Range Çeviri Fransızca
3,376 parallel translation
Sunland'lı Range Rover
"Range Rover de Sunland."
Halkımın ve ordumun kimin arkasında olduğunu en iyi bilen o olmalıdır.
Il devrait savoir mieux que quiconque derrière qui se range mon peuple et mon année.
- Adamım onu bir yerlere koymayacaksın, değil mi?
Range ça.
Kenara çek.
Range-toi.
Kenara çekeceğim.
Je me range.
Onları koyduğu bir kutu olmalı.
Il doit y avoir un coffre où il les range.
Fularımı şu gözlerden birinde tutarım ama bazen eşyalar arkaya düşüyor.
Je range mes foulards dans un tiroir.
Kaldır şunu.
- Range ça!
Arabaya bak.
Range cette merde.
Silahları kaldırıyor.
Il range ses armes.
Copu indir, rahat bırak onu!
Range cette matraque, tu lui fais mal! Laisse-le!
Kaldır şunu. Getiririm ben.
Range-moi ça.
Laura, o hırkayı geri giy o göğüsleri ortadan kaldır ve kardeşini bul. Buradan gidiyoruz!
Laura, remets ton pull, range-moi ces seins et trouve ton frère.
Coventry Eğri Oklar'ı ok kılıfına geri koyuyor.
Coventry range les Flèches dans leur carquois.
Viskileri nereye koyuyor biliyor musun, ha?
Où range-t-elle les fouets?
Kendi bölümüne diz bunları.
Range tes gobelets.
Michael, şu laptopu tezgahın altına gizler misin?
Michael, range discrètement ce portable sous le comptoir, veux-tu?
Tamam! Eller Cepte.
Je range mes mains.
- Fotoğraf makinelerini kaldırın.
Range ton appareil.
Kasabadan ayrılıyormuş ve evini toparlamamı istiyor.
Il quitte la ville et veut que je range ses affaires.
Federaller gibi giyinmeye gidiyorum.
Je range l'uniforme et je sors le costume.
Ver onu bana.
Range le.
Eşyalarını topluyor.
Il range son bureau.
Bekle, bardaki adam ne demişti?
Celui au fond la range.
Sanırım bin parçalık ıstakoz tuzağı yapbozunun yanındalar.
Je crois qu'il les range près du puzzle de la cage à homard.
- Kaldır şu telefonu, cenazedeyiz!
Range ton téléphone, on est à un enterrement. C'est pas vrai!
Eski Brad'ın CD dolabı almaya parası yetmezdi.
L'ancien Brad avait pas de range CD.
Bobby, bırak onu.
Bobby, range ça.
Orospuluk yapmaya gitmeden önce dolabımı temizliyordum.
Je range mon casier avant d'aller faire la pute.
Babanız el fenerini nereye koymuştur?
Il les range où?
Kamerayı kaldır.
Range cet appareil.
Onlar gelmeden herşeyi yerine geri koydum zaten.
J'ai tout rangé.
Kesin senin evin bu çöplükten daha derli topludur.
Je parie que chez toi, c'est bien mieux rangé que ce trou.
Eğer tamir edilecek bir şeyin varsa... Ne?
Il y a quelque chose qui a besoin d'etre rangé.
Polis silahını rozetini bıraktı.
Le salaud a enlevé son insigne et a rangé son arme.
O yapsa temizlerdi.
- Il aurait tout rangé.
O yapsa temizlerdi.
Il aurait tout rangé.
Kaldır şunu.
Range ça.
Charles onu kaybettiğini söylüyor ama şüpheleniyorum.
Charles dit qu'il l'a simplement mal rangé, mais ça me fait me demander.
Beyaz bir erkeğin sürdüğü aracın arkasında durdum.
Je me suis rangé derrière le véhicule conduit par un jeune blanc.
Tüm grip ilaçlarını falan oraya koydum.
C'est là que j'ai rangé les médicaments.
O resim kaldırılmıştı.
Le dessin était rangé.
Jack, eşyalarını topladın mı?
Jack, tu as rangé tes affaires?
Benim düşündüğüm ev her şeyiyle birlikte bunun içine dört defa sığardı.
Ma maison " y entrerait 4 fois. Tout est propret et rangé.
Bazı şeyleri bodruma attığımızı hatırlıyorum.
Je me rappelle avoir rangé des trucs à la cave.
Ev ödevimi bitirdim ve odamı temizledim, fakat üzgünüm demeyeceğim, çünkü değilim.
J'ai fait mes devoirs et rangé ma chambre, Mais je ne vais pas dire que je suis désolé, parce que je ne le suis pas.
Koy bir kenara.
Range ça.
Eşyalarını paketledim.
J'ai rangé ses habits.
Tereyağını kenara koy.
Range le beurre.
Ama masasındaki her şeyi alıp bir kutuya koyduk.
Mais on a nettoyé son bureau et on a tout rangé dans une boîte.
Biraz temizler toparlarım diye düşünmüştüm.
Je pensais juste à rendre çà propre et rangé.