Raffi Çeviri Fransızca
89 parallel translation
Raffi, yardımların için çok teşekkür ederim.
Raffi... Je voulais vous remercier pour votre aide.
İki kahve Raffi. Bol şekerli.
Deux cafés, plein de sucre.
Yapma ama Raffi.
Allez, Raffi, je comprends pas.
Çünkü seni seviyorum Raffi.
Parce que je t'aime bien, Raffi.
Raffi kasetini getirdim.
J'ai pris ta cassette de Raffi!
Salı günü çocuğumu Raffi'yi izlemeye götürebilirim.
Mardi, je pourrai emmener mon fils au concert de Raffi.
Raffi, bu hikâyenin anafikri genç kızların hafif kafadan kontak olmasıyla ilgili olmasın sakın!
Raffi, la clé de ce poème, c'est que la petite amie est folle!
Raffi, anneni savunmayı bırak.
Raffi, on arrête de parler de ta mère.
Sen kendi hedeflerine odaklan Raffi. Ben de kendi hedeflerime.
Tu veilles sur ton fantôme, Raffi, et je veille sur le mien.
Garip olan nedir Raffi?
- Quoi donc, Raffi?
- Bana ne anlatmaya çalışıyorsun Raffi?
Qu'essaies-tu de me dire, Raffi?
Ona hesap verecek değilim.
Raffi, je n'ai pas de comptes à lui rendre.
Raffi, dediğim babamın başına gelenin önemli olduğu.
Raffi, ce que je veux dire, c'est que c'est important pour moi, ce qui est arrivé à mon père.
Raffi, bunun üzerinde kaç yıl çalıştığımı biliyorsun.
Raffi, tu sais le temps que j'ai passé sur ces recherches.
Raffi, babasını benim öldürdüğüme, onu uçurumdan benim ittiğime inanmak istiyor.
Raffi, elle veut se persuader que moi, j'ai tué son père, que je l'ai poussé exprès au fond d'un gouffre.
Raffi babasının ölümünün olduğundan daha anlamlı olmasını istiyor. Bu, ona bir sebep veriyor.
Raffi, elle veut donner plus de sens qu'il n'y en a vraiment au décès de son père.
Aklımdan ne geçiyor biliyor musun Raffi?
Et savez-vous ce que je me demande, Raffi?
Raffi?
Raffi? - Raffi, mais où es-tu?
- Raffi nerdesin? - Toronto'ya döndüm.
- Je viens d'arriver à Toronto.
Ne kutusu, neden bahsettiğini anlamıyorum.
Voyons, de quoi est-ce que tu parles, Raffi?
Yalan konuşmamı ister misin?
Raffi, tu veux que je mente?
- Merhaba, Raffi'nin annesi misiniz?
Bonsoir, vous êtes la mère de Raffi, Madame? Tout à fait.
- Raffi?
Raffi? Oui?
- Nasıl? - Raffi...
Raffi...
Tamam Raffi, söndür ışığı.
Très bien, Raffi, vous pouvez éteindre.
Hemen Raffi'yi arayayım ve ona bir Baptist'i daha atmasını söyleyeyim.
Je vais appeler Ralphie tout de suite et lui dire de virer un autre baptiste
Raffi, seni muhteşem orospu çocuğu.
Raffi, espèce de fils de pute magnifique.
Bu yüzden, Raffi'yi lige katılmaya davet ettim. Brolo mu?
Merde, Ruxin, pourquoi tu n'as rien dit?
Öncelikle, o berbat biri. Ayrıca, Raffi Chicago'da.
Je règle les problèmes.
Raffi bombası.
Tout d'abord, il est terrible. Deuxièmement, il est à Chicago.
O kura tahtası, Raffi.
- Ce n'est pas fixé, non?
Raffi girdi Lig'e.
Je parlais à la femme de Vince.
Senin oylamaya hakkın yok, Raffi. - Niye ki?
- Oui, un vote, s'il vous plaît.
Aramızda konuşup bir karar verdik o yüzden, tebrikler Raffi.
- Hé. - Merci. On en a discuté, et on a pris une décision, et félicitations, Rafi.
Artık kesinleşti. Raffi Lig'in bir parçası oldu.
Et c'est officiel, Rafi est membre de notre ligue.
- Raffi'yi seçtiniz çünkü benden korkuyorsunuz.
Tu peux toujours faire partie de mon équipe.
Raffi, sıra sende.
- J'aime les botteurs. Je m'en vais.
- Bu arada, Raffi de buraya geliyor.
- Y mettre de l'effort. Rafi vient prendre un verre.
Raffi gelmiş.
Drôle.
Raffi ortama heyecan getirdi yine.
De football, première semaine.
- Yeter. Daha sonra karının ve çocuklarının peşine düşeceğim. - Hey, Raffi.
J'y mets pour 7 $ de Hoobastank et je reviens me tenir avec vous.
Raffi, zenci Thopson İkizleri'nden daha değersiz.
Le Noir des Thompson Twins. J'ignore si c'est plus archaïque ou plus raciste.
- Hayır! Raffi!
Rafi.
İğrençsin Raffi.
- Tu as l'air super.
Sen nasılsın, Raffi? Kızlarla dövüşüyorum.
Je me bats contre des filles.
Raffi!
Raffi!
- Çünkü Raffi de artık Lig'in bir parçası.
- Pourquoi?
Raffi geldi!
- Comment ça va, les gars?
İlk hafta rakipleri Raffi ve Kevin arasında atışmalar başladı.
Tranquille, FIFA, qu'est-ce que... Mon Dieu. C'est à toi maintenant.
Dur lan, ne yapıyorsun, Raffi?
Sois prêt, parce que je viens à ta rencontre.
Şaka mı bu ya? Raffi, ne arıyorsun burada? !
Pas besoin de la couvrir, on a partagé la même chambre jusqu'à 18 ans.