Román Çeviri Fransızca
6,680 parallel translation
Roman bir şeyi çok iyi anlamıştı.
Roman avait compris une chose.
Manu ve Roman piçleri gibi değiliz.
Pas comme ces bâtards de Manu et Roman.
Bir seçim yaptın, hemen Roman'ın peşinden gittik!
Tu t'es décidé en voulant faire tomber Roman.
Roman Zazo, Sin Rostro'nun bağlantılarından biri, Rafael'in üniversitede oda arkadaşıydı.
Roman Zazo, l'un des contacts de Sin Rostro, était le colloc de Rafael à l'université.
Jane ise, bir aşk romanı yazarı olmak istiyordu, ve hayalinin peşinden gidiyordu.
Concernant Jane, elle voulait être romancière, et elle poursuivait son rêve.
Bu, ikimizinde sevdiği bir aşk romanı yazarı tarafından yönetilen bir yazarlık atölyesi ilanı.
C'est un atelier d'écriture. dirigé par une romancières qu'on aime beaucoup toutes les deux.
Bu olay da bizi buraya getiriyor, aşk romanı yazarlığı grubundaki Jane'e.
Ce qui nous amène ici, maintenant, à Jane dans son groupe d'écrivains de romances.
LOVE UNDER THE BRIDGE. ÖDÜL : 2007 YILI EN İYİ AŞK KİTABI
le roman d'amour de l'année 2007
ROMAN ZAZO'NUN İKİZ KARDEŞİ
Jumeau identique de Roman Zazo * *
ROMAN ZAZO CİNAYETE KURBAN GİTMİŞTİ
♪ ♪ empalé sur une sculpture de glace
Hadi ama, bu bir aşk romanı yazarları gurubu.
Allez, c'est un groupe d'écrivains romantiques.
Bir oda dolusu aşk romanı yazarı tarafından ve kesinlikle bir zararı olmayacağına emin olduğu yarım bardak şarap ile, gaza gelmiş ve kendi romantik jestini yapmaya karar vermişti.
Être avec des écrivains romantiques et avec la moitié du verre de vin qu'elle a absorbé Jane se décida à faire un geste romantique.
Tamam, yani Roman Zazo'yu Vaughn öldürmedi.
Okay, alors Vaughn n'a pas tué Roman Zazo.
Romanımdaki sorun çok daha gerideydi.
Le problème était au début de mon roman.
Bunlar olurken, Petra da Aaron ile yakınlaşmaya başlamıştı, eski aşığı Roman'ın ikiz kardeşi ile.
Pendant ce temps-là, Petra s'est rapprochée d'Aaron, le frère jumeau de son ex-amant
Roman.
Roman.
Roman'ı hatırlıyorsunuz değil mi?
Vous vous souvenez de Roman, n'est-ce pas? Il a été empalé.
Neden ve nasıl bilmiyorum, ama onun Aaron olmadığını biliyorum. O Roman.
Je ne sais pas pourquoi, je ne sais pas comment, mais je sais que ce n'est pas Aaron.
- Aaron, Roman değil.
- Aaron n'est pas Roman.
Ve Petra'nın da Aaron'ın aslında Roman olduğunu kanıtlaması gerekiyordu.
Et Petra savait qu'elle avait besoin d'une preuve qu'Aaron était vraiment Roman.
Aylardır Roman'ın cinayetini soruşturuyorsun.
Tu as enquêté sur le meurtre de Roman pendant des mois.
- Roman'ın sabıkası var.
- Roman a un casier.
Haklıydın... o Roman.
Tu avais raison... c'est Roman.
Ve Jane, bir aşk romanı yazarları grubuna katıldı ve yeni bir arkadaş edindi, Andie.
Oh, et Jane a rejoint un groupe d'écrivains de romance et s'est fait une nouvelle amie, Andy.
Roman Zazo'yu hatırlıyor musunuz?
Oh, et vous vous souvenez de Roman Zazo?
