Sainte Çeviri Fransızca
3,471 parallel translation
Valerie bir melekti.
Valerie était une sainte.
Babası gerçekten kusursuz bir Arap aydını. Şam'da sessiz ve mütevazı bir şekilde yaşıyor.
Son père est bien un universitaire arabisant, qui mène une vie tranquille et sainte à Damas.
Azize Margaret Dinlenme Yeri, İskoçya
HALTE SAINTE-MARGARET, ÉCOSSE
Kutsal Kilisenin şanını canlandırmak istiyorum.
Je veux restaurer la gloire de sa Sainte-Église.
Kutsal Ana Kilise'mizin şerefi, hayatım boyunca ayakta tutulacaktır.
Notre sainte mère l'Église retrouvera sa gloire d'antan de mon vivant.
Siena'daki Aziz Catherine Kilisesi'nin tüm hakları...
Les titres de propriété de l'abbaye Sainte-Catherine-de-Sienne.
Beklentisinde olduğumuz bu sorumluluklar Kutsal Ana Kilisemiz'in onurunun sürekliliği için akıllıca kullanılacaktır.
Ces charges que nous concédons devront être utilisées sagement pour la restauration de l'honneur de notre sainte mère l'Église.
Kutsal Ana Kilisemiz için devrim yavaş ilerliyor olabilir fakat- - Tanrı, benden önceki Papa Innocent'e konuştuğu gibi benimle de konuştu.
Réformer notre sainte mère l'Église sera long, mais Dieu m'a parlé comme à mon prédécesseur, le pape Innocent.
Kutsal Ana Kilisemiz böyle bir rezaleti kaldıramaz.
Notre sainte mère l'Église ne peut se permettre un tel scandale.
Kardinaller Heyeti'nin, Kutsal Ana Kilisemiz'in yeniden yapılandırmasındaki aşırı iş yoğunluğu nedeniyle genişletildiğini tebliğ ediyoruz.
Nous voulons annoncer notre décision d'agrandir le Collège des cardinaux, au vu des tâches écrasantes qui lui incombent depuis notre réorganisation des affaires de notre sainte mère l'Église.
Kutsal Ana Kilisemiz'in Kanunlar'ına karşı gelmekten...
La loi de notre sainte mère l'Église.
St. Cecilia'nın kadınlar manastırında birçok aç ruh var.
Au couvent de Sainte-Cécile, il y a des âmes affamées.
Anneciğim!
Oh, Sainte Mère!
Biz Kutsal Mızrak üzerine yemin ederiz.
Nous le jurons. Nous le jurons sur la Sainte Lance.
Vay canına.
Sainte merde ( de dieu )
İyi ki kardeşinle seni katolik okula göndermişiz.
Je regrette pas de vous avoir envoyée à l'école de la Sainte Famille.
Aman tanrım...
Sainte Mère de...
Aziz olan mı?
La Sainte?
Hay anasını!
Sainte merde de Dieu.
Yüce annemiz...
Sainte Marie, mère de D...
"Kimse bunları yenemez" di.
"Personne ne peut battre ça." Sainte...
Hassiktir.
Sainte merde.
Çünkü tapınakta Aarti ( adak ), Archana ( ibadet ) Puja ( hürmet ) ve Shanti ( huzur ) var.
Parce qu'il y a Aarti ( Sainte Offrande ) Archana ( Culte )..... Puja ( vénération ) et Shanti ( paix ) dans le temple.
Peki. Fakat bu "neden" sorusunun cevabı oldu, "nerede?" sorusu hâlâ yanıtsız.
Elle a entendu l'Ecriture sainte pendant son attaque au magasin.
Tanrı aşkına, ne kokuyor böyle?
Sainte Mère de Dieu. Quel est ce parfum?
St Margaret'da.
Sainte Marguerite.
St Margaret's krematoryum'a.
Crématorium de Sainte Marguerite.
Alison buraları yönetirken Dr. Sullivan'ın burada olmaması ne yazık.
Dommage que Sainte Sullivan était pas là quand Alison faisait la reine.
Aziz ya da fahişe Herşeyin içine edeyim
dominante ou soumise, sainte ou putain Ras le bol de tout ce qui doit être étiqueté et classé.
Penny buraya Tom'la birebir görüşmek için gelecek ve ben de Aziz Jane'in bunu üçlü yapmadığından emin olmak istedim.
Penny doit voir son père. Je vérifie qu'avec sainte Jane, c'est pas devenu un plan à trois. Un plan à trois?
