English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Saklan

Saklan Çeviri Fransızca

6,407 parallel translation
Hissediyorum, ve son bir kaç haftadır birileri arka bahçede saklanıyor.
Je peux le sentir, et quelqu'un est venu dans la cour durant 2 semaines.
Gizlenip, saklanıp tribün altlarında onu arıyorsun.
♪ Dear hider and seeker there under the bleachers ♪
Tabii şu "Bebeğim ben kraliçeyim," olayının arkasına saklanıyorsun.
En dessous de tout ce "oh, bébé, je suis la reine".
♪ Çünkü yoğurdunda saklanırım
♪ Je suis tapi dans votre yaourt
Kulüpten mi saklanıyorsun?
Tu te caches du club?
Ama saklanıyorsun, değil mi?
Mais tu te caches?
Hâlâ ormanda babasından saklanıyor olabilir.
Elle se cache peut-être dans les bois.
Senin o Cholo nerede saklanıyorsa.
Là où ce Cholo se cache.
Tek hamlede halletmeliyiz yoksa çekikler saklanır ve yeniden gruplaşır.
Et on doit le faire d'un seul coup sinon les bridés vont se retrouver dans la clandestinité et se regroupé.
Hayır Alex, saklanıp ortadan kaybolmayacağım özellikle de şehir tehlikedeyken.
Je ne vais pas disparaître, pas pendant que la cité court un risque.
Burada saklanıyordum.
Je me cachais.
Neden saklanıyorsun?
Pourquoi vous vous cachez?
Bir günahkâr ve bir gecekondu Aynı salonda saklanıyor.
Un intrus et un squatter se cachant dans le même couloir.
Ne derler bilirsin "tesadüfler, Tanrı'nın saklanış yöntemidir."
Tu sais ce qu'on dit, "La coïncidence, le hasard c'est Dieu qui se promène incognito."
Kardeşini al ve saklan.
- Prends ta sœur et cache-toi. Vas-y.
Hepimizin tahmin ettiği gibi bir dolapta saklanıyordur.
Son téléphone sonne, on peut révéler son emplacement.
Biraz saklanıp Haqqani konusunda bir fırsat daha kolladım ama çoktan gitmişti.
Je me suis caché quelques temps, attendant une autre opportunité, mais Haqqani était parti.
Git saklan.
Va te cacher.
- Bir yerlerde saklanıyor mu?
- Se cache-t-il quelque part?
Saklanın!
À couvert!
Git koltuğun arkasına saklan.
Cache-toi derrière le canapé, tout de suite.
Ya da bu acınası kimliğine saklan.
Ou reste cachée par ta pathétique identité.
" Hindistan'da, Phansigarlar Thuggeeler arasında saklanıyor.
" Ici en Inde, les Phansigars se cachent au milieu des Thugs,
Demek burada saklanıyordunuz.
C'est donc là que vous vous cachiez.
Caroline yurtta dikkat çekmemeye çalışıyor. Sarah'dan henüz bir iz yok. Yani ya saklanıyor ya da beni nasıl ifşa edeceğinin planlarını yapıyor.
Caroline fait profil bas au dortoir, pour l'instant aucun signe de sarah, ce qui veut dire que soit elle se cache soit elle se prépare pour me balancer.
Peki Alman casusu nerede saklanıyor?
Où est ce qu'un espion allemand peut se cacher?
Annemin Sycamore'dan bir arkadaşından saklanıyoruz çünkü dedikodu için malzeme vermek istemiyorum hiç.
On se cache... d'une maman de l'école Sycamore car elle n'a nullement besoin d'apporter plus d'eau au moulin à rumeurs. C'est...
Atalarımızın yurdundan alınan her meyve ve sebze burada tutulur. Tohum Bankaları Mirasında Proxima'ya ulaştığımızda melezleme ve nakil için saklanır.
Chaque fruit, légume et céréale de nos ancêtres sont stockés dans la Banque de Graines Ancestrales, où ils seront gardés pour l'hybridation et la transplantation sur Proxima.
Komutan nerede saklanıyor?
Où le capitaine s'est-il caché?
Saklanın.
A couvert. Venez.
Kıyametten beri ormanda bir yerde saklanıyor.
Il s'est planqué dans les bois depuis l'apocalypse.
Neden köşelerde saklanıyorsun?
Pourquoi vous cachez-vous dans le coin? Venez. Asseyez-vous ici.
Hala saklanıyorsun.
Reste caché.
Neden saklanıyorsun benden Jim?
Pourquoi tu te caches, Jim?
O zamandır saklanıyordu.
On ne l'avait pas revu depuis.
Gloria. Neden saklanıyorsun?
Pourquoi tu te caches?
DVD'ler depoda saklanıyor.
Les DVD sont dans la réserve.
Konu da bu ya, saklanıp, ortalıkta gizli saklı dolanmak istemiyorum.
Il y a de ça.
Ben... Ben, çocuklarımı korumak için saklanıyordum.
C'est pour ça que je me cache, pour protéger mon enfant.
Annem erkekleri eğlendirmeye başladığında orada saklanırdım.
C'est là où je me cachais quand elle s'occupait d'hommes.
Çamaşır arabasında saklanıyordu.
Il était caché dans le panier de linge.
Simon en akıllıca hareketin saklanıp durumu değerlendirene kadar ortalıkta dolaşmamak olduğunu anladı.
Simon a compris qu'il devait se cacher. Se mettre au vert pour évaluer la situation.
Çünkü yaptığımız şey çirkin ve tanrıdan saklanıyoruz.
Parce que ce qu'on fait est infect. - Et on se cache de Dieu.
Senin dışındaki herkesten saklanıyorum.
Mais de tous les autres.
- İlişkiler. Her kim olurlarsa ya da her nereye saklanırlarsa her zaman görüşecekleri sevecekleri ve yanlış yapacakları insanlar olacak.
Peu importe qui ils deviennent ou où ils se cachent, il y aura toujours des gens qu'ils rencontrent, des gens qu'ils aiment, des gens qu'ils trahissent.
Bir profesyonel, ortalık sakinleşene kadar yakınlarda saklanır.
Un pro l'aurait caché à l'intérieur du périmètre jusqu'à ce que la zone entière ai été nettoyé. Compris?
Saklanıyorlardı.
Cachés.
Hep babandan saklanıp annesizliğin acısını çektin.
Toujours à te cacher de ton père et voulant une mère.
Eminim karargâhlarında saklanıyordur.
Je parie qu'il se cache dans leur quartier général.
Ben saklanıyordum.
Je ne sais pas. Je me cachais.
Saklan, saklan.
Baisse-toi, baisse toi!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]