Ringe Çeviri Fransızca
473 parallel translation
Ringe seni çıkarmalıymışlar.
Vous auriez dû monter sur le ring.
Oturun! Oturun! Kavga etmek istiyorsanız ringe çıkın!
Allez donc vous battre sur le ring!
- Dövüşçülerini ringe çıkar.
- Faites venir les boxeurs.
Dövüşçüler ringe çıkacak.
Les boxeurs vont arriver.
- Ringe geçebilir miyim?
- J'aimerais atteindre le ring.
Sadece anlaştığımız gibi ringe girip o çocukla 15 raunt dövüş.
Tu le combats 15 rounds, comme convenu.
Adamını ringe sok.
Fais-le monter sur le ring.
Gücünü ringe sakla babalık. İhtiyacın olacak.
Garde ta force pour le ring!
Hangi ringe baktıklarınına dikkat ettiniz mi?
Quelle piste les gens regardaient-ils?
Yarın takımların orta ringe taşınacak.
Vous reprendrez votre place, demain.
Orta ringe sahip oldun.
Tu es au centre de la piste.
Ama ben ringe boks yapmaya çıkmadım. Beynini patlatmaya çıktım. Onu yere serdim ve öldürdüm.
Mais je n'y allais pas pour l'éliminer, mais pour lui casser le crâne, pour l'éjecter, l'assassiner!
Doktor ringe çıkıyor. Driscoll'ın sağ gözünü muayene edecek.
Le docteur arrive pour examiner l'oeil droit de Driscoll.
Ernie ringe geri dönemezsin.
Tu ne peux pas retourner sur le ring. Tu sais ce qu'a dit le docteur... si ton nerf optique était à nouveau touché.
Artık ringe çıkmaya hazır olduğumu sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Allez pas vous imaginer que je remonterai sur un ring.
Ringe çıktın ve onunla tokalaştın. Hem arkadaşı olmak hem de onunla dövüşmek istedin.
Tu lui serres la main sur le ring et tu veux le battre?
Güçlü bir çocuğa 10 dolara lisans alınır ve ringe atılır.
Vous vous contentez de choisir un gars et de le jeter sur le ring.
Gus'ın ringe henüz dönmemesi gerekiyordu.
Gus ne devrait pas boxer si tôt après son combat contre Brannen.
Tamam. Max onu ringe çıkarır, sürüklemesi gerekse bile.
Max le fera monter de force sur le ring.
Sert boksör. Onunla ringe çıkan riske de girer.
Tout boxeur qui monte sur le ring court ce risque.
Ringe çıkmasını söyle, seni dinler.
Vous seul pouvez le faire monter sur le ring.
Parayı istiyorsan kendin al. Onu ringe çıkar.
Si vous voulez l'argent, amenez Toro face à Brannen.
Onu ringe çıkar. Canı yanmadan yaparsan ne ala.
Obligez-le à monter sur le ring.
Bizi izle, seni ringe götürürüz.
On va vous conduire au ring.
Asla hiçbir şeyim olmadı. Ancak ringe çıkınca temiz para kazandım.
Je n'ai jamais rien eu, jamais, jusqu'à ce que je réussisse à gagner ma vie en boxant.
Vay canına, bu gece ringe çıkınca...
Je vais monter sur ce ring et...
Öpüşüp barıştığımızda ringe geç kalmıştım bile.
Le temps qu'on se réconcilie, il était trop tard pour le match.
O ringe adım attığı anda kaçacak yer arıyorum. Onun canını yakabilirler, sakat bırakabilirler.
Il lui suffit de monter sur le ring pour que j'aie envie de me sauver parce que je sais qu'ils peuvent l'estropier à vie.
Bir daha ringe çıkamam, anlasana..
La boxe a besoin de moi.
Sadece ringe çıkmakta kararlısın.
Tu deviens ambitieux en montant sur le ring.
Ama 15 gün önce, savaş ilan edildi, Ben de mecburen asker oldum.. Vatandaşın Gustav Rudin ile ringe çıkacaktım.. Sadece 15 gün ile parayı da kaybettim.
15 jours avant la guerre, je devais boxer Gustav Ruting, un compatriote à vous, tiens, au Palais des sports, en vedette.
Ringe çık, birkaç tur at, sonra üstünden çıkar.
Deux petits tours et tu l'ôtes.
Annesine hep iyi davranmıştır. Rakibini ezip kanlı bir et ve kemik yığınına çeviren ve dişlerini ringe dökerek zafer kazanan birinden beklenmeyecek kadar iyi.
Il était si prévenant avec sa mère, pas du tout le genre de personne à pulvériser son adversaire pour en faire du steak haché et à lui faire cracher ses dents sur le ring qui a entraîné la chute d'un homme mais a fait la gloire de Ken.
rakipler 20 kuruş ödeyecek! tek yapman gereken ringe çıkıp onu dövmek!
Tu paies 20 cents et tu as le droit de le défier.
- Daha önce hiç ringe çıkmadın mı?
Aucun. - Tu te fous de moi?
- Hiç ringe çıkmadın öyle mi? - Çıkmadım.
Aucun combat?
Bununla ringe çıktığında bir şampiyona benzeyeceksin.
Avec ça sur le dos, tu as l'air d'un champion.
Onu ringe çıkar, Joe Bak ne buldun?
Mets-le sur le ring, voir ce que t'as trouvé.
Ringe çıkar onu, Joe, Yumruklayacak yeni bir şey bulduk Bir de ben deneyeyim, Joe Sonra yemeğe gideriz.
De la chair fraîche pour le ring Joe, juste une danse, après on va déjeuner
Ringe çıkar onu, Joe Yiyelim şu tavuğu!
Il y a du poulet au menu.
Nakliye sandığı kırılmış ve Marinaro ringe fırlamıştı ve sonra Curro Rangel, şal değneği ve kılıçla içeri atladı.
La barrière s'est rompue et Marinero est entré dans l'arène. Curro Rangel l'a rejoint avec épée et muleta.
Tamam, dünyanın bir numarası ile ringe çıktığında.. .. hazır olacaksın, değil mi?
Quand tu seras dans le ring face au champion du monde... tu seras prêt, hein?
Arkadan gelen seslere bakılırsa rakiplerden biri ringe geliyor. - Rocky.
Ce brouhaha au fond de la salle, c'est peut-être le challenger... s'apprêtant à monter sur le ring.
Rocky Balboa şimdi ringe çıkıyor.
Rocky Balboa monte sur le ring.
12 raundu tamamlayamayacaksan, ringe hiç çıkmayacaksın.
Si tu tiens pas 12 rounds, monte pas sur le ring.
Onu ringe çıkartacak her şeyi yapın.
N'importe quoi pour le faire se rebattre.
Ama onun benimle ringe çıkacak şerefi yok.
Mais il ne veut pas me rencontrer sur le ring.
Onunla ringe çıkmak için cesur olmalısın, evlat.
Tu as du cran de remonter sur le ring avec lui.
Bu serseriyle ringe çıkmamalıydın.
Il devrait même pas être sur le même ring.
Yedinci raunt için ringe çıktım.
Le 7ème round commence,
Ringe karşı yumruklar atıyor.
Il l'a contre les cordes.