Rhoda Çeviri Fransızca
192 parallel translation
Ne var ki, Rhoda artık bir bebek değil. Üniversiteye gitmeyi düşünüyor.
En fait de bébé, Rhoda entre à l'université.
Anita'yla ben de Rhoda'yı üniversiteye göndermeyi planladığımıza göre şu anda önerebileceğim tek şey işlerimizi yoluna koyana kadar, içimizden biriyle kalmanız olacaktır.
Quant à nous, comme Rhoda entre à l'université... Vous devriez vivre chez l'un de nous jusqu'à ce qu'on trouve mieux.
Anne, Rhoda'nın odasında fazladan bir yatak var, seninle kalmaktan mutluluk duyacaktır.
Il y a un lit dans la chambre de Rhoda.
Anne, Rhoda bu akşam sinemaya gitmeyi kafasına koymuş.
Rhoda va au cinéma.
Rhoda'ya söyler misin?
Veux-tu le lui dire?
İyi olacağından emin misin? Rhoda da dışarı çıkıyor.
Rhoda sort aussi.
Selam. Umarım bu gece çıktığın çocuk seni daha erken getirir Rhoda.
J'espère que ce garçon te ramènera plus tôt.
Yakında tekrar odana kavuşacaksın, Rhoda.
Tu auras bientôt ta chambre à nouveau.
Rhoda'yı iyi tanırım.
Je la connais.
Rhoda için aramış.
C'était sur Rhoda.
Rhoda'nın size her zaman dürüst davranmadığını.
Que Rhoda ne dit pas toujours toute la vérité.
Rhoda'ya söz mü verdin?
Tu lui as promis?
- Rhoda söz vermişti bir daha asla...
- Elle avait promis de ne plus...
- Rhoda'nın ne söylediği konu dışı.
- Ce n'est pas la question.
Hangi hakla Rhoda'nın yaptıklarını benden gizlersin?
Tu n'as pas à me cacher ce qu'elle fait.
Neden sence Rhoda artık arkadaşlarını eve davet etmiyor?
Pourquoi n'invite-t-elle plus ses amis?
Rhoda'nın arkadaşları onlar ama hep sen konuşuyorsun!
Tu n'arrêtais pas de leur parler.
Rhoda'nın yaptıklarını benden gizlerken yanlış yaptığının farkında olmalıydın. Hakkın olmayan bir şeyi yaptığını bilmeliydin.
Mais quand tu m'as caché ce qu'elle faisait, tu savais que tu n'en avais pas le droit.
Rhoda için endişeleniyorsun bu yüzden dargınlık olmayacak.
Tu es inquiète. Je ne t'en veux pas.
Ama Bayan Claire, Rhoda'nın ismini dosyadan sileceğine söz verdi.
Mais Rhoda ne sera pas compromise.
Ama şimdi Nellie de çekilmişken annenin gidecek yeri kalmadı. Ve o buradayken Rhoda, haklı olarak, arkadaşlarını getirmeyi reddediyor.
Mais elle ne peut plus aller nulle part et Rhoda n'invitera pas ses amis si elle est là.
Bugün başımıza gelenlere bir bak, Eğer Rhoda eskisi gibi arkadaşlarıyla evde eğlenebilseydi, bunların hiçbiri olmayacaktı.
Cette histoire, aujourd'hui ne serait pas arrivée si elle avait pu inviter ses amis.
Eskiden Rhoda'nın bütün erkek arkadaşlarını ve olan biteni bilirdim, ama şimdi...
Je connaissais tous ses amis.
Biliyorum. Rhoda evi arkadaşlarıyla doldururdu.
Oui, la maison était pleine de ses amis.
Anneni sokağa atamayız, fakat Rhoda'yı öyle zor...
Nous ne pouvons pas mettre ta mère à la rue, mais elle rend Rhoda...
Rhoda. Rhododendron, arkadaşım.
Rhoda... tu viens dire au revoir?
Teşekkürler, Monica. Biz burada kalalım, Rhoda, tatlım.
Reste avec moi, Rhoda.
- Lal taşını da?
- le grenat aussi. - Rhoda!
Nasıl yapıyor bilmiyorum ama Rhoda üstünü asla kirletmez.
Je ne sais pas comment elle fait, elle ne se salit jamais.
Rhoda, beş dakika içinde çıkacağız.
Nous allons partir. Ta chambre est rangée?
Fikir benim değildi. Rhoda'nın aklına geldi.
Rhoda en a eu l'idée toute seule.
Rhoda! Neden Claude Daigle'a verdiklerini anlayamıyorum.
Je ne comprends pas que Claude Daigle l'ait reçue.
Rhoda. Böyle şeyler hepimizin başına gelir.
Ces choses-là arrivent tous les jours.
Beni gözlüyordun. - Rhoda, senin... - Anında karar verdin!
Vous m'avez épiée et brusquement... vous vous êtes décidé.
Rhoda ise çok akıllı.
C'est Rhoda la plus maligne.
Rhoda hakkında konuşacaktım.
Je voudrais vous parler de Rhoda naturellement.
Rhoda biraz...
Rhoda est une enfant...
- Monica! - Rhoda değildir.
Rhoda est trop raisonnable.
Rhoda çok dikkatli bir çocuktur.
Il ne s'agit pas d'elle.
Onun yaşındayken ölüm hakkında bir şey bilmiyordum ölümle geç yaşta tanışmıştım.
Que vais-je dire à Rhoda? Elle n'a que huit ans! J'étais bien plus âgée quand j'ai senti la réalité de la mort.
Ona ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
Que vais-je dire à Rhoda?
Rhoda, onu gördün mü?
Tu l'as vu? Je l'ai vu.
Rhoda çok iyi görünüyorsun, tatlım ama yaşadıkların çok korkunç şeylerdi.
Écoute, Rhoda, tu as du courage, mais tu as vu une chose horrible.
- Elbette, Rhoda. - Geniş bir gölgesi var ve pencereyi görüyor.
- Il y a de l'ombre et de là, je vois ta fenêtre.
Ben Rhoda'yla konuşurken hatırlayamadığı bir kaç ayrıntıyı size söylemiş olabilir.
Rhoda vous a peut-être donné un détail qu'elle aurait oublié quand je l'ai interrogée.
- O sabah defalarca madalyasını almak için Claude'u kovarlarken onu durdurmak zorunda kalmıştım.
- Il a fallu empêcher Rhoda plusieurs fois de poursuivre Claude. Elle voulait lui prendre sa médaille.
Rhoda.
A dix-sept ans, le monde est beau.
- Rhoda'ya söz vermiştim.
- Je lui avais promis...
- Rhoda'nın ayakkabılarını batırdın.
- Regardez ses souliers!
- Günaydın, Rhoda. - Çok kibarsın.
Cette révérence était parfaite, Rhoda.
- Rhoda olamaz.
- pas à Rhoda.