Rever Çeviri Fransızca
36 parallel translation
Bana görmek istediğin rüyayı söyle ben de sana ne verebileceğimi bileyim.
- Que voulez-vous? - Peu importe. Dites-moi a quoi vous voulez rever, je vous servirai.
Değişik yiyecekler değişik rüyalar gördürürmüş.
Des mets differents font rever differemment!
Böyle domuzlu peynirli çavdarım olursa rüyamda güzel bir sarışın görürüm.
Du jambon et du fromage, ca me ferait rever a une grande blonde!
Bu gece ne rüya göreceğimi kesinlikle biliyorum.
- Je sais exactement de quoi je veux rever. - Tant mieux.
Benim geldiğim dünyada şarkı söylemenin, hayal kurmanın yaratmanın bir anlamı vardır.
Je viens d'un univers où... oú chanter et rever et... créer signifient quelque chose. Ce n'est pas seulement...
O kadar ºansli degilsin.
Tu peux toujours rever.
Bunun rüyasını görmüş ya da okumuş olabilir mi?
Elle aurait pu le rever ou avoir lu l'histoire et...
Sen olmasaydın, kim bilir hangi kötü yollara sapmış olurduk, dostum. Yanlış işlere bulaşırdık.
Sans toi nous serions tous dans la rue... avec pour seule compagnie une cigarette... et une seringue pour rever.
Hayatta tasavvur edemeyeceğim kadar güzel bir rüyaydı.
Beau comme je n'aurais osé en rever en piquant du nez mille fois.
Jim, bırak çocuğu kendi hayalleriyle.
Laisse-le rever.
Ama bu da işe yaramaz.
Faut pas rever.
Kendini bir çeşit komedyen mi sanıyorsun? Hepimizi heyecanlandırıp gelinlik giydirerek bizimle kafa mı geçmiş oldun?
Tu crois pouvoir nous jouer la comedie et nous faire rever, pour mieux nous humilier?
Bu bir düş olmalı.
Je crois rever!
Terry? Rüya görüyor olmalıyım.
JE SERAI LA POUR TOI Je dois rever. Qui etes-vous?
Rüya görüyorum, rüya!
Je suis en train de rever! De rever!
Rüya görüyor olmalıyım.
Je dois etre en train de rever.
Sanırım rüya görüyord- -
Tu devais rever.
- Çocuktur, hayal kurar tabi.
Un mec peut rever...
Afrika Amerikalısı erkeğin arzu edebileceği her hoşluğa sahip on koltuk.
Dix fauteuils et tout ce dont un Afro-Americain puisse rever.
Rüyalarda böyle şeyler görülmez.
On croit rever les choses.
Bir kız çocuğundan başka ne isteyebilirim ki.
J'aurais pas pu rever mieux, comme fille.
Bir çocuğun isteyebileceği her şeyi var onun!
Il a tout ce dont un gosse pourrait rever!
Yankee Stadyumu'ndan oynamayı hayal eder misin hiç?
Ça t'arrive de rever que tu joues au Yankee Stadium?
İnsanları öldürerek para kazanma fırsatı başka kim bunun için bana para öder ki?
Etre payé pour tuer. Je peux pas rever mieux.
"Batıyorsun, çıkıyorsun, neler olduğunu bilmiyorsun."
"vous divaguer et rever et ne savez même pas ce qu'il ce passe"
Sadece hayal kurmayı bırak ve biraz gerçekçi ol
Tout ce que je dis c'est d'arreter de rever et d'etre réaliste.
Uyumak belki de düş görmek.
Peut-être réver...
Onunla evlenmeyi bile düşlerdim.
J'ai aussi réver de me marier avec lui.
Cezayir'den ayrıldık, böylece hâyâlin için çalışabilecektin.
Si on a quitté l'Algérie, c'est pour que tu puisses étudier, rêver. Rëver.
Lafı uzatmayacağım, Todd.
On aurait pu faire avec si le casting était à réver.
Rüya işi bir yana piyanoya ne demeli?
Réver c'est une chose. Et le piano alors?
Git göster onlara, rock yıldızı.
Fais les réver, rock star
Son 60 yıldır teknik olarak ilerleme kaydettik Bilim ve teknoloji adına
Depuis ces 60 dernières années nous avons plus d'avance technologique... que le démonique Ouest sioniste... pourrait en réver.
En azından hayal edebilirim.
Un homme peut réver.
RÜYA GÖRMEYE CESARET ET
OSEZ RÊVER
BUNUN BİLİNCİNDE OLDUĞU RÜYADIR.
LE SUJET A CONSCIENCE DE RÊVER.