhul bir şahıs.
- Non. C'est un quidam trouvé près d'une autoroute du Texas en 1991.
Şimdi bütün günümü aptallara yardım ederek geçireceğim.
Désormais, je vais passer la journée à aider le quidam avec ses problèmes.
Bu hikaye bir adam hakkında
C'est l'histoire d'un quidam
Smith'in özel olmadığını kanıtlamak için daha az özel biriyle öpüştü.
Pour prouver qu'il n'y avait rien de sérieux, elle embrassa un quidam.
- Ben masum bir görgü tanığıyım.
- Je suis un quidam innocent.
Dosya yenileniyor.
En revanche, ce n'est plus un quidam.
Sence sıradan bir insan bunu bilir mi?
Vous pensez qu'un quidam saurait ça?
Ama biz sıradan bir insandan bahsetmiyoruz lrv.
II ne s'agit pas d'un quidam, Irv.
Tüm bu insanlar bu olayda ne yapacağını bilmiyor, adamdan bir şey çıkmıyor.
Mobiliser autant d'efforts pour un pauvre quidam.
Siz bunu metroya binip de bir manyağın yaptığı ayrımcılık yüzünden havaya uçanlara söyleyin.
C'est le quidam dans votre métro qui est discriminé lorsqu'un illuminé décide de se faire exploser!
Bir Çin lokantaları zinciri kurup sıradan Amerikalı cahillere yutturabileceklerini düşünüyorlar.
Ils voulaient créer des restos juste assez chinois pour tromper le quidam.
Sonra New York'a, Times Meydanına gider sıradan halkla yemek yeriz. Oradan Chicago'ya geçeriz.
Puis New York, Times Square, des repas avec une multitude de quidam, puis Chicago...
Hala bir hiç olacaksın dostum.
Tu resteras un quidam.
Şu cinlerin dediği, ademin adu işareti nedür, neye benzer?
Comment faire pour trouver le quidam que les djinns ont révélé? . À qui ressemble-t-il?
Anamın dediği adem.
Le quidam du récit maternel.
Halkun dövlete işü düşer üse vireceğü paradur.
Le quidam qui aurait une requête devant le fonctionnaire de l'Etat devrait payer pour le service.
Bu alaca sakallu adem sana niden pul virdi?
Tiens, prends-moi ça pour le moment ça t'aidera à monter la pente Le quidam à la barbe bariolée, pourquoi il t'a donné des sous, tantôt? .
Bu ruh ışığı artlarından aydınlattıkça cisimler ve vücutlar bu dünyada görünür olurlar... lşık sönünce ölü vücud kaybolur gider, geriye bomboş bir dünya kalır!
... et cela pour l'incarnation, Le corps du quidam en chair et en os! Lorsque la lumière de l'esprit là-haut, de derrière les illumine objets et corps deviennent visible, ici bas Ia lumière s'éteint, le corps s'en va, délaissant derrière son dos un monde... désert!
Yerel koyun, istiridyelerle dolu olduğunu kim tahmin ederdi ki?
Aucun quidam ne saurait imaginer qu'une pléthore d'huîtres habite la crique.
Evvel zaman içinde, birileri bizim kaybetmemiz gerektiğine karar vermiş.
Il était une fois, un quidam a décidé que nous étions des ratés!
Ekim ayı geldiğinde Jesse her mağaza görevlisinde, her çöpçüde ya da bir dükkânda... Pinkerton casuslarını görmeye başladı.
Octobre arriva et Jesse se mit à voir des agents de Pinkerton derrière tout chef de rayon, balayeur ou quidam furetant dans un magasin.
Şu konuştuğun adamla mı?
Pas ce sympathique quidam auquel tu parlais?
Birinin bir parçasını aldığımızda, kan, saç, ne olursa, herşeyi görme fırsatın olur, ruha açılan bir pencere gibi.
Trouvez-vous un fragment humain, sang, cheveu, ou autre, et vous avez une vue complète du quidam. Une fenêtre sur âme.
- Sıradan bir insan ancak bir çaylak ya da yeni eleman kadar gözlemcidir.
- Je vais te laisser répondre. - Le quidam de base est aussi observateur que la majorité des bizuts et des recrues.
Bu adam kim?
Qui est ce quidam?
Ve şimdi adama bak!
Et regardez le quidam!
Sıradan insanlar, bu dünyanın dışında oldukları için bizi okur.
Le quidam nous lit, parce qu'il en est exclu.
Hepatit hastalığı olan birini buldun ve sonra kanını ona enjekte ettin.
T'as trouvé un autre séropositif et tu lui as transfusé le sang d'un quidam.
Bu kişi hakkında söylenebilecek ne var ki?
Que peut-on dire de ce quidam?
O yeni Willy Loman tamam mı? Soğuk dünyanın sıradan bir kurbanı.
Le nouveau Commis Voyageur, un quidam victime d'un monde cruel.
Asla bir vatandaşı soymadım. Bir saat bile çalmadım.
J'ai jamais pris sa montre à un quidam.
Bu salak, kayıçona, partideki sarhoşunun birinin Matt Forte olduğunu ve yarınki maçta oynayamacağını, onu takas etmesi gerektiğini söylemiş.
Oui, le syndrome de Turner, XXY. Ne t'en fais pas. Cet imbécile a dit à ton brolo qu'un quidam soûl était Matt Forte et qu'il devait l'échanger, trop soûl pour bien jouer.
Hatırlıyor musun? Anquan. Quan...
Le quidam asiatique chez Uno qu'on a dit à André être Anquan Boldin?
Etrafta kimse yoktu.
Il n'y avait pas un quidam.
Evini kaybeden sıradan vatandaş için bir kuruş yok mu?
Vous ne voulez rien pour le quidam qui va perdre sa maison?
Ve hamiline senedin yasal sahibi o kağıdı fiziken elinde bulunduran dallama kimse odur.
Le propriétaire d'un tel titre est le quidam qui a physiquement le papier en main.
Dört masumu öldüren adamın peşinde koş sen keş bir fahişeyi ölüme terk eden sıradan birinin değil.
Trouve le coupable des meurtres. Pas un quidam qui a abandonné une pute camée.
Ben efendi, sen erkek.
Je suis le maître, vous, le quidam