Rockın Çeviri Fransızca
2,354 parallel translation
Sen tam bir yıldızsın.
T'es une rock-star.
Rock'N Roll...
Rock'n'roll.
Rock'N Roll artık eskilerde kaldı.
Votre thème rock n'roll, c'est complètement dépassé.
Bay Nottingham, Rock'N Roll temasının çok eski olduğunu söylediğinizde tamamen haklıydınız.
M. Nottingham, vous aviez entièrement raison en disant que le thème rock n'roll était dépassé.
Kızın rezil bir çölde Round Rock adlı bir dükkanda kasiyerlik yaptığını. Altı yıldır oradaymış, sicili temiz.
Elle est caissière dans un trou à rat appelé Round Rock depuis six ans.
Bunlar rock yapıyor!
Ces gars sont Rock'n Roll!
Haydi, rock'n roll zamanı.
Allez, on va cogner un bon coup.
Eagle Rock Hapishanesi'nin ihtiyaçlarımızı karşılamayacağını açıkça ifade etmiştim.
J'ai bien précisé que la prison de Eagle Rock était inadaptée à nos besoins.
24 no.lu otobüs, batı sınırı Knoxville, Little Rock, Albuquerque...
Bus numéro 24 pour Philadelphie, Knoxville, Little Rock, Albuquerque...
O eski moda rock'n roll'u istiyorum
Je veux ce rock and roll d'autrefois
Dostum, o arabanın içinde tam bir rock yıldızı olacaksın.
Et toi, mon ami, tu es une vraie rock star dans cette voiture.
Rock'n'roll.
Rock'n'roll!
Akşamın 9'undayız ve dünyadaki kalın kafalı dostlarımız yumoş terliklerini giymiş, şaraplarını yudumlarken Rock'n'Roll seven insanlar bir kez daha Rock'n'Roll için hazırlar.
Il est 21 h, tous les pantouflards sont déjà avachis à siroter leur sherry, mais les fans de rock n'roll sont prêts pour le grand frisson.
Radyo Rock dinliyorsunuz ve karşınızda Kont, Rock'un doruklarındaki eğlencemize doğru geri sayımımıza başlıyoruz, All Day and All of the Night.
Sur Radio Rock, ici le Comte. Je compte sur vous pour ce compte à rebours vers l'extase. Ça va secouer toute la journée et toute la nuit!
Ben de Büyük Britanya'nın Birleşik Krallığı'nda, Rock'n'Roll Radyo'da "s" li kelimeyi söyleyecek ilk insan olmaktan gurur duyuyorum.
Je m'apprête donc avec fierté à briser le tabou du mot en N... sur l'antenne d'une radio rock n'roll britannique.
İşte senin küçük görevin 12 ay içerisinde Rock yayınının durmasını ve özel suikastçım olmanı istiyorum.
Voici votre mission. Radio Rock doit cesser d'émettre d'ici 12 mois et je compte faire de vous mon homme de main.
Yarın da benimle olun Rock'n'Roll'un doruğa ulaştığı eserleriyle burada, Radyo Rock'da olacağım.
Retrouvez-moi demain. Je passerai la crème du rock n'roll sur Radio Rock.
Adam ölüyordu ama bu Rock'n'Roll pornosu yüzünden kurtarılamadı.
Des hommes n'ont pu être secourus à cause de ce rock n'roll obscène.
İşte Görkemli Pazartesi! 200 kadar muhteşem kazananımız rotalarını Radyo Rock'a çevirdiler.
Pour ce lundi de folie, 200 superbes gagnants mettent le cap sur Radio Rock.
Ve saatlerimiz sabah 07 : 09'u gösteriyor orta dalgada 203 numaralı frekansta, Radyo Rock'da Sade Simon Swafford'un programını dinliyorsunuz.
Il est 7 h 09 du matin et vous êtes à l'écoute de Simon le Simplet sur Radio Rock, 203 mètres en ondes moyennes.
Rock'n'Roll'un karanlık tarafı bu da.
C'est le côté obscur du rock n'roll.
Ne yaparsanız yapın, sakın Dr. Dave'e yüz kızartıcı kaka hikayesini anlattığımı söylemeyin. Radyo Rock!
Et surtout, ne dites pas à Dr Dave que je vous ai raconté l'épisode de la crotte.
