Roti Çeviri Fransızca
1,031 parallel translation
Kadifede yaban domuzu kızartması...
Le roti de sanglier au velours...
Hala sıcak ve çıtır olan tavuk kızartması gibisi yoktur.
Rien ne vaut un poulet roti, bien chaud et croustillant.
Ve ayrıldıklarından bu yana onlardan haber almadınız?
Et votre rôti du dimanche?
Oradaki polis sana yolu söyler.
Um, du canard rôti.
- Şey... - Buyursunlar.
Canard rôti ce soir.
Ama biz onu kızarmış kuzu varsayalım, hala yün örmeye devam edecek misin?
Imagine que nous ayons un agneau rôti, continuerais-tu à voir la laine?
Bu kavrulmuş kuzu gibi.
J'aime l'agneau rôti.
Bu akşam güzel bir rosto yeriz diye düşünmüştüm.
Pour le dîner, j'ai pensé à un bon rôti.
- Rosto istiyorum.
Moi, je veux du rôti.
Daha akşam rostonun yarısını yedin.
Tu as mangé la moitié du rôti!
- Şey, biftek ve rosto.
- Des steaks et du rôti.
Eve gidip gelmem lazım. Fırında rosto var. Sen kal hayatım.
Je dois rentrer à la maison, j'ai un rôti au four.
Sülün! Affedersiniz... Bayan, Sülünü kızartma mı, fırında mı olsun?
Le faisan, Madame, rôti ou à l'orange?
Şimdi rostonun tadına bakalım.
Jetons un coup d'œil à ce rôti.
Mangalda domuz eti, eğer seversen.
Du porc rôti, si vous l'aimez.
"Fırında tavuk."
Poulet rôti. Tous les dimanches, c'est pareil.
Ama bugün kızarmış tavuk var. ve ben bunun için memnunum.
Je suis contente, on va manger du poulet rôti.
- Çorba mı? Biftek istemiştim.
J'ai demandé du rôti de bœuf!
Et kavurmayı ve kremalı bisküvi yapmayı bilirim.
Je fais du rôti et de la crème renversée...
- Çantanda ne var, kızarmış et mi?
Tu as du rôti? - Moi, du poulet.
- Tavuk ve kırmızı biber.
- Et alors? Moi, du rôti.
- Kızarmış biftek, efendim? - Evet.
Rôti de veau?
Öğleden sonralarımı göl kıyısında güneşlenerek geçirmemi istediğinde... öğretmen olarak kalmak yerine, senin gösterişli... bronzlaşmış erkeğin olmak beni mutlu etti.
Je me suis rôti au soleil pour te faire plaisir au lieu de reprendre mes cours.
Ben aşağı inip rostoyu yapayım.
Je descends préparer le rôti.
Evet efendim. Son olarak ne zaman rosto yediğimi hatırlamıyorum.
Je me rappelle plus depuis quand j'ai pas mangé de rôti.
Kızartılmış sığır eti olmayan
Sans le rôti de boeuf
Kızartılmış sığır eti olmayan
Sans rôti de boeuf
Kızarmış etim için geri dönüyorum henüz soğumamış olabilir.
Excusez-moi... mon rôti m'attend.
Lütfen acele edin Senyorlar, yoksa et soğuyacak.
Hâtez-vous, Messeigneurs, le rôti refroidit.
Hayatım boyunca hiç böyle hakarete uğramamıştım. Önce tavuk gibi bağlandım..
D'abord, il m'a ficelé comme un rôti.
Kavrulmuş ıspanak.
Du rôti avec des épinards.
İki tane Virginia usulü fırında domuz,.. ... devasa bir hindi, kızarmış tavuk, dilimlenmiş söğüş domuz,.. ... bir dolu mangal pirzola, bir sürü de garnitür olacak.
J'ai deux jambons de Virginie, une énorme dinde, du poulet frit, du rôti de porc, et plein de travers de porc grillés et des petits trucs à grignoter, comme des oignons marinés, des olives et des radis.
Diyelim ki, et alacaksınız ve kilosu 7 şilin.
Disons qu'on vous propose du rôti à sept shillings la livre.
Alevli kuzu kebabı. Şef Carlo'nun özel spesiyali.
Rôti d'agneau Boutière, une spécialité de mon chef Carlo.
Biraz tütsülenmiş ton, belki biraz eritilmiş kaşar biraz da az pişmiş biftek.
Du saumon fumé et un assortiment de pâtés, peut-être. Un petit rôti de boeuf. Des légumes.
Köfte tarifini isteyeceğim.
Pour la recette de son rôti de viande.
Sence Mozart köfteyle iyi gider mi?
Mozart, ça va bien avec un rôti de viande?
Şimdi saat 8 : 00 ve köfte hazır.
Il est 8 h et le rôti est prêt.
- Köfte. - Oh.
Un rôti de viande.
Köfteme bakmayı unutma.
N'oublie pas de surveiller mon rôti.
Gerçekten ağlamak istiyorsan, köftene bir bak.
Si tu veux pleurer, va voir ton rôti.
Domuz eti rosto, kızarmış pirinç, az etli pirzola.
Rôti de porc, riz et travers de porc.
Frances, köfte tarifini istediği günden beri ondan haber almamış.
Frances n'a pas eu de ses nouvelles depuis la recette du rôti de viande.
Rosemary, bifteğin üstündeki 5 santim kalınlığındaki buzu çözüyorum.
Ecoutez... J'ai un bon gros rôti en train de dégeler.
Biftek hazır.
Le rôti est cuit!
Elmalı kekle rostoya da dokunma.
Et ne touche pas à la tarte aux pommes ni au rôti.
Çevirme usulü pişti. Leziz.
Ou peut-être au chevreau rôti.
Bağırsaklarını çıkarmadan pişirdin, öyle mi? Acıyın, efendim, acıyın bana!
Tu as rôti ce cochon sans l'étriper?
Kızarmaya hazır.
Prêt à être rôti.
Bu gerçek bir biftek.
Du vrai rôti de bœuf.
Onu yakalayıp kızarttılar.
Ils l'ont rôti puis l'ont mangé.