Kendisinin Petra ile ilişkisi vardı, Rafael'in eski karısıyla, ne yazık ki, Roman öldürüldü ve şimdi de ikiz kardeşi Aaron geri döndü ve Petra ile samimiyeti ilerletiyorlar.
Il avait une affaire avec Petra, l'ex-femme de Rafael, mais hélas, Roman a été empalé et maintenant son frère jumeau Aaron est de retour en ville et se rapproche de plus en plus de Petra.
Yani, Roman ve ben erken yaşlarda hayatın zorluklarıyla yüzleştik.
Je veux dire, Roman et moi, avons était exposé a des situations difficile très tot.
O Roman.
C'est Roman.
Roman Zazo delik deşik edilmişti.
Roman Zazo a été empalé.
Bu Roman Zazo'nun öldüğü geceden bir görüntü.
C'est la vidéo de la nuit où Roman Zazo est mort.
O zaman Roman Zazo'yu kim öldürdü?
Alors, qui a bien pu tuer Roman Zazo?
Ve daha da kötüsü, kazığa saplanarak ölen Roman Zazo'yu hatırladınız mı?
Oh, et encore plus scandaleux, vous vous souvenez de Roman Zazo, celui qui a été empalé?
30 yaşıma geldiğimde, kendimi kadrolu bir öğretmen olmuş, ilk romanım yayınlanmak üzere...
A 30 ans, je me vois titulaire à l'école, mon premier roman sur le point d'être publiée...
Roman Zazo'yu Rose öldürmedi ve baban da hala kaçak.
Rose n'a pas tué Roman Zazo et ton père est toujours en fuite.
Roman Zazo öldürüldü.
Roman Zazo a été tué.
Roman Zazo'nun katili serbest geziyor.
Le meurtrier de Roman Zazo est en fuite.
Ben Roman'ın ikiz kardeşiyim.
Je suis le frère jumeau de Roman.
Roman?
Roman?
- KAYGAN - Jane kendini yazmaya vermişti - ISLAK - yenilenmiş bir enerji ve tutkuyla.
- Jane se lance dans son roman avec une nouvelle énergie et une nouvelle passion.
Bu gece size üzerinde çalıştığım yeni romanımdan okumak isterim.
Donc, ce soir, j'aimerais faire la lecture d'un nouveau roman sur lequel je travaille.
Lütfen bir yemek yiyelim ve Roman'dan bahsedelim.
S'il te plaît, dinons ensemble et parlons de Roman.
Roman sana herkesten daha yakındı biliyorum.
Je sais que Roman était plus proche de vous que n'importe qui.
Roman'dan geriye kalanlara bakıyordum da, bir şey eksik...
J'ai rassemblé les biens de Roman
Jane bir aşk romanı yazarı olmak istiyordu, ve Amanda Elaine tarafından yönetilen bir yazma grubuna katıldı, orada yeni bir arkadaş edindi, Andie.
Voyez-vous, Jane voulait devenir une romancière, Donc elle a rejoint un groupe d'écrivains dirigé par Amanda Elaine, et là bas elle s'était faite une nouvelle amie, Andie.
Ve suçlu Roman Zazo'yu hatırladınız mı?
Oh et vous vous rappelez du criminel, Roman Zazo?
İkiz kardeşi, Aaron, ortaya çıktı, ancak o Aaron değil ; Roman'dı.
Et bien son frère jumeau, Aaaron, est arriver, seulement ce n'était pas Aaron, mais Roman.
Evet işte buradayız, - bir diğer tatlı çiftimiz. - Canımı acıtıyorsun, Roman!
Ah, oui, nous y sommes, avec notre autre couple mignon.
Parmakizi sonuçları gelene kadar Roman'ın yanında normal davran demiştim.
Je lui ai dit d'agir normalement autour de Roman jusqu'à ce que les résultats des empruntes arrivent.
Görünüşe göre sen her şeyi planlamışsın, Roman.
Et bien, on dirait que tu as tout prévu Roman.
Roman'ın arabasının izini bulduk.
Hey, on a un indice sur la voiture de Roman.
Roman... lütfen...
Roman... s'il te plaît...