Fransızcamı bağışlayın, bayanlar ve baylar. Radyo Rock gemisini hafif bir hıçkırık tuttu.
Excusez cet écart dû à une petite secousse.
Bayanlar baylar, ben buna rock and roll vicdanı derim.
Quand le rock n'roll a une conscience.
Nasıl yani hızlı tempolu rock şarkılarını mı?
Tu veux dire des chansons rapides?
Bir şey soracağım. Dünyanın sallanmasına hazır mısın?
Alors, es-tu prête pour du vrai rock?
Tallahasse, Wichita, şu tarafa bakın, Little Rock, benimle gel.
Vous deux, par là. Little Rock...
Muhtemelen, odası raflarında bir yığın mide bulandırıcı sanat eseriyle turşusu kurulmuş diller, rock yıldızlarının alçıdan yapılmış penisleri formaldehitle şişelenmiş sürüngen fetüsleriyle doludur.
Sûrement d'une vieille pièce sale et puante, Entouré d'effrayants artefacts Ou d'étranges encens, langues, ou bites en plastique,
Dinlemeye gittiğiniz rock grubu mu kötüydü? Nasıl ayırt edebildiğinizi bile bilmiyorum.
Le groupe de rock n'était pas bon?
Eden'daki yuvandan ayrılıp aptal bir çocukla kaçtın, kesin saygın bir yaşamın yanından bile geçmeyen bir rock müzisyenidir. Ve seni burada çökmekte olan bir şehirde, fare yuvasında yaşatıyordur.
Tu quittes un foyer aimant dans l'Eden, filant avec une gamin un peu fou, que j'imagine être un musicien de rock qui ne peut pas gagner sa vie honorablement, et vous vous retrouvez dans cette ville décadente, vivant dans un trou à rats.
Sıradan birisi için bir özelliği yok ama ucubeleri çezbeder.
Rien que pour le gars, c'est rock n roll pour les monstres.
Sen bir rock yıldızısın.
Trop fort.
Peganbe Rock'n'Roll Stüdyosu!
Peganbe Rock'n Roll Studio!
Bir rock yıldızını güpegündüz nasıl yakalayacağız? Yani, güvenlik her yerde.
Comment on fait pour choper une rock star en plein jour quand une armée de gardes du corps le lâche pas?
Sana bakıyorum da senin gerçek bir rock yıldızına ihtiyacın olduğunu hissediyorum.
Il n'y a qu'à vous regarder pour voir que vous méritez une vraie rock star, alors...
Masanın önündeyim ve başka bir dedektif, Toby Logan adında bir palyaçodan, eşek şakası bir arama aldığını söyleyen White Rock, BC'den bir kadından söz ediyor.
J'étais à l'accueil, et un autre inspecteur mentionne une dame de White Rock, B.C. qui aurait reçu un appel bidon d'un rigolo nommé Toby Logan.
Rock'n'roll!
Rock and roll!
Kocan şehir dışında, bebek kusmuş. Rock'n'roll.
Le mari est parti, le bébé vomit, c'est super.
- Rock'N Roll zamanı.
- C'est parti.
Rock'N Roll!
C'est parti!
Bir sabah kalktığınızda, annenizin yanında sikinizin hayvan başı gibi gözükmesini istemiyorum.
Gare au zob en chou-fleur. Sérieux, demandez à K-Rock.
- N'apıyorsun rock yıldızı?
- Tu fais quoi, rock star?
Rock'n'roll.
Le rock n'roll.
Kimse rock'n roll yapmayı unutmaz.
On n'oublie pas le rock n'roll.
Punk rock'ın salakça olduğunu düşünürdüm.
Avant je pensais que le Punk c'était débile.
Rock'ın geleceği belirsizdi...
L'avenir du Rock était incertain...
Rock'ın başı belada.
Le Rock a des soucis.
Rock'n Cocks. Benim işim bu.
"Rocking cocks", c'est mon truc.
Rock'n Cocks. İnsanları mutlu etmeye yarayan bir müzik terimi.
C'est un terme musical pour dire qu'on rend les gens heureux.
Şu Rock'n Cocks dalgasına mı çıktı?
Il est parti en tournée?
Her sihirbazın ateşli bir asistanı vardır,..
Tout magicien a une assistante sexy, toute rock star a un roadie.