Ruhum Çeviri Fransızca
917 parallel translation
Bu işleri bırakın ve kendinizi kurtartın, ruhum üzerine yemin ederim ki gelip sizi kollayacağım!
"Venez et vous serez sauvés et, sur mon âme, je viendrai vous voir!"
Tanrım, izin ver ruhum hasat edilmeden belirli bir olgunluğa erişsin.
"Seigneur, s'il vous plaît, laissez mon âme arriver à maturité avant de me la prendre."
Tanrım, izin ver ruhum hasat edilmeden belirli bir olgunluğa erişsin.
" Seigneur, s'il vous plaît, laissez mon âme arriver à maturité avant de me la prendre.
Şimdi eminim ki ruhum lanetlenecek. "
Maintenant mon âme va sûrement être damnée. "
Ruhum gözIerinde boguIuyor.
Je noierais mon âme en tes yeux.
Ruhum size ait, bedenim Bayan Rittenhouse'a ait olsa dahi.
Mon âme vous appartient... quoique mon corps puisse... appartenir à Mme Rittenhouse.
Keşke yalnızca sana sahip olabilsem, ruhumu bile veririm... ama ruhum yok!
Pour vous, je donnerais mon âme, mais je n'en ai pas!
Ölümsüz ruhum üzerine yemin ederim ki Bayan McPhillip, kardeşinize karşı herhangi bir kin beslemiyordum.
Je jure sur mon âme, Miss McPhillip, que je n'en voulais pas à Frankie.
" Bütün ruhum senindir gözlerin kalbimdeki ateşi yaktıktığından beri.
Je suis malheureux Car tes jolis yeux Ont mis tout mon coeur en feu!
Yaşarken ruhum, hiçbir zaman tefeci dük kânımızın dar çukurunun dışına çıkmadı. Ve şimdi zahmetli yolculuklar var önümde.
Dans la vie, mon esprit n'a jamais dépassé les étroites limites de notre échoppe d'usurier, et un long périple m'attend.
Aman Tanrım! Olamaz! Tuz ruhum nerede?
Mes sels!
Peter amca, tuz ruhum!
Pierre! Mes sels!
Ruhum olmadan ölemem.
Je ne peux mourir sans mon âme.
O kalbim, o kayıp ruhum onu arıyordum. "
Elle est mon coeur, elle est l'âme perdue que je recherchais. "
Size görkemli köşkler yaptırdı, Ey benim ruhum.
O mon âme Construisez de nobles demeures
Uyumak için uzanıyorum, Tanrıya ruhum için dua ediyorum
En me couchant, je Te prie, Dieu, de garder mon âme...
Ama şimdi ruhum, iç kemiren bir şüpheyle çalkalanıyor. Yüce Rab, nûrunu üzerimden eksik etme ki korkunç karanlıklarda yolumu şaşırmayayım.
Seigneur et Maître, éclaire-moi, montre-moi la voie dans ces ténèbres...
Ruhum ise... Tanrı'ya aittir.
Mon âme vient de Dieu.
Fakir, sönük ve basit biri olduğum için... bir ruhum ve kalbim olmadığını mı sanıyorsunuz?
Que, parce que pauvre et humble, je suis sans âme et sans cœur?
Sizinki kadar dolu bir ruhum ve kalbim var.
J'ai une âme tout comme vous et tout autant de cœur.
Birden bire ruhum evime gidiyor sanki.
Soudain, mon esprit m'a transporté à la maison.
Etim hâlâ sıkı, ama ruhum her geçen saat güçsüz düşüyor.
La chair est forte, mais l'esprit s'affaiblit.
iki elim kanda da olsa ruhum ve bedenimle hizmetinizdeyim.
En ce cas, et quoi qu'il arrive, je vous suis dévoué corps et âme.
Sonra sonra ruhum geri döndü..
"C'est moi qui suis le Ciel et l'Enfer."
Sonra sonra ruhum geri döndü. Ben, hem cennetim, hem de cehennem...
" Mon âme m'est revenue et m'a répondu :
"Hayatım ve ruhum üzerine, vermedim. " Adamı çağırtın ve sorun.
Non, sur ma vie et mon âme.
" Güzel ruhum, yalan söyleme, dikkat et.
Demandez-lui. Prends garde au parjure.
Tanrı aşkına, neden olmazmış? Ruhum şad olsun, ben bir hayaletim.
Je suis un esprit, ne l'oubliez pas.
Tanrı'ya ruhum için dua edin.
"Puisse le Seigneur veiller sur mon sommeil."
Çabuk gel gece. Sen de uslu dur ruhum geceye dek.
Mais restons calme jusqu'à ce soir.
Eğer öyle bir şey yapacaksan hemen yap, yoksa ruhum daha fazla acır.
Si, mais fais-le vite, sinon ça fera trop mal.
Ruhum yenilenmiş gibi.
C'est comme si j'avais enfin une âme.
Endişe duyduğum, ruhum değil!
C'est pas mon âme qui m'inquiète.
Ben Flavia. Ruhum ve bedenimle ölüm beni bulana kadar size hizmet edeceğime yemin ediyorum Tanrı yardımcım olsun.
Moi, Flavia, je jure... de vous servir... de toutes mes forces, jusqu'à ma mort.
Bilmen gerekiyorsa, benim nadir bulunan bir ruhum vardır.
Eh bien, si vous voulez savoir, je suis un esprit rare.
Ruhum karardı.
Tout s'est pétrifié en moi.
- Evet. Zavallı gezgin ruhum
Autant de chagrins encavés
- Son zamanlarda ruhum büyük acıyla kanıyor.
J'étais tourmenté ces derniers temps.
Fakat benim ruhum için huzur yok ta ki Tanrı kelamını... Tanrı'dan duyana dek.
Mais je ne trouverai pas la paix de l'esprit avant d'avoir entendu la parole de Dieu de Dieu Lui-même.
Ya benim ruhum?
Et mon âme, a moi!
Ama benim ruhum yok,
Mais moi qui n'ai pas d'âme
Ruhum, zamanın önünde.
Mon esprit vole et devance le temps lui-même.
Ey ruhum, bu kalbi yeniden şefkatle doldur ki... ... Khem ülkesinde tekrar yürüyebilsin... ... bütün gücü ve güzelliği ile.
Mon ame, rends ce coeur tendre... afin qu'elle foule encore la terre... dans toute sa force et sa beaute.
Ey ruhum, bu kalbi... ... yeniden şefkatle doldur ki... ... yürüyebilsin...
Rends... o mon ame... ce coeur... tendre... afin qu'il puisse marcher... dans... "
Ruhum bedenimden çıkana kadar bekleyemedin mi?
Ne pouvais-tu attendre que j "aie rendu l" âme?
Bay Cadwallader, ruhum konusunda...
M. Cadwallader, à propos de mon âme, elle ne me manquera pas?
Ruhum karşılığında bana ölümsüzlük verdi. Daha basit anlatamazdım.
Il m'a accordé l'immortalité en échange de mon âme.
Ne de olsa ruhum O'na ait.
C'est de lui que je la tiens.
Ruhum hep sizinle olacak.
Tu dois tenir serment.
" Ruhum...
.. qui se déroulaient dans Paris, la nuit lui apporterait Marius.
Güneş doğduğunda ruhum yakınında olacak. " Marius.
Cet homme mourrait et elle n'en saurait rien.