Artık resmen sizin gözaltınızda... Fakat, Saint-Marie adasına kadar size eşlik etmem emredildi.
Maintenant il est officiellement sous votre garde mais on m'a donné l'ordre de vous escorter jusqu'à Sainte-Marie.
Bay Hamilton, adaya vardığımızda, sizi doğrudan cezanızın kalan kısmını çekeceğiniz Saint-Marie hapishanesine götüreceğimizi biliyorsunuz herhalde.
M. Hamilton, vous comprenez que, dès notre arrivée, nous vous emmenons à la prison de Sainte-Marie où vous purgerez le reste de votre peine.
Saint-Marie adasında daha önce bulundunuz mu?
Etes vous déjà venu à Sainte-Marie?
Leon Hamilton cesasını tamamlaması için Saint-Marie'ye getirilmesi konusunda aylarca lobi faaliyetinde bulundum.
Je me suis battu pendant des mois pour transférer Leon Hamilton à Sainte-Marie pour purger sa peine.
Saint-Marie'de dedesini ve büyükannesini ziyarete gidiyormuş.
Elle vient voir ses grands-parents à Sainte-Marie.
Feribot, Saint-Marie adasına bağlı olduğundan yolcuların hemen memen hepsi Paradise Beach kompleksinden para kaybetmiş birini tanıyor.
Le ferry était à destination de Sainte-Marie, donc virtuellement chacun connaissait quelqu'un qui a perdu de l'argent à cause du complexe.
Saint-Marie'de ne kadar kalacakmış?
Combien de temps reste-t-elle à Sainte-Marie?
Hayır, kocası adanın etrafında yelkencilik yaptığını ve... Saint-Marie'yi sevdiğini ve... bu yüzden onu burada gömeceğini söyledi.
Non, elle dit qu'il aimait naviguer autour des îles et qu'il adorait Sainte-Marie, donc elle veut le faire incinérer ici.
Leon Hamilton daha önce hiç Saint-Marie adasında bulunmadığını söyledi. Eşi şimdi kocasının buralarda sıkça yelken açtığını ve... burayı çok sevdiğini söylüyor.
Leon Hamilton m'a dit n'être jamais venu à Sainte-Marie avant, et maintenant, sa femme dit qu'il naviguait ici et que c'était son endroit préféré.
- Saint-Marie de mi?
A Sainte-Marie? Non.
Doğru anladıysam, kocanız Saint-Marie adasının etrafında yatıyla geziyordu.
Votre mari naviguait à bord de son yacht autour de Sainte-Marie?
Leon Hamilton hapishanede hiç Saint-Marie adasından bahsetti mi?
Est-ce que Léon Hamilton à parler de Sainte-Marie pendant qu'il était en prison?
Yer değiştirmek ve hapis cezasının geri kalanını... Saint-Marie de geçirmek için altı aylığına 50.000 Dolar.
50,000 pour six mois, pour échanger vos places et pour purger le reste de votre peine ici, à Sainte-Marie.
Eşiniz, ayrıca sizin çok hevesli bir denizci olarak Saint-Marie adasının etrafında sık sık yelken açtığınızı biliyordu, oysa gerçek Vincent daha önce hiç buraya gelmediğini söylüyordu.
Elle savait aussi qu'en tant que marin vif, vous navigué souvent autour de Sainte-Marie, alors que le vrai Vincent dit qu'il n'avait jamais été là avant.
Elena'nın Çivisi.
Le clou de Sainte Hélène.
Bence Kishor görseydi kutsal suyuna... viski katmanı onaylamazdı.
Je ne pense pas que Kishor kumar approuverait que tu ajoutes du whiskey dans l'eau sainte.
Aman ya Rabbi!
Sainte mère de Dieu.
Kutsal Kız...?
Sainte-Fille?
Tanrı aşkına, projektörüm. Yandı. Yandı projektörüm.
Bobine Par Sainte Eulalie, mon projecteur! Brouhaha
- Sekiz senedir buradayım... - Çok güzel. ... ama sizin gibi embesillerle hâlâ uğraşmak durumundayım.
J'ai été la 8 ans et je dois toujours m'occuper d'imbécile comme toi pendant que ta sainte Janie qui a été là pendant la moitié de mon temps a été monté au crimes majeur
Bakın, benim...
Parce que je ne pouvais pas imaginer à quel point se serait embarrassant qu'il s'enfuie sous la garde de la police de Sainte-Marie. Ecoutez, j'ai...