Retribution Çeviri Fransızca
79 parallel translation
Yarışmanın diğer atları Retribution ve Kennet Home. Sevgili seyirciler bütün atlar yerlerini almış durumda.
Retribution, sur lequel on mise beaucoup, ainsi que Headed Home.
Karşılık mı?
Retribution?
Ama bu gün Tanrı benim ve geri ödedim.
Aujourd'hui, le Seigneur, c'est moi. À moi la rétribution.
Yemeği ve bunu bir ödeme olarak kabul et.
Et voici votre rétribution.
Ama sadece para için çalıştığınızı söylememiş miydiniz?
Vous avez dit que vous ne travailliez que contre rétribution.
Babası ona Alman usulüne uygun olarak maaş bağlamıştı ve ayda on ruble ödüyordu. Karşılığında da ona makbuz imzalatıyordu.
lui versait une rétribution mensuelle de 10 roubles et lui faisait signer la facture.
- Evet, haklı. Asal değil.
Méme si y a pas de rétribution.
Artı, tabi ki, bir tazminat. Yere asla ayağınızı değdirmeyecek ağırlıkta bir altın paraşüt.
Sans compter une rétribution, qui représentera une fortune telle que tu pourras briller.
Likörümü içtiniz, yemeğimi yediniz, koltuğuma ketçap döktünüz.
Et j'attends votre rétribution pour avoir ingurgité tous mes alcools et ma nourriture et sali mon canapé.
Hepsi Hartford'un iyiliği içindi.
Tout çà n'est que par rétribution pour Hartford.
Ama eğer sonunda bir spatula ile dönersem ciddi bir işçilik ücreti isterim.
Mais quand je reviens... je compte sur ma juste rétribution!
İşçilik ücreti.
Rétribution.
Bana bir iyilik yapabileceğini düşünmüştüm, karşılıksız.
J'ai pensé que vous pourriez me rendre un service, moyennant rétribution.
- Günah cezası,
Votre rétribution.
Karşılığında bir ücret de düşündüm.
J'avais même pensé à une rétribution.
- Emeğinin karşılığı.
C'est en guise de rétribution.
Vaad edilen ceza!
Divine rétribution!
Yaptıklarınız için... hak ettiğiniz ceza bu...
Rétribution... pour ce que j'ai fait...
İlahi ceza.
Divine rétribution.
İlahi ceza...
Divine rétribution...
İlahi ceza!
Divine rétribution!
Gebeyim günah cezasından korktum.
Je suis enceinte J'avais donc peur de mauvaise rétribution
Kati suretle en ufak bir ücret kabul edemem.
Je n'accepterai aucune rétribution, fût-elle symbolique.
Ona güzel bir hayat miras etti.
Il lui a donc légué une généreuse rétribution.
Kendisine kalan parayı istedi ve bunu birkaç haftada kumarda harcadı.
Il a exigé la somme de ladite rétribution, laquelle il a perdue au jeu en quelques semaines.
Vereceğim ödüller yanımdadır. Herkese, yaptığının karşılığını vereceğim. "
"et ma rétribution est avec moi, pour rendre à chacun selon son oeuvre."
Bunu yaptın ve ilahi olarak cezalandırılacaksın.
Tu as ça et la rétribution divine.
CEZA
RÉTRIBUTION
Vanh Minh'in vatandaşlığı ve emekli aylığı bizim için Vietnam'da yaptıkları adına veriliyor. Çifte ajan mı?
La citoyenneté et la pension de Vanh Minh était la rétribution d'un travail qu'il a fait pour nous pendant la guerre au Vietnam.
En gelişigüzel ilişki bile çok önemli bir meta üzerine kurulur.
Même la plus banale des relations est bâtie autour de l'idée d'une rétribution importante.
Benim arazimde çalışacak, ücretsiz, tazminat olarak.
Il pourra travailler sur mes terres sans rétribution, en réparation.
O acımasız ve kindar bir Tanrıdır. Uzun zamandır onunla dalga geçiyoruz ve şimdi o da buna karşılık, kan talep ediyor.
Et c'est un Dieu sévère et vengeur, et nous nous moquons de lui depuis trop longtemps, et maintenant il exige une rétribution par le sang.
Noah bize bunun, Tanrı'nın gazabı olduğunu söyledi.
Noé a dit que c'était la rétribution divine
Karşılığını doğru öderseniz.... daha fazlasını da biliyor olabilirim.
Je peux en dire plus... avec une juste rétribution.
Günlük yaptığınız iş karşılığı olan ücret $ 250.
Votre rétribution en fin de journée... 250 dollars.
Bu elemeler ücretinizde bir değişikliğe yol açmayacak.
Être éliminé avant les autres n'a pas d'incidence sur votre rétribution finale.
Erkeklerimiz, evlerimiz ve şimdi de intikam şansımız.
Nos hommes, nos demeures et maintenant notre chance de rétribution.
Ama belki sizin için suçunun karşılığı budur.
J'ai pensé que peut-être pour vous, il pourrait servir comme rétribution.
Başarılı olduğu için Kraliçe adına ona bir ödül hazırladım.
Si jamais il réussissait, j'avais préparé une modeste rétribution remise en votre nom.
Bu işi parayla yapan kadınlara ulaşamıyor musun?
Tu n'as pas accès à des femmes qui accepteront contre rétribution?
Peki ödemelerle ilgili ne yapacağız?
- Pour votre rétribution, comment on fait?
Eski tarz bir misilleme olarak babam orjinal çizgi romanın üstüne onlara ders vermek için bir lanet uygulamış.
Dans un genre de rétribution de l'ancien temps, mon père a jeté un sort au comic original espérant donner une leçon à l'éditeur.
- Tabii ücreti karşılığında.
Contre rétribution, bien sûr.
- Gerçekten mi? Bir miktar ücret olur sanmıştım.
Y a pas une petite rétribution.
Ama sizden kurtarabildiğimiz her veriyle,... size ödedikleri miktarın önemsiz görünmesini sağlayabiliriz.
Si vous nous rendez les fichiers, la rétribution prévue vous paraîtra insignifiante.
Ama bilgi, ödeme ister.
Tout savoir exige rétribution.
Birçoğunuz eski bir striptizci olduğumu biliyorsunuz sıklıkla işi bir adım daha öteye götürüp para için cinsel temasta bulunurum.
Bon nombre d'entre vous savent que j'ai exercé le métier de strip-teaseuse. Et j'ai souvent dépassé les limites de mon travail et offert des services sexuels contre rétribution.
Düşes Sybil ama bu benim ekmek teknem.
Mais c'est ma rétribution.
- Para üstü diyelim.
Une rétribution.
Bakın. Size rüşvet teklif etmeyi asla düşünmem..
Je n'oserais pas vous proposer une rétribution.
Bir ücret karşılığında elbette.
Contre rétribution, naturellement.