English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ R ] / Radar

Radar Çeviri Fransızca

2,281 parallel translation
Radara yakalanma ihtimali çok az.
Le radar perçoit un signal faible.
Radardan çıktı.
Il vient de disparaître du radar.
Görüş alanımdasın!
Tu est sur mon radar!
Güney Koreli kaçakçılar. Pyongyang'a sürekli radar altı uçuyorlar.
Trafiquants sud-coréens volant vers Pyongyang sous les radars.
Gözlemciler hiçbirzaman dikkat çekmemey çalışacaklar. Bu bizim radarımız ve bu sayedehiçbir zaman yakalanmıyoruz.
Les détecteurs n'augmentent jamais la mise pour passer inaperçus et ne pas se faire choper.
Böylece üç boyutlu radarı kullanmayı asla öğrenemeyeceksin!
Vous ne saurez jamais comment utiliser le radar 3D.
- Ha? Üç boyutlu radar mı?
- Radar 3D?
- Evet. Evet, üç boyutlu radar.
- Oui, le radar 3D.
Radar biraz sonra hazırdır.
Pas trop fort, pour lancer le radar.
Bu durumun ortaya çıkmaması için Şirket'in radarından uzak durun boynunuz bükük, kulağınız açık olsun.
Afin d'éviter d'avoir à s'expliquer et de se faire repérer par la Compagnie, faites profils bas et restez sur vos gardes.
Koroner gaz değeri fırladı.
J'ai une trace au radar.
Kaptan, radyo ve radar devre dışı.
Capitaine, radio et radar ne marche plus!
Sonarda etrafı gözetleyen bir Rus denizaltı tespit edildi.
Le radar a repéré un sous-marin russe dans le coin.
Hey, Radar?
Radar?
Nerde vajina bulursa, gerçi farketmez her yeri vajina sanıyor
C'est comme un radar. Elle veut de la chatte, elle la sent et ne laisse rien s'interposer.
Daniels'la ilgilenmiyordum bile.
Daniels n'était même pas sur mon radar.
Eğer bir parça halindeyse bile, etraf radarın saptayamayacağı kadar kalabalık.
S'il est toujours entier, le dradis est trop saturé pour le voir.
- Kayıp Raptorlarımızdan biri radar menzili içine sıçradı.
Un des Raptors manquants est apparu sur le dradis.
Tamam o zaman. Senin kankan oluruz. Gey kankaların.
Je serai ton escorte, avec un radar a lesbiennes spécialement réglé.
Joyce çıkıp sana el atmadan çok önce bizim radarımızdaydın sen.
Nous t'avons eu dans nos radars, bien avant que Joyce ne te mettes le grapin dessus.
Bir trafik kamerasına yakalandı. LA Bulvarı'yla Santa Monica kavşağından hızla geçerken.
Un radar l'a surpris faisant un excès de vitesse au coin de La Brea et Santa Monica.
Burası Şirket'in radarında değilse bile biz öyleyiz.
Planque ou pas, le Cartel nous a grillés.
Radarı oraya yerleştirin...
Installez-moi le localisateur là-bas...
Konumunuzun 30 kilometre kuzey batısında askerler çatışmada.
Mettez des troupes en contact radar à 30 km au nord-ouest. Allez au 88 Alpha Sierra...
Belki de hız tuzağı için personel tahsisi yapmaya başlamalıyız.
On devrait peut-être s'occuper du contrôle radar.
Hız tuzağından hiç hoşlanmıyorum.
Je n'aime pas le contrôle radar.
- Bunu radara alıyor musun?
- Tu reçois ça sur le radar?
O hala geceleri uykumu kaçırıyor. Yani arkadaşının, eski dostum Michael Westen için çok şüpheli bir... hesap numarasını araştırırken benim radarıma yakalandığında aldığım zevki tahmin edebilirsin.
Je n'en dormais plus, alors imagine ma joie quand j'ai repéré ton ami enquêtant sur un compte pour mon vieil ami, Michael Westen.
Efendim, radar kesicilerimizden biri alarm verdi.
Une de nos stations radar vient de nous alerter.
Bayan Başkan, komuta kontrol Starkwood radar sistemlerinin sinyallerimizi aldığını rapor ediyorlar.
Madame la Présidente, le centre de commandes signale qu'un système de radar est actif dans Starkwood.
Pist sol 3-1 için vektöre girin.
Réglez vos coordonnées radar pour la piste 3-1-gauche.
Todd, radarında yaklaşanlarda ne gözüküyor?
Qu'est-ce qui est en approche sur ton radar?
Belki sen o mükemmel dünyandan çıkmak istemiyorsun ama Müzikal Lise'de pek çok gizli yetenek var.
Tu ne veux peut-être pas sortir de ton parfait petit monde, mais il se passe bien des choses sous le radar à l'école Musicale.
Söylentilere göre Acımasız az evvel hız ölçen radarı patlatmış işte bu görülmeye değerdi.
Il parait que Babe Ruthless a bluffé les juges lors des essais de vitesse, et je pense que nous comprenons pourquoi.
Benim radarımda değil.
Il ne m'intéresse pas.
GPS, radar, sualtı radarı, elektrik sinyal sensorları.
GPS, radar, sonar, détecteurs électroniques.
Şimdi onun radarından düşeceğiz. Kızı hala bulabiliriz.
On va se faire oublier, pour pouvoir trouver la fille.
O kadar itibarsız ki, radarımızda belirmedi hiç.
Il était pas connu des services et on l'avait pas dans le collimateur.
Önce radar çanağı düştü, şimdi de arabası ezdi.
{ \ pos ( 192,230 ) } D'abord la parabole, maintenant, c'est sa voiture.
Lozano, zeminden sıçramalı radarı ikinci kez açarlarsa haber ver.
Lozano, prévenez-moi dès qu'ils lancent le sonar.
Eğer kıyı sularını takip edersek şu sığ kanyona doğru git aktif radarı açsalar bile, bizi bulacak bir sürü zaman bulurlar.
Si nous naviguons dans les eaux côtières, cachez-vous dans ce canyon. Même si leur sonar est actif, ils auront du mal à nous trouver.
Bay Lozano, aktif radarı etkinleştir.
M. Lozano, engagez le sonar actif.
Aktif radar etkinleştiriliyor.
Sonar actif engagé.
Sen benim Radar O'Reilly'limsin * Ken.
Tu es mon Radar O'Reilly.
Angela arabaların binanın önünden çok hızlı geçmesi sebebiyle defalarca 911'i aradı ve polis de bir radar koydu.
Angela a signalé aux autorités la vitesse excessive devant l'immeuble. Alors, la police a installé un radar.
Koca meme alarmı iş başında!
Joli radar à poitrine.
Thomas Küba'ya, Amerikan üssündeki yeni radarın takılmasını denetlemeye gelmişti.
Thomas était à Cuba pour superviser l'installation d'un nouveau radar sur la base américaine.
- Ziva'nın radarı çok hassastır.
Le radar de Ziva est bien affûté.
O daha çok radarın altında çalışmaya yönelmişti.
Il fonctionnait sous le radar.
- Radar temiz.
Rien au dradis.
Hiç hız tuzağı cezası yazmadın değil mi?
Rien au radar?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]