English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ R ] / Rupert

Rupert Çeviri Fransızca

818 parallel translation
Hey, Rupert, buraya bir tane daha.
Rupert, la même chose.
- Rupert gelecek mi?
- Ruper vient? - Oui. Je pensais te l'avoir dit.
Rupert'i sevdiğini sanıyordum.
Je croyais que tu aimais bien Rupert.
Dünyadaki insanlar arasında Rupert Cadell bizden şüphe edebilecek tek kişi.
Brandon, c'est l'homme le plus susceptible d'avoir des soupçons.
Üstelik, Rupert'i cinayete davet etmeyi bile düşündüm.
J'avais pensé lui demander de se joindre à nous.
Sen söyleme. - Rupert'in geldiğini duydum.
Rupert vient, paraît-il.
- O kim? Rupert Cadell, hazırlık okulunda öğretmenimizdi.
Rupert Cadell était notre responsable en prépa.
Rupert hala yayımcı mı?
Il est éditeur maintenant, non? Il a du succès?
Rupert sadece kendi sevdiği kitapları yayımlar. Genellikle felsefeyle ilgili.
Il ne publie que les livres qu'il aime, en général de la philosophie.
Brandon birinin ayaklarının dibinde!
Brandon aux pieds de quelqu'un! Qui est ce Rupert?
Kim bu Rupert? - Sana çok garip şeyler söylerdi, değil mi?
Il te disait des choses étranges, pas vrai?
- Kendini geliştirmişsin, Philip.
- Ton toucher s'est amélioré. - Rupert!
- Rupert! Gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım.
Je pensais que tu n'allais plus venir.
Bayan Atwater, size Rupert Cadell'i takdim edebilir miyim?
Mme Atwater, puis-je vous présenter M. Rupert Cadell?
Rupert Cadell, Somerville'in emektar öğretmeni mi?
Rupert Cadell, le responsable à Somerville?
Rupert, hiç değişmemişsin.
Tu n'as pas changé.
- Korkarım öyle, Rupert.
- Désolé, Rupert.
Şimdi gerçekten de cinayeti onaylıyor musunuz, Rupert?
Vous n'approuvez quand même pas le meurtre?
Ben, Phillip yüksek ihtimal Rupert.
Moi-même, Phillip, peut-être Rupert.
Eminim Rupert, iyi ki, yeteri kadar zeka ve hayal gücüne sahip...
- Peut-être. - Je suis sûr que Rupert... - Allons, Messieurs...
Neyin hepsi ne için? "Suç ve Ceza" oynamayı bırak, Rupert.
Quoi donc? Arrête de tourner autour du pot.
- Tamam, Rupert, ben soracağım.
- D'accord, Rupert.
Ortada yapılmaya çalışılan hiçbir şey yok, Rupert.
Il ne se passe rien, Rupert.
- Rupert bir şeyleri anladı.
- Rupert a des soupçons. - Non.
Evet, Rupert olmadan olabilirdi.
- Si. Sans Rupert.
- Brandon. Brandon, arayan Rupert.
- Brandon, c'est Rupert.
Rupert?
Rupert?
Rupert şimdi burada olacak ve seni kendine getirmek zorundayız.
Rupert monte, tu dois te ressaisir.
Ne kadar bildiğini bilmiyorum, ama, Rupert bir şey biliyorsa söz veriyorum ki bir şekilde beş dakikada buradan gidecek.
J'ignore ce que Rupert sait, mais je te promets qu'il ne sera plus là dans cinq minutes, d'une façon ou d'une autre.
Phillip, Rupert'e bir içki hazırlar mısın?
- Phillip, tu peux lui servir un verre?
Acele etmeye gerek yok, Rupert.
Ne te presse pas, Rupert.
Janet'in teorisi beni ilgilendirmiyor, ama sen beni hep ilgilendirdin, Rupert.
Les ragots de Janet ne m'intéressent pas, mais tu m'intéresses toujours.
Evet ama nerede, Rupert?
Oui, mais où?
Philip'in bu durumu nedeniyle artık burada kalmasan iyi olur, Rupert.
Dans cet état, je ne sais pas pourquoi tu restes, Rupert.
Affedersin, Rupert.
Désolé, Rupert.
- Evet. Rupert'in silah hakkında söylediklerini duydun mu?
Tu as entendu ce que Rupert a dit?
Bu arada seninki nasıl, Rupert?
Comment va le tien, Rupert?
Affedersin, Rupert.
- Désolé, Rupert. - Ce n'est rien.
Bunu kimsenin bilmesini istemezdim ama uzun zamandır alkolik. Rupert...
Ne le dis à personne, mais il devient alcoolique.
Phillip sarhoş, Rupert.
Il est ivre, Rupert.
- Seninle ilgili bir şey yok.
- Rupert, cela ne te concerne pas.
- Rupert...
Rupert...
- Rupert, lütfen...
- Rupert, s'il te plaît.
Rupert, Kentley'le bugün yaptığımız tartışmayı hatırladın mı?
Tu te souviens de notre conversation avec M. Kentley?
- Hatırladın mı, Rupert?
- Tu t'en souviens?
Kont Rupert Hentzau. Hizmetinizdeyim Ekselansları.
Rupert de Hentzau, aux ordres de Votre Majesté.
Bu olağan prensiplerinize göre olası bile değildi, Kont Rupert.
C'est indigne de vous, comte.
Bazen Rupert, kadınlara ihtiyacımız olduğu anlar vardır. Devlet konusunda bile.
Les femmes sont parfois utiles... même dans les affaires d'État.
Bu Rupert Hentzau. Ona sakın güvenme.
Méfiez-vous de lui!
" Annem ticarette bir büyücüdür o, diyor.
" la rivière où rêvait le poète Rupert Brooke.
Rupert, sen delisin.
Rupert, vous êtes terrible.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]