Refuge Çeviri Fransızca
1,928 parallel translation
Şehir dışında hayvanların öldürülmediği bir sığınak var.
Il y a un refuge pour chiens près de la ville.
"... hiçliğe gitmez, ama hala elinde bizim için özel bir oda ve bir uyku... "
Il n'ira au néant ; mais toujours nous sera Un refuge tranquille, et un sommeil rempli
" Tanrı'ya sığınırım.
" En l'Eternel je cherche refuge.
- Sanırım burayı beğendin?
Cet endroit est comme un refuge contre le monde extérieur
Eğer bir barınak arıyorsan yanlış yere geldin.
Si vous cherchez un refuge, vous êtes au mauvais endroit.
Onu koruma evinde tanıdım.
Je l'ai connue au refuge.
Sığınmak ve dua etmek için geldim buraya.
Je voulais seulement un refuge et un moment de prière.
O zamandan beri o, dine sığınma yolu aradı, bense bilime.
Depuis ce temps-là, elle a cherché refuge dans la religion et moi dans la science.
Ivy her şeyini yerel kedi barınağına bağışladı...
Ivy légua tous ses biens au refuge pour chats du quartier.
Bize geldiğinde sığınacak yer arayan bir çocuktu.
Elle était enfant quand elle est venue trouver refuge ches nous.
Düşmanımızın evine sığındık.
Trouver le refuge dans la maison de notre ennemi.
Sanırım benim kurtarılmış biri olduğumu söyleyebilirsin.
On peut dire que je viens aussi d'un refuge.
Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım.
J'ai trouvé refuge en Allah qui me protège du paria Satan.
Bu onun mabedi, fırtınadaki bir sığınağı gibiydi.
C'était un refuge pour lui. Un abri pendant l'orage.
Kalacak bir yer arıyoruz.
Nous cherchons un refuge.
Bu Hristiyanlar, köyümüze gelerek kalacak yer aradıklarını iddia ettiler.
Ces chrétiens sont venus dans notre village en prétendant chercher refuge.
Bu felâketten sorumlu olan adamlar yeraltına sığındı ve ölümcül T-Virüs üzerinde deneyler yapmaya devam ettiler.
Les hommes responsables de ce désastre prirent refuge dans les souterrains Et continuèrent leurs expériences avec le mortel T-Virus.
Bir cennet.
Un refuge.
Sen git giyin ben ona bizimle B sığınağında buluşmasını söylerim.
Enfile ton costume, je vais lui dire d'aller au refuge B.
Evsiz barınağı işletmiyorum ben!
Je m'occupe pas d'un refuge pour les sans-abris.
"Sana dua ediyorum Tanrım, sen benim sığınağımsın faniler arasındaki bu aciz kulunun duasına lütfen cevap ver."
"I cried out to you, O Lord. You are my refuge, " my portion in the land of the living.
Nanzi, saray eskortu GongShan Niu, Lu'dan Ji Ailesinin Ordu generalidir. Krallığımıza iltica etmek istiyor.
Nanzi, Dame de Wei Gongshan, Général des Ji, veut trouver refuge ici.
- Ji Ailesine sığınmışa benziyor.
Il aurait trouvé refuge chez les Ji.
Mecburum. Barmen, bunu bir Hennessy ile değiştirebilir miyim?
Je suis obligée, un des volontaires du refuge de sans-abris que j'aide est malade, donc c'est urgent.
Evet. Barınakta gönüllü mü?
Un volontaire pour un refuge?
Tanrı, bizim sığınağımız ve kuvvetimizdir.
Dieu est un refuge et un appui,
Buradaki sığınağı aramıştır diye düşündüm.
Je pensais qu'il aurait cherché refuge ici.
Koruma arayanlar koruma altına alınacak...
bien que ce soit un refuge... confisqué.
Koruma arayan herkes, yetkililer tarafından incelenecektir.
Bien que ce soit un refuge, vous devez vous plier à certaines règles.
Jill, burası güvenli ev!
Jill, il est un refuge.
Bütün bu çılgınlık için bir sığınak.
Un refuge de toutes les folies.
Koltuk mu? Anılar mı oraya nasıl gideceğimizi söyleyecek?
C'est le chemin du Refuge.
Caroline, haftalardır çapulcularla uğraşıp duruyoruz.
Si on n'arrive pas au Refuge bientôt...
Kampımı Saklı Cennet'i kurduğumuzdan beri kimseye kişilik yazılamadı.
Au Refuge, personne n'a été greffé depuis qu'on est arrivés.
Sen de Saklı Cennet'in hemen Ölüm Yıldızı'nın burnunun dibinde olduğunu söylemeyi akıl edemedin.
Et tu n'as pas pensé nous dire que le Refuge était situé juste à côté de cette satanée Etoile de la Mort?
Cennetime hoş geldin.
Bienvenue dans mon refuge.
Ücret karşılığında bana güvenli ev teklif ediyorlar.
Sa bande veut toujours leurs armes. Ils m'offrent un refuge sûr contre un bon prix.
Kötü giden hayatından saklanma yerin olmamalı burası.
Pas un refuge quand tes amours foirent.
Bir barınakta çalışıyordu ve kimlik belgelerini çıkarmamda yardımcı oldu.
Il travaillait dans un refuge, m'a aidé pour des papiers d'identité.
[HOCA DUA OKUMAYA BAŞLAR]
Je cherche un refuge auprès du Seigneur des Hommes.
Yıllar önce cennette tanışmıştık.
On s'est rencontré dans un refuge, il y a des années.
Cennette mi?
Un refuge?
Vampirlerin cenneti mi?
Un refuge de vampires?
Joseph, bu şehirdeki cennetlerden birinin sahibidir.
Joseph est le maître d'un refuge, ici, en ville.
Bakın, bu insanların inancını anlıyormuş gibi yapmayacağım ama gördüklerime ve duyduklarıma bakarsak bu mezhep, cennet ya da adına her ne diyorsan, zararsız.
Je ne vais pas prétendre comprendre la croyance de ces gens, mais d'après tout ce qu'on a vu et entendu, cette secte, ou refuge, est non-violente.
Bak, sığınaktan ücretsiz pano alabilirisiniz.
Écoutez, vous pouvez avoir une carte de bus gratuite au refuge.
Bir sığınağı var mıydı? Bir mağara?
Avait-il un refuge, une tanière, une forteresse isolée?
Sevimlidir de kerata.
- Un chien de refuge.
Ancak yüreğimde huzur var.
Mon âme est mon refuge.
Tamam mı? Bu sefer o saklı yere gidelim.
On va au refuge...
Mesele, cennetti.
C'était le refuge.